Ahmet ZORLU

NELER OLUYOR?

Ahmet ZORLU

Ekonomik krizin, seçim tantanası ile kapatılmaya çalışıldığı günler yaşıyoruz.

Sadece bu kadar mı?

Dışarda bir şeyler oluyor, bizde ise dışarıda olan bir şeyleri görecek hal bırakılmadı.

Haberler doğru ise, ABD, S400’lerin teslim alınması durumunda Yunanistan’ı da kullanarak Türkiye’ye askeri müdahalede bulunacak iddiaları var.

Kıbrıs’ın işgali, Türkiye’nin deniz gücünün çökertilmesi gibi kirli senaryolar seslendirilmeye başlandı.

Ama hükümet, bürokrasiye yerleştirdiği liboş takımını da yanına alarak İstanbul’a kamp kurdu.

Beka’nın en çok konuşulması gereken bu günlerde ‘Beka prim yapmıyor, oy getirmiyor’ denilerek dışımızda gelişen olaylar gözlerden kaçırılıyor.

Dedeağaç Bölgesinde ABD’nin askeri yığınak yaptığı 4500 askeri buraya yığdığı söyleniyor.

Sanki ABD’nin yolunu açmak istenircesine, Türk Silahlı Kuvvetleri, yeniden yapılandırma adı altında yüzde 50 oranında küçültülüyor.

Yeni askerlik yasası ile, hem de bayram öncesi Kara Kuvvetlerinden 75 bin askerin terhis edilmesi planlanıyormuş.

Zaten Hava ve Deniz Kuvvetlerimizin içi, Fetö kullanılarak boşaltılmamış mıydı?

Suriyeliler, Bayrama 20 gün kala ülkelerine bayram ziyareti için akın akın gidiyor.

Neredeyse çiçek verip göndereceğiz adamları, “Dönüşünüzü dört gözle bekliyoruz” denilerek.

Hani bunlar Mülteciydi.

Hani bunlar ülkelerindeki Esad Zulmünden kaçıp bize sığınmışlardı.

Büyük bir oyunun sahnesi haline getirilmek isteniyoruz gibi düşünüyorum.

Çıkmış Suriyeli piçin biri kameralar önünde, “Artık burada ben kafa kesmeye başlayacağım” diyor.

Bir baba isyan ediyor, “Suriyeliler çocuğumun boğazını kestiler, komada yatıyor, seçim var diye sesimi çıkarmamam isteniyor” diye.

Milyonlarca Suriyeli burada keyif çatıyor, Esed ülkesinin asalaklarını bize gönderdi, şimdi de onları beslememiz için bize patates-soğan satıyor.

Ve bu garip milletin vergileri ile beslenen bu güruhu şimdi sözde kaçıp geldikleri ülkelerine, “Selametle geri dönün” dualarıyla bayram tatiline gönderiyoruz.

Kısacası, geldiler, yerleştiler, kafa tutmaya başladılar.

Efendiler kendinize gelin.

Ülkeyi ekonomik anlamda çökerttiniz.

Dış Politikanın ‘Politika’ bölümünü yok ettiniz.

Kendinizi tilki yerine koyup, bir de kurnaz sanarak aslanlarla dans etmeye kalkıştınız.

Milli duyguları törpülediniz.

Vatanseverleri ‘Vatan haini’ yaftasıyla tasfiye ettiniz.

Demokrasi diye diye demokrasi binasını çökerttiniz.

Adalete kıydınız adalete.

Tarımı bitirdiniz tarımı.

Teknolojinin, bilişimin ne anlama geldiğini bile unutturdunuz bu güzel millete.

Ama lüksünüzden, vurdumduymazlığından, seçimi kazanalım da sonra ne olursa olsun anlayışınızdan bir milim geri adım atmadınız.

“Karınlarını doyuruyoruz yine de oy vermiyorlar” diyerek halkı tebanız olarak gördünüz, küçümsediniz.

Millet açlıkla sınanırken lüksünüzden, şatafatınızdan bir milim geri adım atmadınız.

Hepsine tamam dedik.

Ancaaaak, bu vatanın geleceğini tehlikeye düşürecek, savaş macerasına sokacak bir adım atarsanız işte o zaman bu millet size öyle bir tokat atar ki, sesi fizandan gelir.

Dışişleri Bakanlığının, Suriye konusu Doğu Akdeniz’de yaşananlar,  S400’ler, F35’ler ile ilgili derhal bu millete anlaşılır dilde izahat vermesi gerekir.

Hem de bir dakika bile vakit geçirmeden.

Zira bu milletin gözünde bu vatan kutsaldır.

Bayrağımızın rengi, bağımsızlığımız için can veren şehitlerimizin kanına ay ve yıldızın yansımasından oluşmuştur.

Ve bu bağımsızlık bu Aziz Millet için, ne Trump’a, ne Putin’e, ne Esad’a ne de bir avuç Yahudi Para Babasına feda edilemeyecek kadar önemlidir.

Bu böyle biline..

Yazarın Diğer Yazıları