Dün akşam, Melikgazi Belediye Başkanı, Cumhur İttifakının adayı Mustafa Palancıoğlu’nun proje tanıtım toplantısına katıldım.
Öncelikle altını çizmem gereken bir konu var:
Kayseri’nin tüm sivil toplum, oda, meslek örgütü temsilcilerinin toplantıya davet edilmesi ve onların katılımının sağlanması Melikgazi Belediyesi ve Palancıoğlu adına önemli bir artıydı.
Aslında bu altı önemle çizilmesi gereken bir konu:
Sivil toplum, oda ve meslek örgütleri, sadece toplantılara davetle sınırlı kaymayıp, kentin yönetimine etkin olarak dahil edilmeli, onların görüş ve önerileri alınmalı.
Maalesef günümüzde herkes kendi görüşündeki kişilerle işbirliğine gitmeyi tercih ediyor.
Bu da iyi niyetli çıkılsa da sonunda hedefin sapmasına neden oluyor. Toplantıda ben TÜRGEV olarak anlamıştım öyle yazmıştım ama TÜZDEV ile işbirliği ile yapılan Dahiler Koleji projesi önemli bir proje... İşin içine TÜRGEV girince, işin içini İlim Yayma Cemiyeti girince, işin içine Ensar girince yapılan iş toplum yararına olmak yerine belirli bir ideolojiye hizmet etmeye gidiyor.
Belediyelerin görevi bir ideolojiye değil o kentteki herkese hizmet etmek olmalıdır.
Bu söylediklerimin günümüz Türkiye’sinde çok ütopik olduğun farkındayım ama umut ederim bir gün bu ülkede, parti adı hiç fark etmeksiniz, ideolojik takıntılar bir tarafa bırakılır ve herkesi kucaklayan bir anlayış hakim olur.
Belki bir gün Voltaire’nin "Düşüncelerine katılmıyorum. Ama senin düşüncelerini savunma hakkını sonuna kadar savunurum." sözünü içselleştirir ve herkese yaşam hakkı veririz.
Projelere gelince; ‘Önce’ başlığı ile öncelenen konuların ele alındığı projelerde, sosyal projeler ön plana çıkıyor.
İnsana dokunan ve uygulanabilir projeler.
Palancıoğlu, projelerinin ana felsefesini ise mimar, şehir plancısı, düşünür Turgut Cansever’in "Şehri imar ederken nesli ihya etmeyi ihmal ederseniz, ihmal ettiğiniz nesil, imar ettiğiniz şehri tahrip eder." sözleri ile açıkladı.
Bu projeler içinde Bayat-Bat-Bit Pazarı en farklı olan projelerden biriydi.
‘Eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı’ deseler de atalarımız günümüzde bitpazarları oldukça rağbet görüyor.
Elbette bunun yoksulluk boyutu var.
Ama yoksulluğun da ötesinde böyle bir kültür var.
Böyle yerlerde farklı ürünler arayan insanlar var.
Örneğin ben Ankara Ulus’ta benzer içerikteki bir yere sık sık gidip, kalem aramışlığım da var.
Eskişehir Bağları bölgesinde kurulan ve satılması hayal dahi edilemeyen ürünlerin satılmaya çalışıldığı mevcut bitpazarı görüntüsünden kurtulmak için dahi bu proje önemli.
Bu çağda bu kente o görüntüler yakışmıyor.
Daha modern bir ortamda insanların eski eşyalarını satabileceği, takas edebileceği bu proje en başta bu görüntüleri ortadan kaldıracağı için önemli.
Bence bu proje tutar.
