MUSTAFA AYDOĞAN

İYİLER VE KÖTÜLER

MUSTAFA AYDOĞAN

2019 yılına yarın veda ediyoruz ve yeni umutlarla 2020 yılına “merhaba” diyeceğiz. Ülkemizde geride bırakacağımız 2019 yılı ile ilgili olarak vatandaşlara “Hatırladığınız en iyi ve en kötü şeyler neler” diye soruluyor, vatandaşlar ise yapılan zamları, hayat pahalılığını ve artan vergileri dile getirirken, pek de iyi şeylerden bahsedemiyor.

Aslında bu soruyu hepimizin kendi kendine sorması lazım, bizleri en çok etkileyen neler oldu, hafızamızı tazelememiz geriye doğru gitmemiz lazım. En son olarak asgari ücretliye, “Enflasyonun altında ezdirmedik” denilerek verilen maaş zamları mı, memur ve memur emeklilerine verilen yüzde 4+4 zamlar mı, her geçen gün artan işsizler ordusu mu, icralık olan çiftçiler mi, kadın cinayetleri mi, faturasını  ödeyemediği için elektrikleri ve doğalgazları kesilen vatandaşlar mı, EYT’lilere kapıların sonuna kadar kapatılması mı, yoksa e hacizlerle bankadaki üç-beş kuruş parasına el konulan esnaflar mı?

Yine elektrik faturalarını ödeyemedikleri için intihar eden kardeşler mi, geçim sıkıntısı nedeniyle artan boşanma davaları mı?

Ülkede elbette iyi şeylere de imza atıldı, banka faizlerinin düşürülmesi, konut kredileri sayesinde artan konut satışları, beyaz eşyada uygulanan ÖTV’nin zaman, zaman kaldırılarak piyasanın canlandırılması, terör örgütüne karşı verilen kararlı mücadele, Suriye’de güvenli bölge oluşturulması için başlatılan harekatlar…

Şehrimiz açısından yorumlayacak olursak 31 Mart yerel seçimlerinin ardından başta Büyükşehir Belediyesi’nin beklenenden fazla borcunun olması, hızlı tren projesinin henüz ihalesinin bile yapılmaması ve yatırımlardan yeterli pay alamaması ve esnaf ve sanayici açısından da iyi bir yıl olarak değerlendirilemez. Adının da sürekli FETÖ terör örgütü ile anılması ve Pastırma’nın tartışılmaya başlanması da eksi olarak bu yıla damgasını vurdu.

Özellikle Kayserispor’un yaşadığı sıkıntılı dönem 2020’de de devam edecek gibi görülüyor.

Yeni Partiler 2020 ile siyasi yaşantımızda daha aktif olarak yer alacak. Ahmet Davutoğlu’nun ‘Gelecek Partisi’nden sonra 11. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün desteklediği Ali Babacan’ın partisi de muhtemelen Ocak ayı sonlarına doğru hem adını, hem de kurucular kurulunu açıklayarak start verecek. Görünen o ki siyasi açıdan 2020 daha hareketli geçecek. 2091’da yine Kanal İstanbul projesi ve özellikle de Libya’ya asker gönderme teskeresi 2 Ocak’ta Meclis gündemine gelerek büyük ölçüde MHP ve AK Parti milletvekilleri tarafından onaylanacak. Her ne kadar CHP ve İYİ Parti teskereye ‘Red ‘ oyu vereceklerini açıklasalar da meclis çoğunluğu Cumhur ittifakında.

ÇAMUR ATANLARIN ELİ PİSLENİR

Yeni Parti kurma hazırlığında olan AKP’den istifa eden eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın T24’te Şirin Payzın’ın sorularına verdiği cevapları dikkatle dinledim. Oldukça önemli konulara değindi."Ana akım parti olacağız. Kadro partisi olacağız. Türkiye’nin bir başka tek adam partisine ihtiyacı yok. Yüzde birlik bir kesimin bile haklarını koruyacağız. Türkiye’nin ihtiyacı katılımcı ve çoğulcu demokrasi" diyen Ali Babacan, Erdoğan'ın Halkbank dolandırıcılığı iddiasına ilişkin ise, "Cumhurbaşkanımız beni çok iyi tanır. Kızgınlıkla söylenmiş belli… Aksi halde beni 6 ay önce birlikte çalışmaya neden davet etsin. Bana ileride daha ağır şeyler de söylenebilir, biz her şeyi göze aldık. Kararımız tam. Bizi kimse bu yoldan çeviremez. Her şeyin hesabını vermeye hazırız. İftiralar olabilir çamur atanlar olabilir. Çamur atanların da eli pislenir o çamurdan da kolay kolay kurtulamazlar" diye konuştu. Başkanlık sistemi konusunda ise; “ İçte de dışta da barış getirmedi, bu sistem Türkiye için çalışmıyor, çözüm üretmiyor. Güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunuyoruz.” İfadelerine yer verdi. “Memlekete baktıkça içim kan ağlıyor. Bu ülkeye yazık, biz bunu hak etmiyoruz. Bu ülkede topyekun bir siyasi revizyon gerekiyor. '50+1 benim vatandaşım, sadece onları sahiplenirim'; böyle bir yönetim olamaz” şeklindeki konuşmasıyla da AK Parti’ye ve özellikle de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a göndermede bulundu.

Babacan, kamuoyu yoklamalarında gösterildiği gibi öyle yüzde 1’lerle yetinecek gibi görülmüyor, yani daha şimdiden 2023 seçimleri erken seçim olmaması halinde çok şeye gebe…

Yazarın Diğer Yazıları