Ahmet ZORLU

VEBAL..

Ahmet ZORLU

Mehmet Tuna kardeşimi daha çocuk yaşlarda, çalıştığım kurumda şoför olarak hizmet veren babasının yanında tanıdım.

Mesleğin albenisine kapılıp, gazeteci olmayı seçmişti Mehmet.

Çalıştığı, yıllarını verdiği gazete el değiştirince,  acımasızca işine son verilenlerin arasında, işsiz gazeteci olarak bir süre Kayseri’de iş arayışını izledim.

Olmadı, bulamadı mesleğini sürdürebileceği bir yer.

Çünkü yayın kurumlarının tamamı sermayenin eline geçmişti.

Sermaye de, tosuncuklarına sarı basın kartı almak, onları ihale takipçisi olarak gazeteci kimliği ile donatmakla meşguldü.

Mehmet evine ekmek götürmenin telaşı ile soluğu Antalya’da aldı. Bir süre inşaatlarda çalışarak, evinin iaşesini temin etmeye çalıştı.

Anladığım kadarıyla, işsiz kalmanın yanı sıra, kapının önüne konulduğu gazetede de, tazminatını ve birikmiş maaşlarını alamamıştı.

Mehmet’in işinden edildiği gazetenin başına bir şey gelmemesi için aracı olan ve o gazeteyi sağ salim sermayeye teslim etmek için, kentsel dönüşüm pazarlığı masasına koyup el değiştirmesini sağlayan, meslek kurumunun başındaki kişi, çalışanların alacakları konusunda parmağını bile oynatmadı.

Mehmet ve Mehmet gibilerin oylarıyla seçilen ve asli görevi Mehmetlerin haklarını savunmak olan ‘Alo Fatih’ ile korosu, işsizliğin kol gezdiği basın sektöründe ‘Ölen ölsün, kalan sağlar bizimdir. Nasılsa bizim tosunlar belediye ve bağlı kurumlarda, maaşları yerinde. Bırakın tosunları, baldızların, bacanakların çocuklarının bile geleceğini güvence altına aldık” anlayışında.

Ben Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesiyim.

AKP İktidarının yazılarını beğenmediği o yüzden patronlarına ettiği hatır telefonları ile işinden edilen onlarca gazeteciye kol kanat geren, onları ele güne muhtaç etmemeye çalışan bir mesleki kuruluştur Türkiye Gazeteciler Cemiyeti.

Ve aynı zamanda Kayseri Gazeteciler Cemiyeti’nin de üyesiyim.

Sormak istiyorum, Mehmet’i ölüme götüren süreçte bu cemiyeti yönetenlere.

Mehmet’in çalıştığı gazetenin el değiştirmesi konusunda harcadığınız çabanın on binde birini, Mehmet’in içerde kalan alacaklarının tahsili için kullansaydınız, Mehmet bu gün bu hazin sona koşar adım gider miydi?

Yani vicdanınız rahat mı?

Mehmet’in ölümünden sonra huzur içinde çocuğunuza sarılıp cebine harçlık koyabilecek misiniz?

Ya da bu kentin tepesinde yıllardır oturanlar.

Şehremini etiketliler.

“Bu kentte ben açım diyen biri varsa bana gelsin” diye hava atanlar.

Mehmet’in ölümünden hep birlikte sorumlusunuz, sorumluyuz.

Mehmet’i ölüme mahkum eden infaz emrinin altında, hepinizin, hepimizin imzası var.

O halde kendimize gelme zamanıdır.

Mehmet’in ölümü gazeteciliğin bu kentte Mehmetle birlikte ölümüdür.

Başta meslek örgütünün tepesinde oturan ve meslek örgütü yönetmeyi, protokol sırasında temsil edilmek sananlar.

Sonra bu kenti yönetenler.

Dilerim, bu hazin olaydan sonra şapkalarını önlerine koyar, “Biz bu kente ne yaptık böyle?” diye sorarlar.

Sonra, bu kentte gazetecilik mesleğinin hala ayakta durmasına vesile olanların Mehmet gibi, mesleki ve kişisel onuru her türlü çıkarın önüne koyarak, gerektiğinde aç kalmayı göze alarak, meslek onuruna zerre kadar halel getirmeyen isimler olduğunu idrak ederler.

Efendiler,  eğer Kayseri’de bir avuç gazetecinin 3-5 tanesi villa ve daire sayısı ise övünüyor, kahır ekseriyeti ise açlık sınırlarının altında hayat kavgası veriyorsa, kahır ekseriyetin “Yeter artık” deme zamanı gelmiştir.

Kayseri Gazeteciler Cemiyeti’nin bildiği kadarıyla bir ‘Onur Kurulu’ vardır.

Bu Onur Kurulu hemen toplanarak, Mehmet’in satılan gazetesinde kalan alacaklarının neden ödenmediğinden, meslek kuruluşu cemiyet yönetiminin Mehmet için ne gibi çaba ortaya koyduğuna kadar kapsamlı bir araştırma yapmalı, sorumluları hiçbir kaygı gözetmeden kamuoyu önünde teşhir etmelidir.

Yeni diyorum ki, Mehmet’i ölüme götüren süreçte yer alanları, yüzlerine tükürmek için herkesin bilmesi  sağlanmalıdır.

Işıklar içinde yat Mehmet.

Biliyorum, hiçbir teselli sözcüğü Mehmet’in geride bıraktıklarına teselli olmaz ama;

Mehmet’in ekmeğini iç edenler, bu sürece göz yumanlar, siz de Mehmet’in yakınlarının çektiği acıyı yaşayın, hem de tez zamanda.

Yazarın Diğer Yazıları