Hamdi Altuntaş

Kamu kurumları halkın tahammülü ile oynamamalı

Hamdi Altuntaş

Şimdi gazeteler fazla okunmuyor; ama 3. Sayfa haberleri dediğimde hangi haberleri kastettiğim sanırım anlaşılır. 
Bu haberlerin tek nedeni tahammül. 
“Tahammül” kelimesinin anlamı insanın kötü, güç durumlara karşı koyabilme gücü; kaldırma, katlanma olarak ifade ediliyor. 
Şimdi gelelim kamu kurumları ile tahammülün bağlantısına. Aslında bu durum sadece kamu kurumlarını kapsayan bir durum değil; ama vereceğim örnek kamuyla alakalı. 
18 Ağustos Cuma günü Cumhuriyet Meydanı’nda bir konser düzenlendi. Aslında bu konser için en uygun mekân stattı. Çünkü Cumhuriyet meydanı Kayseri trafiği için kilit bir nokta. Burayı kapatırsanız kilitlenmeyi de göze alacaksınız. 
Bence yanlış ama hadi statta değil Cumhuriyet Meydanı’nda konser düzenlenmesine izin verdiniz; günler önce meydanın hangi saatler arasında trafiğe kapatılacağını duyurmanız gerekirdi. 
Hadi bu duyuruyu es geçtiniz, trafiğe kapattığınız gün; örneğin İstasyon Caddesi’ne girenler Emek Kavşağı’na gelince değil, caddeye girmeden önce meydanın trafiğe kapatıldığını bilmeliydi. 
Hadi bunu da yapmadınız, Emek Kavşağı’na polis koyup sola dönüş imkânı vererek yüzlerce aracın meydan trafiğinden kaçması sağlanmalıydı.
Hadi bu da yapılmadı, meydana açılan tüm caddelerdeki tüm kavşaklarda trafik polisi görevlendirilmeliydi. Çünkü; örneğin Düvenönü’nden Osman Kavuncu Bulvarı istikametine gidenler eski Emniyet Müdürlüğü binasının bulunduğu kavşakta sola dönüş yapamadılar. Kavşak son derece gereksiz yere kilitlendi ve açılması için kimse bir şey yapamadı. 
İşte saydığım tüm bu sebepler trafikte kalma süresini artırdıkça artırdı ve tahammülü zorlamaya başladı. Bakınız herhangi bir ışıklı kavşakta 1-2 ışık süresince beklemek tahammülü zorlamaz. Hatta 3-4 ışık süresi bile birkaç korna sesinden öteye bir tahammülsüzlük göstermez. Fakat 10 dakikalık yolu 1,5 saate çıkaran bir uygulama yaparsanız ve bu uygulamanın olumsuzluklarını gidermek için bir gayret ortaya koymazsanız zorlanan tahammül sinir ve öfkeye dönüşür. Bu şehirde konser olmasın mı, elbette olsun. 
Ama şu unutulmasın.
Birileri eğlenirken, birileri deliye dönüyorsa bu işte bir yönetim sorunu var demektir. 

ŞEHİR HASTANESİ’NE ACİLEN AÇIK OTOPARK YAPILMALI
Buradan Şehir Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Serhat Koyuncu’ya seslenmek isterim. Sayın Başhekim, hafta içi herhangi bir gün saat 09.00’da Fizik Tedavi Hastanenizin kapalı otoparkına aracınızla giriş yapın. Bir an önce park edip, sizi sağlığınıza kavuşturacak hastaneye çıkma psikolojisindeyken nasıl değişime uğrayacağınızı göreceksiniz. Fazla dolaşmayın çünkü yer bulamazsınız, hatta tahammül sınırlarının zorlanması nedeniyle kaza yapma olasılığınız artmıştır. Bir an önce çıkın ve en yakın yerden bir başka kapalı otoparka yönelin. Yani yolun tam karşısındaki Morg girişi. 
Girin, dolaşın, dolaşın; ama heyhat park yeri yok. 
Hatırlatayım, fizik tedavi için randevunuz var; bir an önce yer bulmanız lazım. Ya hastane içinde olur olmaz bir yere park edeceksiniz ya da hastane karşısındaki eczanelerin olduğu yere park ederek koşa koşa randevunuza yetişmeye kalkacaksınız. 
Sayın Başhekim, hastane duvarından yaklaşık 30 metre içerisi son derece izbe bir görüntü içinde. Buralarda dikili ağaç da yok. Bu alanı düzenleyerek park alanına dönüştürmek büyük bir sorunu çözer. 
Sizin mesleğinizin ifadesiyle söyleyeyim.
Büyük bir sağlıksızlık ortadan kalkar. 
Bu arada, hastanenin peyzajı ile kim ilgileniyor bilmiyorum; ama en kötü peyzaj yarışmasında açık ara lidersinizdir söyleyeyim. Bu denli itici bitki yığınları, üstelik bir sağlık kuruluşunda neden var bilemedim.  
 

Yazarın Diğer Yazıları