AK Parti'den Başbuğ ve Çiçek hakkında suç duyurusu

AK Parti'den Başbuğ ve Çiçek hakkında suç duyurusu
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

AK Parti Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve eski milletvekili Dursun Çiçek'in iddialarıyla ilgili gerekli hazırlıkları yaptıklarını ve bugün öğleden sonra cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.
Kanun tasarısına verdikleri değişiklik önergesinde imzası bulunan milletvekilleri ve avukatlarla AK Parti Genel Merkezinde bir toplantı gerçekleştirdiklerini belirten AK Parti Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, "Bir taraftan eski Genelkurmay Başkanı'nın bizi 'FETÖ'nün siyasi ayağı' diye işaret etmesi öte yandan eski bir milletvekili Dursun Çiçek'in hakkımızda 'FETÖ'nün siyasi ayağı bunlardır' diye yargı yoluna başvuracağını ve yargıyı göreve davet etmesiyle ilgili gerekli dilekçemizi hazırladık. Avukat arkadaşlarımız bugün öğleden sonra Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunacaklar. Dursun Çiçek medyada yer alan ifadesine göre ‘FETÖ'nün siyasi ayağı tespit edilmiştir, yargıyı göreve davet ediyorum’ dediği için onunla ilgili de suç duyurusunda bulunuyoruz” açıklamasını yaptı.
Elitaş, “Hangi maddeden suç duyurusunda bulunulacak” sorusu üzerine, “Herhalde biri iftira birisi de hakaret suçundan olacak diye tahmin ediyorum" ifadelerini kullandı.
Elitaş, kendisiyle birlikte önergede imzası bulunan Bekir Bozdağ, Ahmet Aydın, Yahya Doğan, Mehmet Ceylan ve Abdurrahman Müfit Yetkin adına başvurunun avukatlar tarafından yapılacağını bildirdi.
"AK Parti Grubundan da toplu bir şekilde bir hareket etme söz konusu olacak mı?" sorusuna ise Elitaş, "Cumhurbaşkanımızın altını çizdiği aslında bu meselede en önemli dikkat edilmesi gereken konu, parlamentonun iradesine vesayet koyma heveslilerinin yeniden bu konuyu gündeme getirmeleri. Yapılan iş bir parlamenter faaliyettir. Burada Cumhuriyet Halk Partisi 'Ben destekledim, desteklemedim' diye çeşitli meseleler ortaya koyuyor ama bir kanunla ilgili verilmiş bir önerge parlamentoda konuşulur, izahatlar yapılır, itirazlar yapılır, komisyona sorulur, hükümete sorulur, en sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sorulur. Genel Kuruldaki milletvekilleri buna 'evet' oyu verdikten sonra zaten o iş, o düzenleme, o önerge TBMM'nin olmuştur. Önerge sahibiyle anılmaz, tasarının numarasıyla, maddesiyle anılır. 'Türkiye Büyük Millet Meclisi kabul etti' denilir. Yani şunun önergesi, bunun önergesi diye değil, şu anda parlamentoya yapılan icraatlarına bir tehdit unsuru vardır. Türkiye parlamentoların kapatıldığı, askıya alındığı, fes edildiği ve bombalandığı dönemi arka arkaya yaşayan nadir ülkelerden birisidir. Bu tecrübeyi daha 15 Temmuz’da yaşadık. Parlamentoyu bombalayan bir terör örgütünün TSK’yı kullanarak parlamentoyu yok etme faaliyetini yeni gördük. Şimdi parlamentoyu susturmak için, itibarsızlaştırmak için yapılan bir icraat olduğunu milletvekili arkadaşlarımızın, siyasetçi arkadaşlarımızın bunu görmesi lazım" dedi.