Ahmet ZORLU

IMF..

Ahmet ZORLU

Hükümet Sözcüsü Ömer Çelik, CHP’nin ekonomiyle ilgili bazı milletvekillerinin IMF yetkilileri ile gizli saklı görüştüklerini iddia ederek, “CHP’nin ‘Bu hükümet sonunda IMF’nin kapısını çalmak zorunda kalacak’ şeklindeki beyanlarının nedeni şimdi anlaşılıyor” buyurmuşlar.

Ekonomist Ege Cansen derki, “Türkiye dolara ortalama yüzde 7.5 faiz vererek borçlanıyor. Hazine yetkilileri de çıkıp, ‘Çıkardığımız tahvile 3 misli talep geldi’ diye övünüyor. Böylesi tatlı bir kazanç yabancıya elbette cazip gelir” görüşünde.

Merak ettim, IMF borçlandırdığı ülkelere ne kadar faiz uyguluyor diye. Stand-by anlaşmasında koyduğu şartlara göre, yüzde 1.96 ile yüzde 4.90 arasında faiz uyguluyor.

Ama IMF verdiği her kuruş borcun kullanımını da denetlediği için, yaptığı anlaşmalarla tasarrufu zorunlu hale getirdiği için bazı iktidarlar, IMF’ye sıcak bakmıyor, bizimkiler gibi.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yalancısıyım.

Ama iddiası bu güne kadar yalanlanmadı.

Diyor ki, “Türkiye günde ortalama 50 milyon dolar dış borç faizi ödüyor.

Yuvarlak hesap yılda 18 milyar 250 milyon dolar dış borç için faiz ödüyoruz.

Sorumlu bir muhalefet için yapıyorsa böylesi görüşmeler, üstlendikleri sorumluluğun gereğidir bana göre.

Eğer İngiltere’nin, Katar’ın tefecisinden yüksek faizlerle borçlanmak yerine, alınan borcun kullanımını da denetleyen bir yapı var ve çok daha uygun şartlarda borçlanma ihtiyacını karşılıyorsa,  o kurumun kapısını çalmak ülke yararınadır bana göre de.

Siz IMF’den alacağınız milyarları Ahlat’taki, Göcek’teki köşklerin inşaatında kullanamazsınız. Siz IMF’den alacağınız borçla ultra super lüks uçak alamazsınız.

İktidara naçizane tavsiyemdir, yüzde 7.5 faizli borçlanmak yerine, makul bir faizle borçlanma imkanı olan IMF’nin kapısını çalsınlar.

Zaten kurdukları ‘Borçlanma Genel Müdürlüğü’de bu amaçla oluşturuldu gibi geliyor bana.

Zira ekonomik veriler sıkıntılı geliyor.

Güven endeksi geriliyor.

En yüksek gelire sahip yüzde 20 ile en düşük gelirli yüzde 20 arasındaki makas gittikçe açılıyor.

1 Ocak 2003 Net asgari ücret 225 lira, Çeyrek altın 32 liraydı.

Bir asgari ücretli maaşıyla 7 çeyrek altın alabiliyordu.

23 Eylül 2019 Net asgari ücret 2020 lira,  Çeyrek altın 452 lira.

Maaş ancak 4 çeyrek altına yetiyor.

Yani dostlar, iktidarın bütçesi vatandaşın bütçesinden daha harap ve bitap, vatandaşın bütçesi de iktidarın bütçesinden daha vahim durumda.

Özetleyecek olursak;

İktidar Türkiye'yi fakirleştiriyor.

Kısacası, bir zamanlar IMF’e borç vermekle övünen iktidar, Venezüella’dan sonra en yüksek faizli tefeci piyasasından dolar toplar, tefeci piyasasına tahvil satar hale geldi.

Ve böylesi bir dönemde, Sayın Ömer Çelik “CHP Milletvekilleri gizli saklı IMF yetkilileri ile görüşüyor” diye kınama açıklamaları yapıyor.

Oysa, bu anlayışla ekonomi yönetmek mümkün değil.

Siz 50 milyon dolarlık yatırım yapacak diye Tank Palet’i Katarlıya kiraya veriyorsunuz, buna karşılık günde 50 milyon dolar borç değil, borç faizi ödüyorsunuz.

Kamu bankasına, ‘düşük faizli kredi’ baskısı yapıyorsunuz, kamu bankasının görev zararını ise İşsizlik Fonu ve diğer alanlardan karşılıyorsunuz.

Günlük yorum ve değerlendirmelere bakıyorum.

İçeride onca sıkıntıyı bir kenara koyduk, Suriye için savaş tamtamları çalıyor, çaldırıyoruz.

ABD’li askerlerle ortak devriyeye çıkıldığı sürece bunun bir senaryo olmadığına kimseyi inandıramazsınız.

Suriye sınırımızda bir devletçik oluşuyor evet.

Ama bu devletçiği kuranlarla el ele sınır boylarında boy gösteriyorsanız, inandırıcı olamazsınız.

Tekrar söylüyorum.

Bölgenin savaş ve kan gölü olmaması için izlenmesi gereken tek yol vardır;

“Suriyenin, İranın, Irakın toprak bütünlüğü ve tüm yabancı oluşumların bu ülkelerden sökülüp atılması”

O ülkelerde yaşayan toplumlar, kendi yöneticilerini kendileri seçer.

Kendi güvenli bölgelerini kendileri oluşturur.

Siz bırakın ‘Cambaza bak’ oyunu oynamayı, ülkenin ekonomisine, fakirliğine, açlığına, üretimsizliğine odaklanın.

Yazarın Diğer Yazıları