Ahmet ZORLU

İSTİSMAR..

Ahmet ZORLU

Artık kaniyim.

Bizi yani toplumu tanımayan bir iktidar erki ve millete tepeden bakan iktidar atıklarının hüküm sürdüğü bir dönemden geçiyoruz.

Onlar da koro halinde, bu milletin vicdanını sızlatan, canını acıtan uygulamaları art arda sıralıyor,  milletin kutsallarını alaya alarak, toplumun değer yargılarına hakaret ederek  adeta içlerindekini yüzümüze yüzümüze kusuyorlar.

Hangisinden başlayalım.

Arefe günü akşamı, tescilli yandaş bir tv kanalı.

Aynı grubun gazetesinin haber müdürü konuşuyor.

Tayyip Erdoğan’ın ülkeye nasıl demokrasi getirdiğini anlatıyor ve aynen şunları söylüyor;

“Omuzu çatal bıçak seti apoletli generalleriniz varya, oynaya oynaya, Eşek gibi Erdoğan'ın arkasında saf tutacaklar"..

Eşek gibi dedikleri Türk Silahlı Kuvvetlerinin Komuta Kademesi.

Çatal-bıçak seti olarak nitelendirdiği ise generallerimizin rütbelerini gösteren armalar.

Milli Savunma Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı tarafından toplumun tepki nabzı ölçüldükten sonra klasik bir açıklama ile geçiştiriliyor bu mesele.

Siz sanıyor musunuz, bu kendini bilmez, bu tutma, bu onun bunun uşağı, bu beynini kiraya vermiş kişi Türk Silahlı Kuvvetlerini aşağılarken kendi düşüncesini dile getiriyor.

Bu ve bunun gibiler, içinde Cumhuriyet olan, içinde Atatürk olan, içinde Demokrasi olan, içinde modernizm olan her kuruma aynı gözle bakıyorlar.

Zira o ve onun gibi adamlıktan nasiplenmemişlerin tek amacı vardır.

İstanbul’dan başlayarak ülkeye dalga dalga yayılan Şıh, Şeyh, Molla, Mele düzeninden beslenen ve cehaletin kendilerini ayakta tutacağını bilen tiplerdir ve bazen kendileri konuşur, bazen birilerini konuştururlar.

Bu hadsizin sözlerine Milli Savunma Bakanımız da sert tepki göstermişler!, yazılı açıklama ile.

Kusura bakmayın Sayın eski Genelkurmay Başkanı.

Size teslim edilen Türk Silahlı Kuvvetleri, bünyesine sızmış Fetö Mikrobu vardı tamam.

Ama siz göreve geldiğinizde emrinizde kaya bir gibi bir ordu yapısı vardı.

Hastaneleri vardı bu ordunun, okulları vardı.

Her şeye rağmen dosta güven, düşmana korku veriyordu Şanlı Türk Silahlı Kuvvetleri.

Peki bu gün;

“Devler gelir, devler gider.

Tek dev kalır, Sedat Peker”

Bu sözlerle uygun adım yürüyüş yapan askerimiz var.

Ne diyor Gazi Mustafa Kemal Atatürk, gençliğe hitabede;

“Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kasdedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.”

Şimdi sorarım, Sayın Bakan, Şanlı Türk Ordusunun Şerefli Komutanlarını aşağılamak için “Omuzu çatal-kaşıt setli” tanımı size neyi ifade ediyor.

Türk Silahlı Kuvvetlerimizin gururu Obüsleri üreten Tank Palet Fabrikası’nda entarili Arapların cirit atmasından da mı hicap duymuyorsunuz.

Gata’nın önünden geçerken yüreğinizde ince bir sızı hissetmiyor musunuz?

‘Ordu Millet el ele’ adı altında düzenlediğiniz etkinliği bile yapamamak onurunuzu zedelemedi mi?

Bayram Namazı Hutbesinde Meclisin ‘Gazi’ Ünvanı verdiği bir kentimizden yükselen “Keşke kurtuluş savaşını kaybetseydik” sözleri de aklınızı başınıza getirmeye ve ‘Bu kadarı da fazla’ demenize yetmedi mi.

Dedim ya, çok büyük vebal altındasınız.

Tarih sizi çok kötü kelimelerle, cümlelerle anacak biliyor musunuz?

Şimdi de, “Yeni askerlik Yasası” diye bir şey dayatıyorsunuz elinizle bu millete.

Askerliği sulandırmak için ne gerekiyorsa bu yasaya konuldu.

Mesela er olarak askere alınan biri, bir süre sonra general üniforması giyebilecek öyle mi?

Demek ki, askeri liselerde, Harp Okullarında size hiçbir şey öğretilmemiş.

Sayın Akar, bu millet sizden bir tek şey bekliyor.

Yıkıp Viran ettiğiniz Şanlı Türk Silahlı Kuvvetleri’ni daha fazla tahrip etmeden, ehline, ehillerine teslim etmenizi.

Baksanıza, kıçı kırık Yunan askeri “İstanbul’a girelim” sözleriyle yürüyüş yapmaya başladı.

Hatırlayın, siz kurmay subayken haddine miydi, birinin çıkıp askere “Devlet gelir, devler gider, tek dev kalır Sedat Peker” sözleriyle yürüyüş yaptırması?

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları