Ahmet ZORLU

VEFA..

Ahmet ZORLU

Nedir Vefa?
İnsanı insan yapan özeliklerden belki de en önemli olanlardan birisi vefa duygusudur. 
Vefa duygusuna sahip olmak, insanlara toplum içerisinde saygınlık kazandırır.
Ne yazık ki, toplum olarak bu ulvi duyguyu gittikçe kaybediyoruz. 
Teknolojinin gelişmesi ile moral değerlerde hızlanan aşınmadan, vefa da fazlası ile payını almıştır. 
İnsanların vefalı dostlarının olması ne kadar mutluluk vericiyse, sevdiği kişilerin vefasızlığı karşı karşıya kalması da bir o kadar üzücüdür. 
Vefasızlık, insanların güvenirliğini de tartışılır hale getiren bir olgudur.
Bu duygusuzluk giderek artıyorsa ve sıradanlık kazanıyorsa, toplumsal çok ciddi sorunlarımız var demektir.
Vefa kaybı öylesine kişisel zayıflık göstergesidir ki, zamanla unutulamaz ve unutturulamaz.

Özellikle de ülkesine mal olmuş ve toplumun sevgi ve saygısını kazanmış insanlardan esirgenen vefa, onu seven geniş kesimlerin de vicdanını yaralar.
Vefa duygusunun her iki yönü ile de en çok yaşandığı alan siyaset dünyasıdır. 
Bu konuda olumlu ve olumsuz yaşanmış çok sayıda örnek vardır.
Bu ülkenin belki de en büyük vefasızlığa uğrayan kurucu ve yöneticisi, ülkesini düşman işgalinden kurtararak Laik ve Çağdaş Hukuk düzeninde bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Toplumun gönlünde taht kuran insana dahi en yakın arkadaşlarının vefasız tavırlar göstermiş olması üzücüdür.
Siyaset dünyasında vefa denince akla gelen ilk isim 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’dir. 
Siyaset yaptığı süreçte olduğu gibi siyasetten yasaklandığı dönemlerde de partilileri ona büyük vefa göstererek yalnız bırakmamışlardır.
Merhum Demirel’in dostlarına karşı gösterdiği vefa bunun en büyük nedenidir. 
Demirel ile ilgili olarak sıkça anlatılan öykü her şeyi özetlemektedir. 
Süleyman Demirel yıllar sonra hangi köye giderse gitsin, kendisini karşılamaya gelen muhtara veya köyün tanınmış simasına adıyla hitap ederek hatırını sorarmış. 
Vefa ve vefasızlık konusunu hemen her türlü ikili ilişki için konuşabiliriz.
Ne yazık ki, vefalı davranışlar çok fazla konuşulmaz ama vefasızlık çok daha fazla konuşulur. 
Çünkü vefasızlık, üzer ve yaralar. 
Yakın arkadaşın vefasızlığı dostlukları bitirir. 
Öğrencisinin onu yetiştiren öğretmenine karşı vefasızlığı, ancak nankörlükle açıklanabilir.
Tüm insanların yararlandığı, gölgesinde dinlendiği, ürünleriyle beslendiği, satarak para kazandığı toprağa, doğaya ve onun insanlara sunduğu güzelliklere ihanet edenlerin vefasızlığı, çocuklarımızın geleceğine indirilmiş en büyük darbedir. 
Görevini dürüstçe ve bir özveri ile yapan işçisini, aynı çabayı ve başarıyı göstermeyen işçisinden ayırarak onu ödüllendirmeyen patronun ki ne kadar vefasızlıksa, görevini savsakladığı halde maaş almayı sürdüren çalışanın ki de bir o kadar vefasızlıktır.
İnsanların yaşadıkları kentin sorunlarına ve çevresine duyarsızlığı da, kent halkının oyları ile seçildiği halde, yapacağı hiçbir işi halkı ile paylaşmayan yöneticilerinki de vefasızlıktır.
Bir kentte yaşayanların kentin sorunlarına sahip çıkmaması, yapılan yanlışları görmezden gelmesi, kentini temsil eden spor takımına destek vermemesi, kendisine yaşam veren kentine olan saygısızlığı ve vefasızlığıdır.
Vefasızlığın en acı vereni ise, anne ve babaya karşı olanıdır.

Dokuz ay karnında taşıyıp aylarca sütü ile beslediği evladından beklediği ilgiyi göremeyen annenin uğrayacağı yıkım, vefasızlığın belki de en kötüsüdür. 
Topluma ve kendisine yararlı bir evlat yetiştirmek için gece gündüz demeden çalışan bir babanın fedakarlığı, ancak evladından göreceği yakın ilgi ve saygıyla ödenebilir.
Anne ve babanın yaşlılıklarında evlatları tarafından yalnızlığa terkedilmesinden daha büyük vefasızlık olabilir mi? 
Vefa arayıp sormak, aranıp sorulmaktır.
Vefa, dar zamanda darlığı paylaşabilmektir.
Vefa sadakattir.
Vefa insanlıktır.
Vefa kader birliğidir.
Vefa sırdaşlıktır.
Vefalı bir hayat ve vefalı dostlarınızın çok olması dileğiyle..

Yazarın Diğer Yazıları