MUSTAFA AYDOĞAN

UTANMAMIZ LAZIM

MUSTAFA AYDOĞAN

48, 54, 56 ve 60 yaşlarında 4 kardeşin yaşadıkları evin 2 aydır elektriği faturası ödenmediği için kesilmiş.  Borcundan dolayı doğalgaz da kesilince4’ü birlikte bunalıma girip intihar etmişler.

Bu paylaşımı okuyunca insanlığımızdan utandım. Aslında benim değil de utanması gerekenlerin utanması lazım.

Zaman, zaman çeşitli nedenlerle bizlerin de bunalıma girdiği ve aklından başka, başka şeylerin geçtiği düşünceler olmuyor mu? Oluyor tabiî ki de …

İnancımız gereği ne kadar bunalımda olursak olalım kendimizi frenlemek zorunda kalıyoruz.  Vefa’nın İstanbul’da bir semt olmaktan öteye gitmediği günümüzde tırnağın varsa başını kaşıyacaksın.

Kimseden vefa beklemeyeceksin, “arkadaşım, dostum çok” diye aklının ucundan dahi geçirmeyeceksin.

3 ya da 4 yaşlarında bir çocuktum, babamın yurtdışından izine geleceğini söylediler, heyecandan yerimde duramıyorum. Babamın yurtdışına gittiği zamanı hatırlamadığım için dönüşü benim için muhteşem olacaktı.

Heyecanla anneme sordum; “Anne babam ne zaman gelecek” diye, o zaman verdiği cevabı bu gün oldu hala unutmuyorum: “BEKLE MISTILIK GELİR YASTILIK” dedi.

Bir beklenti içerisinde olmuyorum kimseden, çünkü rahmetli annemin sözü aklıma geliyor her zaman.

Şunu demek istiyorum; yardımların bile kameralar karşısında yapıldığı bir ülkede o yardıma yardım denebilir mi. Dense, dense ancak “REKLAMINI YAPIYOR” denir. Dinimiz ,”Bir elin verdiğini diğer el görmeyecek” demiyor mu?

Geçtiğimiz günlerde bir gazetede okumuştum; “Arabistan hacca gidenlerin bağışladıkları kurban etlerini İslam ülkeleri dışında başka ülkelere gönderiyor” diye. Kurban etlerinin gayrimüslimlere verilmesinin dinimizce bir sakıncası olmadığı belirtiliyor. Biz en yakınımızda bulunan fakir fukaramızı görmemezlikten geliyor ve Kurbanlarımızı başka, başka yerlere bağışlıyoruz.

Belki de ayda bir defa da olsa evine et girmeyen insanlar var. Nasıl bir vicdan ki onlar dururken kendi kanınızdan, kendi canınızdan insanların halini görmemezlikten gelerek onlara yardım etme yerine, nereye gittiğini dahi bilmediğiniz yerlere yardım yapıyorsunuz.

Tüm bunları yazmamdaki sebep 4 kardeşin önce elektriklerinin, ardından da doğalgaz faturalarının kesilmesi nedeniyle bunalıma girip intihar etmeleri .

Bu durumda olan binlerce insanımız var, intiharların nedenlerini araştırdığımız zaman bir çoğunun altından da yokluk, yoksulluk çıkacaktır.

“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” deniyor ama fakir, fukara, yoksulları da kimi zaman kaderine terk ediyor görmemezlikten geliyoruz. Sadece insanı değil, tüm insanlığı yaşatmamız lazım.

Gazeteci –yazar Emin Çölaşan’ın yıllar önce yazdığı bir köşe yazısı vardı. Orada, “Önce insanım, sonra Gazeteci” diyordu. Ben de aynı şekilde “önce insanım ve insanların acısı benim de acım, onların dertleri benim de derdim oluyor”

4 Kardeş intihar etmedi bence insanlık intihar etti…

Yazarın Diğer Yazıları