Hamdi Altuntaş

Bizim oylarımız siyasetçinin babasının malı mı?

Hamdi Altuntaş

 55 yaşındayım. Şöyle geriye bakıyorum da genel seçimler, yerel seçimler, belediye meclis üyeliği, il genel meclis üyeliği, referandum derken farklı değerlendirmelerle sanırım 10’a yakın partiye oy vermişimdir. Dolayısıyla milyonlarca seçmen gibi benim oyum da hiçbir partinin tapulu malı değil. Hal böyle iken, seçmenin oylarını babasının malı gibi görerek pazarlık malzemesi yapmak hiçbir siyasetçiye puan kazandırmaz. Tam tersi getirisi değil götürüsü olur. 
Bunu neden söyledim?
Çünkü, bu seçimlerde hiçbir seçimde görmediğim kadar pazarlık içerisine girildi. 
Şimdi üzülerek Sinan Oğan’ın da aldığı oyların elini güçlendirdiğinden hareketle daha büyük makamlar için pazarlık yaptığını görüyorum. Üzülerek diyorum, çünkü Sinan Oğan’da daha büyük kitlelerin desteğini alabilecek pek çok özellik var. Ata biniyor, folklor oynuyor, samimiyetini karşısındakine hissettirebiliyor, yakışıklı, ağzı iyi laf yapıyor, cesur… Bu özellikler O’nu gelecekte çok daha etkin bir siyasi figür haline getirebilecek özellikler; ancak siyaseti ve toplum psikolojisini iyi bilmiyor. Biraz önce saydığım tüm özelliklerini silebilecek derecede hatalı hamleler yapıyor. 
Sinan Oğan’ın yerinde olsam derdim ki: “İlk tur seçimlerinde aldığım oylar benim babamın malı değil. Bu oylardan hareketle bir pazarlık içerisine girmemi kimse benden beklemesin. Çünkü bana verilen oylar diğer iki adayı da istemeyen seçmenlerin oylarıydı. Bu sayının çok daha fazla olduğunu ve pek çok kişinin bizim kazanma ihtimalimizi zayıf görerek ehven-i şer düşüncesiyle diğer iki adaya oy verdiğini biliyorum. Bu düşüncedeki insanların sesi olmaya ve daha güçlü bir alternatif hailine gelmek amacıyla ülkem ve milletim için doğru bildiğim yolda ilerlemeye devam edeceğim. İkinci turda kimin seçileceği milletimin takdiridir. Kendimi bu takdirin yönlendiricisi olarak görmem.” 
Bu yaklaşım Sinan Oğan’ı gelecekte çok önemli yerlere getirebilecek bir yaklaşım olurdu. Hala bir şansı var…
ÖZHASEKİ, ELİTAŞ, YILDIZ, AKAR, CINGI, ÖZSOY VE DİĞER MİLLETVEKİLLERİ
14 Mayıs seçimleri öncesi nerden estiğini ya da estirildiğini bilmiyorum, bir değişim rüzgarı esti ve Kayseri’de bakanlık yapmış üç isim şimdilik siyaset sahnesinden çekildi. 
Dolduruşa mı gelindi ya da dolmuşa mı binildi de böyle bir sonuç ortaya çıktı bilmiyorum; ama bildiğim bir şey var yapılan doğru değildi. 
İyi gazetecinin tarifi farklı şekillerde yapılabilir; ama bence en iyi tariflerden birisi şudur: İyi gazeteci fihristinden bellidir. Yani iyi gazeteci vali, milletvekili, belediye başkanı gibi etkili makamlarda bulunanlara ulaşabilir olmalıdır. Makam sahiplerinin telefonu o gazetecide bulunmalıdır ve telefon ettiğinde de karşıdaki kişi cevap vermelidir. 
Aslında siyasetçi için de benzer bir tarif yapılabilir. 
İyi siyasetçi tüm bakanlara, genel müdürlere ulaşabilir ve ulaştığında da şehri ya da seçmenleriyle ilgili sorunları çözebilir olmalıdır. 
Şimdi size soruyorum. Mehmet Özhaseki, Mustafa Elitaş ve Taner Yıldız telefonla ya da bizzat ziyaret ederek hangi Bakana ulaşamaz? Hangi genel müdür bu isimlerin telefonuna çıkmaz ya da bu isimlerden gelen bir sorunu çözmek için gayret göstermez. 
Bakınız, tecrübe altın kadar değerlidir ve bir kenara atılmaz. 

