Cafer ZENGİN

DALKAVUK!

Cafer ZENGİN

Bayram ya! dertleri yazıp sizi üzmek istemem. 
Örneğin çocuklara sormadan ömür biçilmesi...
Bayramda sokağa çıkma yasağı olmasına rağmen köprü, otoyol geçişi ya da bir kısım  ulaşımın ücretsiz yapılması. 
Ve milyonların 'acaba buralardan kim geçecek?' sorusunun cevabını aramaya muhtaç bırakılması! 
Vatandaşa yardım yapmak isteyen belediyelerin engellenmek istenmesi...
Kanser riski taşıyan su borularının değiştirilmesini engelleyecek kadar da siyasi hırsla hareket edilmesi...
'Koyun güdemezler' denilenlerin koyun gütmeyi bırak, güdülen yünden yeni faydalar ortaya çıkarması...
Üretmesi... 
Verilen sözlerin tutulmaması... 
Milyonların ekonomik olarak çökmesi, gelecek kaygısı yaşaması...
Anketlerde de bu acı gerçeğin gün yüzüne çıkması... 
Bakkalın veresiye defteri halkasına eczanelerin de dahil olması... 
İşkur önlerindeki insanlık dramları... 
İşsizlik fotoğrafları... 
Evine ekmek götüremeyenler, askıda fatura ödemesi bekleyenler... 
Yandaş yazarların göbek kaşıyıp, varoş diyerek vatandaşa şu korona günlerinde bile hakaret etmesi... 
Sırça köşklerinde vatandaşı küçümsemeleri... 
Her türlü tehdidin havada uçuşması... 
Yapanların yanına kar kalması... 
Gazetecilerin yaptıkları haberler yüzünden tutuklu olmaları... 
Adalete olan güvenin her geçen gün daha da azalması... 
Demokrasiye, hoş görüye olan ihtiyacın ekmek-su gibi her geçen gün artması...
Sevgi dilinin, birleştirici anlayışın unutulmaya yüz tutması... 
Sürekli ve siyaseten safları sıklaştırma adına olmayan düşmanlıkların varmış gibi algılatılması... 
Gerçeklerle yüzleşen topluma 'cambaza bak' dedirtilmeye çalışılması... 
Millet olma bilincine zarar veren girişimlere göz yumulması. 
Yerelde Sağlık Müdürünün kamuoyunu bilgilendirme konusunda sağlık sorularına, arabaşına duyduğu ilgi kadar ilgi duymaması, önemsememesi... 
Genelde Tarım Bakanının, "Türkiye Avrupa’da 1 numara" şeklindeki kısa fıkrası... 
Mart, Nisan'dan, Nisan, Mayıs'tan iyi olacak denmesi ama o iyinin hala vatandaş tenceresinde ticari sır olarak kalması! 
Ve daha birçok şey...
Dedim ya bayram, o yüzden dertleri yazıp sizi üzmek istemem... 
Hadi Doğru Yol Partisi eski İl Başkanı Kamil Karamete'nin bayrama özel sosyal medya hesabından paylaştığı bir fıkrayla sizleri başbaşa bırakayım... 
Bayram bayram sizi memleket dertleri ile üzmeyelim! 
Düşündürmeyelim... 
Dertlendirmeyelim... 
İşte o fıkra:
Dalkavukluk... 
“Bir gün Padişah efendimiz, kadrolu dalkavuğuna;
Yahu, şu patlıcan ne kadar güzel sebzedir, der...
Dalkavuk hemen atılır:
- Aman efendim ne demezsiniz... Dolması, karnıyarığı, kızarması, her biri birbirinden şahane...
Bir kaç gün sonra Padişah tekrar patlıcan konusunu açar:
-Bu patlıcan ne kadar rezil sebzedir, elimden gelse pişirilmesini, yenmesini bile men eylerim!
 
Dalkavuk geri durur mu:
 
- Güzel eylersiniz efendim... Kaşıntısı, mideye dokunması ayrı dert...
 
- Yahu geçen gün patlıcanı göklere çıkarmadın mı...
 
- Ama sultanım, ben patlıcanın değil, sizin dalkavuğunuzum.”

Yazarın Diğer Yazıları