MUSTAFA AYDOĞAN

HANİ KILIK KIYAFET SERBEST Tİ ?

MUSTAFA AYDOĞAN

1981 yılında yayımlanan okullardaki kılık-kıyafet yönetmeliği Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kaldırılarak belirli koşullarda kılık kıyafet serbest hale getirilmişti.

Yönetmeliğe gör e öğrenciler vücut hatlarını belli eden şort, tayt gibi kıyafetler ile diz üstü etek, derin yırtmaçlı etek, kısa pantolon, kolsuz tişört ve kolsuz gömlek giyemeyecekti.

 Yönetmeliğin gerekçesi ise, Dünyadaki uygulamalara bakıldığı, sürekli değişen okul formalarının velilere ek yük getirdiği şeklinde idi.

“Velilere ek yük getirmesin” diye değiştirilen yönetmeliği şimdi uygulayan okul var mı çok merak ediyorum.

Madem kılık kıyafet belli şartlar dahilinde serbest peki okullar niçin bu yönetmeliği uygulamayıp kendi kafalarına göre bir yöntem seçiyorlar. Okullarında formaların nasıl olduğunu belirleyip, bunun satışını yapan belirli firmalara yönlendiriyorlar.

Herkesin aklına niçin böyle bir yol izlendiği konusunda belirli fikirler gelmiştir.

Zaten öğrencinin kırtasiye giderlerini zor karşılayan veliler, bu kez de okul formalarını zorunlu olarak belirlenen bu firmalardan almak zorunda kalacaklar. Bu firmalara sorsan söyleyecekleri ilk şey; “Çok cüzi bir karla satıyoruz” olacaktır.

Bizi asıl ilgilendiren bu firmalar ya da kaça sattıkları değil, okul yönetiminin kıyafet serbestliği getirilmiş bir ülkede yönetmeliğe göre hareket etmemeleri.

Burada iş yine Milli Eğitim Bakanlığına düşüyor. Denetim mekanizmasını mutlaka işletmesi ve bu durumdaki okullara mutlaka müfettiş göndermeleri lazım.

Günümüzde maalesef her şeyden bir rant, bir kazanç çıkarmaya çalışıyoruz. Kimse dar gelirli vatandaşın halinden anlamıyor, görmemezlikten geliyor. Yazık ki çok yazık…

HER SABAH CURCUNA

HER AKŞAM CURCUNA

Daha önce Perşembe Pazarı olarak bildiğimiz Fatih Mahallesi karşısındaki Pazar yerine ilköğretim okulu yapıldı. Koca Sahabiye Mahallesi’nde başka alan bulamadılar üçgen şeklindeki Pazar yerine okulu kondurdular.

Okulun öğrenci sayısının oldukça fazla olması nedeniyle servis araçları hem sabah, hem de akşam saatlerinde zaten dar olan yolun tıkanmasına neden oluyor. Yani deyim yerinde ise curcuna yaşanıyor. Servislerin park edeceği doru dürüst bir alan yok onlar da mecburen yolun iki tarafına da araçlarını park etmek zorunda kalıyorlar.

Yarım asırdan fazla bir süredir kurulan Perşembe pazarı da, yine aynı gün yol tek taraflı kapatılarak tam da araçların geçtiği yolun ortasına kuruluyor. Bizlerin ve vatandaşların gördüğünü belediye yetkililerinin görmemesi mümkün değil. En azından bu Pazar yerinin kurulabileceği başka bir alan gösterilmesi lazım. Öyle eli kolu bağlı uzaktan seyirci kalamazlar,kalmamalılar da.

Yazarın Diğer Yazıları