Siz yıllar boyunca şehir için etkili isimleri yetiştireceksiniz, sonra da kalkıp “Eskiler gitsin, listeler yenilensin” gibi garip bir tutumun içerisine gireceksiniz. Ben de diyorum ki yenilenmeler olsun; ama etkili isimler değil etkisiz vekiller yenilensin. 
Sizin bir futbol takımınız olsa Hagi gibi Popescu gibi Alex gibi oyuncuları sırf takımda yenilenme olsun zihniyetiyle gönderir misiniz? Gönderirsiniz; ama bu takıma zarar verir. Tıpkı etkili isimlerin kenara çekilmesinin şehre zarar verecek olması gibi. Yenilenme olsun diyorsanız, örneğin Sayın Hülya Nergis’i sanki başarılı bulmuş gibi ikinci dönem de meclise göndermeyeceksiniz. Bereket üçüncü dönem listeye alınmadı.
Gelelim yeni milletvekillerimize. 
Sayın Hulusi Akar ve Sayın Ayşe Böhürler’i ekrandan herkesin tanıdığı kadar tanıyorum. Yeri gelmişken ben her iki ismin de Ankara ya da İstanbul’dan aday olmasını isterdim. Sayın Akar, iyi bir Bakan olur; ama iyi bir siyasetçi olur mu emin değilim. Mecliste, meclis komisyonlarında ya da parti genel merkezinde görevler alabilir; ancak milletimizin vekillerden beklediği başka özelliklerin Sayın Akar’da olduğunu düşünmüyorum. Çünkü asker ve her asker gibi mesafeli. İstese de bu mesafeli tutumunu kolay kolay değiştiremez, çünkü karakter haline gelmiştir. Bende de benzer bir yapı var ve değiştiremiyorum. Sayın Şaban Çopuroğlu teşkilattan gelme bir isim. Dolayısıyla vekil olarak katkı verecektir. Sayın Murat Cahid Cıngı’nın milletvekilliği için aslında fazlasıyla geç kalındı. 2019’daki yerel seçimlerde Talas Belediye Başkan Adayı olarak belirlenmişti; ama son anda Mustafa Yalçın aday yapıldı. Çok da iyi oldu, çünkü Cıngı yerel siyasetten çok genel siyasette etkili olabilecek bir isim. Kayseri milletvekilleri içinde fark yaratacağını düşünüyorum. Buradan Sayın Cıngı’ya bir tavsiyede de bulunmak isterim. Sayın Mustafa Elitaş’ın İsmail isimli (soy ismini hatırlayamadım) çok başarılı bir danışmanı vardı. Elitaş, milletvekili olmadığına göre Ankara bürokrasisini çok iyi tanıyan İsmail’i danışman olarak seçebilir. Sayın Bayar Özsoy’un seçilmesi kırsal kesim için mükemmel oldu. Sayın Özsoy benim köyümün sorunlarını benden iyi bilebilecek bir isim. İl Genel Meclisi döneminde Genel Sekreter Yardımcısıydı. Sonra Büyükşehir Belediyesi’nde Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı, ardından Genel Sekreter Yardımcılığı yaptı.  MHP listesinden seçilen Sayın İsmail Özdemir ve Sayın Baki Ersoy’un da oldukça etkili isimler olduğunu söyleyebilirim. Hatta Sayın Ersoy, geçen dönem belki de en iyi performansı gösteren milletvekiliydi. CHP’den seçilen Sayın Aşkın Genç, ikili ilişkileri sıcak ve samimi, son derece mütevazı bir isim. Sayın Mahmut Arıkan’la ilgili ben bugüne kadar herkesten iyi sözler işittim. İYİ Partili Sayın Dursun Ataş ise yapıcı bir kişiliğe sahip. Dolayısıyla kadro fena değil. Kısır siyasi çekişmeler içine girmezler ve birbirlerine destek olurlarsa bundan Kayseri kazanacaktır. Bu arada şu hususu da ifade edeyim. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ikinci turda seçilmesine kesin gözüyle baktığımı daha önceki yazımda ifade etmiştim. Eğer Sayın Erdoğan, Hulusi Akar’ı milletvekilliğinden istifa ettirip yeniden Milli Savunma Bakanı yapmazsa bence Mehmet Özhaseki yeni Başkanlık Kabinesinin Bakanları arasında olacaktır.    
 

Yazarın Diğer Yazıları