Ahmet ZORLU

EVET OLMAYACAK..

Ahmet ZORLU

Sayın Cumhurbaşkanını dinlerken, bir cümlesine takıldım.

Diyor ki, “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak..”

Aynen katılıyorum.

Zira yaşadığımız bu günler yaklaşan büyük tufan öncesinin, ayak sesleri.

Tufanı yaşayacak, tufan sonrası oluşacak enkazı göreceğiz.

Sadece Türkiye değil , dünya bu süreci yaşıyor, yaşayacak.

İşte o zaman,  köşklerde saraylarda yaşayanların, gecekonduda yaşayan ile aynı duyguyu hissetmediğini acı bir şekilde  göreceğiz.

İşte o zaman, yönetenlerin yönetilenlerle yollarının nasıl da ayrıldığını göreceğiz.

İşte o zaman, bir paket kumanyayla teselli edilmeye çalışılan milyonlar, görkeminden, şaşaasından ödün vermeyenlerin,  gerçek yüzlerini daha net görecek.

İşte o zaman, Lüks hayat yaşayanların bu zor zamanlarda bile, hayatlarından nokta kadar ödün vermediklerini fark edecekler.

İşte o zaman, bu zor zamanlarda bile milletini aynı amaç, aynı duygu etrafında toplamak yerine, krizden çıkar umarak toplumu bölenler,  “Allah’tan ve Millet’ten af” dilese bile, bedelini milletin helal oylarıyla ödeyecekler.

İşte o zaman, itibarın Saraylarda değil, halk gibi yaşamakta olduğu gerçeği ile yüz yüze kalacaklar.

İşte o zaman, mazlum milletin zor zamanlar için ödedikleri vergilerin nasıl hoyratça harcandığının hesabı gelecektir masaya.

İşte o zaman, Cumhuriyetin birikimlerinin hesabı istenecek mirasyedi yönetimlerden.

İşte o zaman, tehlikeyi günler önceden görüp uyaran, önlem almaya çalışanların nasıl da ötekileştirildiğinin fotoğrafını daha net göreceğiz.

İşte o zaman, milletler, göreve getirdikleri iktidarların bu zor zamanda kendilerini ne kadar önemsediğini ya da hiçe saydığını anlayacaklar.

İşte o zaman, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” ilkesinin nasıl ters yüz edildiği gerçeği ile yüz yüze kalınacak.

İşte o zaman, yardım için Valiliklere yönlendirilen çaresizlerin, “Vallahi akşama evime götüreceğim ekmek parası yok cebimden. Bunca yolu otobüs biletine verecek param olmadığı için yürüyerek geldim” diyenlerin ahı saracak dört bir yanı.

İşte o zaman, ‘Biz bize yeteriz’ kampanyasına milyonlar bağışlayanların bunu vergiden nasıl düştüğünü, ama gariban emeklinin 10 liralık bağışının ise nasıl hiçe sayıldığını göreceğiz.

İşte o zaman, birlik ve beraberliği sağlaması gerekenlerin bunun yerine nasıl kamplaştırıp kutuplaştırdığına  acı bir şekilde tanık olacağız.

Daha da acısı, işte o zaman milletinin geleceğine yatırım yapan iktidarların nasıl baş tacı, kendisine ve çevresine yatırım  yapanların ise nasıl sandıkta alaşağı edildiğini hep birlikte göreceğiz.

Zira bu virüs, yıllardır uyutulan mazlum hakların  gözünü açacağı günlere gebe.

Zira bu virüs, itibarın lüks yaşamda değil, milleti gibi yaşamakta olduğunun görüleceği günlere gebe.

Zira bu virüs, Vahşi Kapitalizmle el ele veren iktidarların, milletlerini nasıl yok saydıklarının keşfedileceği  günlere gebe.

Zira bu virüs, hala krizden menfaat umanların hayal kırıklığı yaşayacakları zamanlara gebe.

Zira bu virüs, mazlumun ahının zalimlerden aheste aheste çıkarılacağı günlere gebe.

 

Yazarın Diğer Yazıları