Ahmet ZORLU

SAZAN MEVSİMİ DEĞİL..

Ahmet ZORLU

Ne güzel de oynuyorsunuz..

Merhum İsmail Dümbüllü görseydi bu ustalığınızı, çıkarır kavuğunu sizin başınıza takardı.

Ama bu millet uyandı, siz farkında değilsiniz.

Sen çıkacaksın, Cuma gecesi saat 22.15’te “Sokağa çıkmayı 48 saat yasakladım” diyecek, karara hazırlıksız yakalanan onbinleri fırınların, bakalların, büfelerin önlerinde kuyruğa sokacak ve Covit19’un seyahate çıkmasını sağlayacaksın.

Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanı’nı bu kararınla isyan ettirecek, sağduyulu insanlara “Bu kadarı da fazla” dedirteceksin.

Yetmedi çıkıp “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı ile sokağa çıkma yasağı ilan ettik” diye TV Kanalında konuşacaksın.

Yediğin fırça üzerine kanal kanal gezip, “Yok Sayın Cumhurbaşkanı demedi, kararı ben aldım” diye kıvırtacaksın.

Hatta daha da ileri gidip, “Bu fiyaskonun tek sorumlusu benim. Tepkileri hatta hakaretleri de kabul ediyorum” diyerek Cumhurbaşkanının önünde kendini siper edeceksin.

Hala tepkiler dinmeyince de, ‘İstifa edeyim bari’ diyerek istifanı ilan edecek, gündemi bir anda değiştireceksin.

Sonra da gözler Sayın Cumhurbaşkanı’na dönecek ve o da “İstifayı kabul etmeyecek” öyle mi?

Kusura bakmayın, Sazan Mevsimi değil.

Güzel oynadınız ama, oyunun konusunu seçmekte başarılı olamadınız.

Zira bu kez milletin hayatı üzerine oynandı bu oyun.

Efendiler, ‘İstifa’ tek taraflı bir müessesedir.

İşten çıkarmayı yasakladınız tamam da, istifayı yasaklayabilir misiniz?

“İstifa edeyim tamam da, siz bana sahip çıkın böylece toplumun gazını alalım” demekse Şark Kurnazlığıdır.

Şu andaki tabloyu özetleyeyim;

“Sokağa çıkma yasağının getirdiği kaosun sorumluluğunu üstlenip istifa eden Süleyman Soylu’nun yerine atanan Süleyman Soylu, 48 saatlik sokağa çıkma yasağının sona erdiğini ilan etti..”

Efendiler, bütün Dünya büyük bir savaşın içerisinde.

Biz ülke olarak bu savaşa silahsız, donanımsız yakalandık.

Bilimin rehberliğinde tam 3 ayda elde edilen izolasyon seviyesi, iradesiz iradenin bir cümlesi ile yok edildi.

Ortada büyük bir sorumsuzluk var ve birinin bunun faturasını ödemesi gerekiyor.

Geçtiğimiz Cuma Gecesi, size göre 300 bin, bana göre 1 milyon insanın evlerine Covit19’un servis edilmesini sağladınız.

Maalesef bu gün Türkiye’de bu büyük savaşın verilmesinde tam bir uyumsuzluk sergileniyor.

Sokağa çıkmak için zorunlu maskeye bile ulaşamayan bir toplum.

Bizden kat be kat zengin ülkelere, milletine çok gördüğü tıbbi malzemeleri gemi gemi, uçak uçak hediye eden bir liderlik anlayışı.

Olumsuz her kararda faturayı ödemeye soyunan bir sahte kahraman.

Bilimin ve Sağduyunun sesine kulaklarını tıkamış, devr-i iktidarını güvenceye almaya çalışan bir liderlik mantığı.

‘Ama’ diyen, ‘Fakat’ diyenin hainlikle yaftalandığı, hırsızın, sahtekarın cezaevinden salındığı, hırsızlığı, sahtekarlığı yazan yürekli kalemlerin ise içeri doldurulduğu bir süreç..

Sadece bu kadar mı?

Bu satırları yazdığım dakikalarda ABD Doları Türk Lirası karşısında 7 liraya doğru depara kalkmıştı bile.

Yani asıl gelen büyük felaket gözden kaçırılıyor.

Hala, ‘İyimserlik Bakanı’ ‘Yüzde 5 kalkınmadan’ bahsediyor.

Patronlar Kulübü bile derdini Cumhuriyet Gazetesi’ne döküyor ve;

“İşsizlik tarafı bizi ciddi anlamda endişelendiriyor. Krizin uzun sürmesi yoksulluğun önemli ölçüde artmasına yol açabilir. Belli bir gelirin altındaki hane halkına direkt destekler verilmesi gerektiğini savunuyoruz” diyor.

Ama iktidar gelen toplumsal kaosun hala farkında değil.

Cumadan bu yana yaşananlar, Testinin çatladığını açık ve net olarak ortaya koyuyor.

Oluşturulan Partili Cumhurbaşkanlığı Sisteminin Mimarı MHP’nin lideri bile bu büyük çatlağı onaracak  kapasitede değil.

Son sözüm ise Sayın Sağlık Bakanı ve bilim kuruluna.

Bu güne kadar izlediğiniz yol ve yaptığınız her açıklamaya harfiyen uyduk.

Ama ben merak ediyorum Sayın Bakan, Sokağa Çıkma Yasağı Kararından ne zaman haberdar oldunuz.

Bir de, 30 Büyükşehir’de sokağa çıkma yasağının olduğu bir hafta sonunda test yapacak 30 artı 35 bin insanı nereden buldunuz?

Bilim adamı olmak her şeyden önce onurlu olmayı gerektirir.

Çıkıp içinizden biri, ya da topluca geçen Cuma Gecesi sergilenen rezalet ve  ardından Pazar gecesi sahnelenen tiyatro için ne düşündüğünüzü ilan edin.

Zira bir ülkede bilimin namusu zedelendi mi, hurafelere terk edilir meydan.

Biz hala size güveniyor, güvenmeye devam etmek istiyoruz.

Son sözüm ise, sahnelenen komedinin kahramanı olarak gerim gerim gerinenlere.

Siz bu Milleti Sazan sanıyor olabilirsiniz.

Ama bilmediğiniz bir şey var.

Sazan Sezonunda değiliz..

 

Yazarın Diğer Yazıları