Selda Avcı

NOSTALJİ BUKETİ BAYRAM!

Selda Avcı

Bayrama adım adım yaklaştığımız şu günlerde bugün eski bayramlardan bahsetmek istiyorum. Çocukluğunuzun bayramlarına doğru kısa bir yolculuğa ne dersiniz?

Çocukluğum muydu bayramları güzelleştiren, yoksa bayramlar mı daha güzeldi eskiden?

Yeni bir şeyler almak mıydı bizi mutlu eden, yoksa yeninin kıymetini mi bilirdik biz eskiden?

Yüreğim buruk, bir yanım eksik! Adı var, tadı yok şimdi, bu bayramların…

Eskiden bayramdı; şimdi ise sadece tatil. Bayram tatilinden aylar önce tatil rezervasyonları yapılmaya başlanıyor. Bayramlar çocuklar içindi de, biz mi büyüdük? Yoksa gerçekten de kaybettiğimiz değerlerin arkasından üzülmekten başka çaremiz mi yok? Siz de derin bir ah çekip, "Nerede o eski bayramlar" diyenlerdenseniz, biraz hatırlayalım, biraz da hatırlatalım istedim... 

Sabah ezanı ile kalkılır evin erkekleri bayram namazına gider. Evin hanımları kahvaltı hazırlar kocaman sofralar kurulurdu. Eş, dost, akraba, komşu ziyaretleri yapılır, iade-i ziyaretler beklenirdi.

Bayramda anneanne, babaanne demek kolalı mendil demekti. Arasına sıkıştırılmış bayram harçlıkları ile birlikte…

Mis gibi ütülenmiş, kolalanmış, tertemiz mendiller torunlar için hazırlanırdı.

Aynı kıyafetlerle bayrama girilmezdi mesela, çünkü bayram; yeni pabuçlar, yeni kıyafetler demekti evvela...

Arefe gecesi yeni elbiseler, yeni pabuçlarla beraber uyunurdu, annenin tüm kızmalarına aldırmadan, gizlice... Eller kınalanır sabaha kadar onun heyecanı sarardı acaba kına nasıl olacak diye merakla beklenirdi.

Sabah erkenden kalkılır, bayramlıklar giyilir, ailecek bayramlaşılır, sofraya oturulurdu.

Kahvaltı sofrasından kalkar kalkmaz, soluğu mahallede alırdı çocuklar... Şimdilerde şeker toplamaya bile çıkamayan çocuklar var ne yazık ki!

Mahalleli hazırlığını yapardı önceden. Bozuk paralar, şekerler kapının yanında hazır bekletilirdi.

Sokakta hazır beklerdi bayram salıncağı, gıcır gıcır sesi duyuldu mu, koşar sıraya girerdi çocuklar…

Dünyanın en büyük lunaparkına gitmiş kadar eğlenirlerdi. Öyle jetonla, elektrikle falan değil, sadece salıncakçının gücüyle çalışacak kadar da samimiydi, bizdendi; seyyar salıncak.

Seyyar salıncaktan inen çocuklar, çatapat, kızkaçıran cephanelerini toplar, sokaklarda "fiiçuuuyyyvv" sesleri yankılanırdı. (Alıntı)

Pamuk helvacı, kâğıt helvacı, baloncu, elma şekerci, macuncu beklerdi her sokağın başında...

Seyyar fotoğrafçılar gezinirdi bayram yerinde. Yepyeni bayramlıklarıyla hatıra fotoğrafı çektirirdi insanlar.

Bayramdan günler önce atılırdı tebrik kartları, postaneler dolar taşardı. Şimdilerde ise ilerleyen teknoloji ile o eski adetlerimizin yerini, soğuk, buz gibi samimiyetsiz akıllı telefonla atılan mesajlarda kutladığımız mesajlar yerini aldı.

Samimiyetsiz toplu bayram mesajlarından önce, el öpmeler vardı.Hatta köy yerlerinde el öpülür, topluca bayramlaşılırdı.

Kolonyalar doldurtulurdu mahallenin kolonyacısından. Herkesin kendi kolonya şişesi olurdu, en havalı kristalinden...

Misafire Türk kahvesi ikram edilirken, yanında badem şekeri unutulmazdı.Kahveler, tatlı sohbetlere vesile olurdu...

Komşuda pişen mutlaka size de düşerdi. Komşuluk vardı çünkü. Yan yana kapılarda yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmesin diye paylaşılır, komşunun tabağı asla boş gönderilmezdi geri.

Bayram da ekmek çıkmazdı; Arefe günü sıraya girilerek bayram boyunca fırınlar açılmayacağı için bayram bitinceye kadar yetecek ekmek alınırdı. Bayramlarda fırınlar, gazeteciler bile çalışmazdı. Tek bir gazete çıkardı; Bayram Gazetesi.Farklı görüşler birlik beraberlik içinde olabilirlerdi bayramda, tek bir gazetede.

Ben şimdiden eski anılarınızı gülümseyerek hatırladığınız; ama en az onlar kadar sevgi dolu bayramlar dilerim…

Bugün bayram erken kalkın çocuklar! İyi Bayramlar…

 

Yazarın Diğer Yazıları