Ahmet ZORLU

GİDERAYAK..

Ahmet ZORLU

İktidar Aziz Milletin sabrını test ediyor.

İşsizlik denilen garabet, milletin üzerine kara bir örtü olarak örtülüp, insanları intihar noktasına getirirken, diğer yandan kanunlara uygun olarak hizmet yılını doldurup, emekli olması gerekenlere, ”Yaşın genç bekle” deniliyor. İnsafla, izanla izah edilemeyecek yollar kullanılarak, tosunlar, tosuncuklar devletin en kilit noktalarına adeta paraşütle indiriliyor.

Bir-iki örnek vererek başlayalım.

31 Mart seçimleri için Bodrum’dan CHP’den Belediye Başkan Adayı oluyor adam. Aday yapılmayınca AKP’ye geçiyor ve Sayın Cumhurbaşkanı ile bir telefon görüşmesinin bant kaydını özellikle sosyal medyadan yayınlıyor. Bu konuşmada “Gelip elinizi öpmek istiyorum” diyor, Sayın Cumhurbaşkanına.  Aradan 3-5 ay geçiyor, adam Muğla İline Tarım Müdürü olarak atanıyor.

Bir başka örnek.

Adam 13 yıl önce Kamu Görevinden istifa edip serbest çalışmaya başlıyor. 3 yıl önce, yakın arkadaşı milletvekili seçilince, Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne açıktan atamayla yeniden memur yapılıyor. Birkaç gün sonra sınavsız olarak Kütahya İl Sağlık Müdürlüğü’nde para ve ihalelerden sorumlu Müdür Yardımcısı oluyor.

Sivas AKP İl Yönetim Kurulu Üyesi 23 yaşındaki Abdülmecid Demirkaynak, “Anıtlar Kurulu” olarak bilinen Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu'na üye olarak atanıyor. Kurul'a deneyimli isimlerin atanması gerekirken henüz mesleğinin başındaki AKP'li Demirkaynak'ın atanması Sivas’ta tartışma yaratıyor.  23 yaşındaki Demirkaynak 1 yıl önce mimarlık bölümünden mezun oldu. Mevzuata göre Kurul üyelerinin ticari işletmelerinin bulunmaması gerekirken Demirkaynak'a ait mimarlık ofisi olduğu da ayrı bir acı gerçek.

Türkiye Belediyeler Birliği'nde (TBB) memur olarak görev yapan Cemal Baş, 31 Mart Seçimleri'nde Keçiören Belediyesi'ne AKP'den Belediye Meclis Üyesi olmak için istifa ediyor. Baş, kuruma bu kez daha yüksek maaşa işçi olarak alınıyor.   AKP'den de Belediye Meclis Üyesi seçiliyor.  TBB şirketine Yönetim Kurulu Üyesi de yapılıyor. Kurumda kendisine “müdürlük” görevi de veriliyor. Baş, “Yarım kalan projeleri sürdürmek için görev aldım. Bunlara kurumda hakim olan tek kişiyim” diyecek kadar da ukala.

AKP Kadrolarında hasbelkader milletvekili, belediye meclis üyesi, ilçe belediye yöneticisi, il ve ilçe teşkilatlarında görev yapanların eşleri, çocukları, yeğenleri, baldız ve bacanakları, personel mevzuatının bir deliğinden sızıveriyorlar kamuya.

Ama yanı-yandaşı olmayan, cebinde siyasinin hamili kartını taşımayanlar ise perişan, sıkıntılı, işsiz.

Daha dün yazmıştım, Cafer Beydilli’nin ‘Kurtuluş Savaşı’, ‘Atatürk İlke ve devrimleri’ ile nasıl alay ettiğini.

Meğer, sosyal medyadaki bu paylaşımı kopyalayıp sayfasına koyan bir başka isim de varmış Büyükşehir Belediyesi’nde.

Kendisini anmadan geçersek haksızlık ederiz.

Bu vatandaşın adı Şükrü Pişkinel.

Bu paylaşımı 9 Kasım Gecesi 23.35’te yapmış.

Sonra da birileri uyarmış olmalı ki, sayfasından kaldırmış.

Yapmayın efendiler.

Etmeyin, kıymayın bu güzel ülkeye, bu garip milleti kendinize düşman etmeyin.

Şimdi bu yazıyı okuyup ‘Kayseri Belediyelerindeki ballı görevlendirmeleri niye yazmıyorsun” diyenler çıkacaktır.

Bizimkilerin bebeleri daha ballı işler kovalıyor şimdilik.

Kimisi yemekhane ihalesi kapmanın,  kimisi belediye ihalesi kotarmanın, kimisi de kamu kuruluşlarına mal satmanın derdinde.

Yaşar Karayel gibileri ise yaşlandıkları için çocuklarını milletvekili yapmanın gayreti içinde.

Merak etmeyin, günü geldiğinde tek tek açılacaktır defterler.

Ne diyor Sayın Özhaseki, ‘Siz istediğiniz yanda olun, ben adaletten yanayım..” Ya da ‘Mafyayla savaştık”

Siz sanıyor musunuz, Mafyayla Savaştık diyen adamın tefeciye kaptırdığı para için Birsu Hilal Altıntaş’a gönderdiği özel ekibi bu millet unuttu.

Siz sanıyor musunuz, Mazakaland İhalesi için kurulan Kutsal Koalisyon’dan! kendilerinin haberi yok.

Siz sanıyor musunuz,  Sivas Caddesi’ndeki tek katlı balıkçı dükkanının yıllardır nasıl yem olarak kullanıldığı bilinmiyor?

Dedik ya, her şeyin bir günü,  bir sırası var.

Tek tek not alıyor tarih, yapılanları, yaşananları, yaşatılanları.

Yarın o defterler tek tek açılırsa, o ahkam kesenler saklanacak delik ararlar.

Yani dostlar, yarına kalır belki bazı şeyler ama yanlarına kalmaz..

Yazarın Diğer Yazıları