Ahmet ZORLU

Yarın..

Ahmet ZORLU

Size bir şey diyeyim mi?

Yarın, hiçbir zaman bana bu kadar endişe vermemişti.

Bu kadar büyük cehalet girdabına hiçbir dönemde kapılmamıştı bu güzelim ülke.

Adam, ağzına burnuna takacak maske bulamadığı için evde günde 70 kez cep telefonuna gelecek mesajı bekliyor.

Adam, iki gün sonra ekmek bile alamayacak duruma geleceğini bir kenara koyuyor.

Neymiş efendim Almanya batmış, ABD’de cesetler depolara sığmıyormuş, Fransa’da insanlar marketlere akın etmiş, Kanada’da halk geleceğinden kaygılıymış.

Biz ise bu sıkıntılı dönemde bile 31 ülkeye sağlık malzemesi göndermişiz.

Acı olan bu 31 ülkenin içinde benim güzel ülkem, benim insanım yok.

Yandaş Gazetenin manşeti;

“Salgının bütün yükü Ak Partinin omuzunda..”

Bir başka yandaşın manşeti;

“Neden biz daha iyiyiz..”

Salgının bütün yükü Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin omzunda be kardeşim.

Ne alaka Ak Parti.   

Neden biz daha iyiymişiz.

Tuzunuz kuru, bir de evde ekmek bekleyen, maske bekleyenleri dinlesen.

Şöyle bir hesapladım.

Sayın Cumhurbaşkanı 34 milyon kişiye cep telefondan kod gönderdiklerini bu kod ile gidip eczaneden maske alabileceğini söylüyor.

Çarp üçe, 102 milyon eder.

Demek ki, her aileden çok rahat bir veya iki iye maske kodu gitmiş.

Peki ‘Maskem yok, dışarı çıkamıyorum, mesaj da gelmedi’ diye yakınanlar kim?

Adam sahibi olduğu ezanenin vitrinine 10-15 ilan astı, ‘Maske yok’ diye.

Yine de insanlar kapıda kuyruk, maske almak için.

Bir dostum diyor ki;

“Bakanlıkta telefon numaram yok, ondan kod göndermiyorlar diye düşündüm. Ama sonra baktım ki, maske konusunda beni dikkate almayan yönetim günde 3 kez bana 10 lira için mesaj atıyor. Demek ki varmış numaram..”

Asıl sıkıntıyı, bu virüs geçse bile önümüzdeki dönemde ekonomik olarak çekeceğiz.

İşyerlerini kapatan, çalışanını evine gönderen çok ama bunların çok büyük bölümü yeniden kepenk açmayı düşünmüyor.

İşsizlikte yeni rekorlar bu mazlum milleti bekliyor.

Bakınız Corona öncesine bir göz atalım.

Partili Başkanlık Sistemi gelmeden ülkemizde kişi başına milli gelir 12 bin 500 dolar iken 2019 yılı sonlarında 9 bin dolara geriledi.

O günlerden bu yana Türk Lirası dolar karşısında 2 lira daha değer kaybettiğine ve liranın değer kaybı sürdüğüne göre 2020 sonunu düşünmek bile istemiyorum.

Dolar demişken, 3 yılı dolduran Partili Başkanlık Sistemi öncesine baktım.

2018 yılının Nisan Ayı başında dolar 4 liraydı, biliyor musunuz?

Bu gün 7 lira.

Bu güne kadar söylendiğinde biraz da burukluk duyuyordum ama şimdi görüyorum ki, gerçekten Türkiye yönetilemiyor, savruluyor.

“Siz nasıl tensip buyurursanız efendim” anlayışı ile alınan günlük kararlarla, açlığa, sefalete, felakete pupa yelken yol alıyoruz.

Mantık tatile çıkmış adeta.

Cezaevlerinde Corona virüsünün yarattığı tehlike dikkate alınarak tahliye furyası yaşanıyor. 100 bine yakın insan evlerine gönderildi.

Ama vatani görevini yapanların terhis süreleri bir ay uzatıldı.

Bu zaman diliminde yeni celp de yapılmayacak.

O da koğuşta kalıyor, bu da.

Dedim ya, aklın, sağduyunun, öngörünün sahneye çıkması zamanı.

Ama hala cehalet fırtınası güzel ülkemi kasıp kavuruyor.

Adamın 400 milyon lira vergi borcu silinmiş.

Sayın Cumhurbaşkanının başlattığı “Biz bize yeteriz Türkiye” Kampanyasına 30 milyon lira bağışladı ve onu da bu günlerde ödeyeceği vergiden düşecek.

İşte o kafa, bu adamı alkışlıyor, vatansever ilan ediyor.

Yani sevgili dostlar, ülkemin saran asıl büyük tehlike, asıl büyük risk Corona değil.

Asıl baş etmemiz gereken, ülkeme dalga dalga yayılan cehalettir.

Sormadığımız, sorgulamadığımız sürece, birileri bildiğini okumaya devam edecek.

Yazarın Diğer Yazıları