Sezeryan ilk olarak Türk-İslam Coğrafyasından mı çıktı?

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Gökalp Öner, sezeryanın ilk olarak Türk-İslam coğrafyasında uygulandığına yönelik güçlü tarihi kaynakların olduğunu belirterek, El Buruni'ye ait kitapta da sezeryanın resmedilip, tarif edildiğini söyledi.

Sezeryan ilk olarak Türk-İslam Coğrafyasından mı çıktı?
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Gökalp Öner, sezeryanın ilk olarak Türk-İslam coğrafyasında uygulandığına yönelik güçlü tarihi kaynakların olduğunu belirterek, El Buruni’ye ait kitapta da sezeryanın resmedilip, tarif edildiğini söyledi.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Gökalp Öner, sezeryanın tarihçesinin tıp alanında hep ilgi çektiğini belirtti. Bu konuda bilinen ilk yazılı kaynaklara göre 1500 yılında İsviçreli bir çiftin karın kesisi ile doğum yaptığı ve üzerine 5 sağlıklı normal doğum gerçekleştirdiğiyle ilgili olduğunu ifade eden Öner, ancak bazı kaynakların sezeryana yönelik doğum ameliyatlarının Türk-İslam coğrafyasında 10. yüzyılda uygulandığını gösterdiğini kaydetti. Sezeryanın tarihi ile ilgili olarak araştırmalar yaptığını anlatan Öner, ‘Diğer kaynaklar ise 16. yüzyılda yapılan resimlerde mitolojideki tıp tanrısı Asklepiosun ve Julias Sezarın doğumu şeklindedir. Nasim Hasan’ın yapmış olduğu araştırmada 914-943 yılları arasında yaşamış El Biruni’nin Edinburg Universitesi’nde yer alan kitabında sezaryen resmedilmiş ve tarif edilmiştir. Bu da Türk –İslam coğrafyasında ilk olarak sezeryan amaliyetlarınıon yapıldığı görüşünü güçlendiriyor.’ diye konuştu.

‘EL BİRUNİ DE DÖNEMİN AZİZ SANCAR’I’

Açıklamasında Nobel ödüllü Bilim adamı Aziz Sancar örneği de veren Öner,  şunları söyledi: ‘Prof. Dr. Aziz Sancar’da Türk ve Amerika’da yaptığı çalışmalarla Nobel ödülünü alıyor. Şimdilerde örnek gösteriliyor. işte El Buruni de zamanın en başarılı İslam filozofu ve balarılı bilim adamı. Kendisi sezeryanı o dönem kitabında tarif ediyor ve yaşamı tehdit altında olan annelerde uyguluyor. Anne sağlığının önemini vurguluyor. Tarihimize sahip çıkmalıyız. Türk-İslam toplumları ne zaman bilime yönelseler çığır açmışlar ve yeni nesillere örnek olmuşlardır.’

‘SEZARYENİN NORMAL DOĞUMA BENZER ŞEKLİ VAR

Günümüzde sezaryenin sıklıkla yapılan bir ameliyat olduğunu fakat artık sezaryeninde komplikasyonlarının çok fazla olduğunu anlatan Öner, ‘Sezaryeninde normal doğuma benzer bir şekli var. Biz bunu kliniğimizde de son yıllarda uyguluyoruz ve sezeryen kesiğini daha küçük açıyoruz. Normal sezaryen kesisinden 2 cm. aşağıda bir kesi açıyoruz ve anne rahminin kendi kasılarak, bebeğin doğmasını bekliyoruz. Böylelikle çocuk akciğerlerindeki sıvıyı atıyor ve yaş akciğer dediğimiz çocuğun akciğerlerindeki sıvıyı atamamasına bağlı komplikasyon da azalmış oluyor. Çocuğun akciğer problemleri gelişmemiş oluyor. Aynı zamanda annenin sütü daha erken geliyor. Sezaryende anne sütü normal doğuma göre daha geç gelir. Bu sezaryen işlemi normal doğuma benzediği için anne sütü daha hızlı geliyor. Ayrıca tüm uluslararası doğum dernekleri şartlar uygun olursa sezaryen sonrası normal doğumun daha sağlıklı olabileceğini vurgulamaktadır ve bilinenin aksine sezaryen sonrası normal doğumunda yapılabilir.’ şeklinde konuştu.
Haber/Foto: Cafer ZENGİN