Sokakta milyonlarca işsiz iş bekliyor, sen iş beğenmiyorsun, Taşeron işçi nankörlük etme!
Her yılsonu işten çıkarılırsın yapılıyor, tazminatın bankaya yatıyor, her ne kadar parayı götürüp taşerona teslim etsen de, para birkaç saatte olsa cüzdanını ısıtmıyor mu? Taşeron işçi nankörlük etme!
Ne yapacaksın kadrolu olup da; kendini bilmez kadrolunun kaprisine, her türlü angaryaya, amirinin hakaretine eyvallah edebiliyorsan sorun yok, o zaman işine bak, nankörlük etme!
Muhalefet partileri ‘taşeronluğu kaldıracağız’ demiş, gelip elini sıkıp destek istemişse ne olmuş; bak koskoca efsane başkan ve koskoca vekiller seni ayağına çağırtmış, oyunu istemiş, sus nankörlük etme!
Bak sana sendika getirmişler!
Hiç tanıdığın, bildiğin eşin dostun yok mu?
Sor soruştur, patronun ali menfaatlerini Hak-İş’ten daha iyi savunan bir sendika var mı bu dünyada, bir gün belki işçilerin de haklarını savunur, sakın ha nankörlük etme!
Ücretli kölelik diyorsun yaşadığına sen hiç Köle Isaura’yı, Kuntakinte’yi tanıdın mı, bak da haline nankörlük etme!
Taşeronsun sen taşeron kal, nankörlük etme demeyeceğim.
Sen de her insan gibi iyi bir yaşamı hak ediyorsun.
Ancak bu iyi yaşam için önce kendine haksızlık etmemen gücünün farkında olman gerekiyor.
Bugüne kadar seni görmeyen;
Seni kölelik düzenine mahkum eden;
Hakkını arayınca seni tersleyen, öteleyen;
Seni yalanla, hileyle seçim malzemesi yapmak için ayağına getirten;
Bu zihniyete karşı gücünün farkında olman gerekiyor.
Eğer sen bu gücünün farkında olursan, onlar seni öyle hileyle hurdayla ayağına çağırıp, sonrada basın kuruluşlarına işçilerden büyük destek diyerek haber yaptıramazlar.
Sen yeter gücünün farkına var.
İşte o gün her şey senin için, çocukların için daha güzel olacak.
