Ahmet ZORLU

SATTIKLARINIZDAN.

Ahmet ZORLU

Mirasyedi çocuklar olur.

Babalarından kalan malı talan ederler.

2-3 yıl sefa sürer ve ne var ne yok bitirirler.

Sandıkta, dededen kalma köstekli saat vardır artık satacak.

Onu da satıp, ecdadın tüm izlerini silerler.

Sonrası sefalet, sonrası gayrımeşru yollarla zevahiri kurtarmak.

Bor Madeni, Türkiye’nin dededen kalan ve sandıkta özenle, saygıyla saklanan son yadigarıdır.

Bir çok alanda kullanılır.

Ama biz şimdilik maden olarak satıyor, bu madenden üretilen dünya harikası ürünleri ise madeni sattığımız ülkelerden 10 misli fiyatlarla satın alıyoruz.

Zevahiri kurtarmak dedim.

Ülkedeki olumsuz değerleri, kalem oyunları ile olumlu noktada göstermektir zevahiri kurtarmak.

Mesela fiyatların yüzde 60 oranında arttığı bir ülkenin yıllık enflasyonunu 8.6 göstermek gibi.

Mesela, iki yıl sonra enflasyonu yüzde 5’lere indirme sözü gibi.

İndirebilirsiniz kardeşim.

Tek haneye indirdiğiniz gibi.

Kalem nasolsa sizin elinizde.

Ama kalem oyunları ile her haneye çöken hayat pahalılığı gerçeğini ortadan kaldırabilir misiniz?

Evlerdeki enflasyon bırakın tek haneyi 3 haneye doğru pupa yelken yol alıyor, ama siz milletle alay edecek kadar raydan çıktınız..

Mutfaklarda tencere kaynamıyor artık sayenizde.

Kombi bir daha açılmamacasına kapatıldı.

Yeni ısınma aracımız battaniye.

Bina yönetim şirketleri, yönettikleri binaların sakinlerini icra ile, haciz ile tehdit ediyor.

Gelen haberlere göre, Tank Palet kıyağından sonra Ethem Sancak’a Bor ile ilgili bir işletme de verilmiş.

Yani dede yadigarı köstekli saatin ya kösteği, ya saat bölümü de gitmiş.

Yıl sonu yakın, yeni yılın asgari ücret rakamı konuşuluyor.

Millet, asgari ücretten vergi alınmaması gerektiğini söylerken, iktidar asgari ücretin kendisini bile ortadan kaldırmanın hesaplarını yapıyor.

Ey iktidar edenler, gerçeği görün artık.

Milletin güvenini kötüye kullandınız, kullanmaya devam ediyorsunuz.

Yaşadığımız ülkenin ve ülkede yaşayanların gündemi ayrı, gündemi farklı.

Zira iktidar edenler, iktidarı artık lüks avizeli, devasa salonlardan sürdüreceğine inanıyor.

Sormak gerekir milletvekillerine, sormak gerekir belediye başkanlarına.

Kaç yıldır bir semt pazarına gidip, Pazar çantasına 3-5 domates koyabilmek için tezgah tezgah dolaşıp 5 kuruş daha ucuzunu arayan vatandaşa, ‘Nasılsınız?’ diye sormadınız.

Soramazsınız.

Çünkü duyacaklarınız, uykularınızı kaçırır, kabusunuz olur.

Ya da, sokakta mendil satan, ayakkabı boyayan bir çocuğun başını okşayıp, “Yavrum neden okulda değilsin?” demediniz.

Lime lime edilen güzel ülkemde, elde kalan son kozu kullanarak, pahalılığa, işsizliğe gerekçe uydurmak dışında ne yaptınız, ne yapıyorsunuz?

Ne diyor Memleket büyüğü, indiği milyonluk mercedesinin arka kapısında kendisine uzatılan mikrofona;

“Hırs ve Ego ile siyaset yapılmaz…”

O zaman nedir bu hırs, nedir bu Ego mübarek?

Bir başka toplantıda, sanayici temsilcisi konuşuyor;

“Sanayicimiz olmazsa yıllık 300 dolarla geçinen Afrika Ülkelerine döneriz..”

Zaten döndük, dönmedik mi?

Milli gelirin yüzde kaçını, nüfusun yüzde kaçı kullanıyor, haberiniz var mı?

Hele bir Memleket Büyüğü var ki, milletin açlık noktasından bihaber, diyor ki;

“Medeniyetlerin getirdiği zenginliği yaşıyoruz..”

Dedim ya yazının girişinde.

Sizden öncekilerin yarattığı zenginlikleri har vurup harman savuruyorsunuz..

Yani mirasyedi çocuklar gibisiniz.

Zira siz medeniyetlerin bıraktığı zenginlikleri, babadan miras sandınız.

Sattınız, savdınız.

Bölüşmeye gelince;

“Bir kişiye dokuz pul, dokuz kişiye bir pul..”

Utanmasanız, 9 kişiye verdiğiniz bir pulun yarısını bile alacaksınız.

Ama size hatırlatmak isterim.

Bu mazlum millet, çok değil yakın zamanda, dedenin mirası saatin kösteğinden başlayıp geri alacak, sattıklarınızı, savdıklarınızı..

Yazarın Diğer Yazıları