Ahmet ZORLU

DARALDIK..

Ahmet ZORLU

Ülkelerin, milletlerin ve dünyanın ekonomisinde yaşanan gelişmeleri izleyenler bilirler ki,  ekonomide yaşanan her olumsuzluğun sonuçları, aylık, 6 aylık ve 1 yıllık verilerde kendini ortaya koyar.

Zira global dünyada, ülkelerin ekonomileri kendi iç dinamiklerinin hareket alanı çerçevesinde ve dünyadaki gelişmelere göre şekil alır.

Üretim, rekabet, teknolojik yatırım, tarımsal çeşitlilik ise ülkelerin gelişiminin olmazsa olmazlarıdır.

Her şeyi dışardan satın alarak gideceğiniz yolun sonu krizdir, hüsrandır, çöküştür.

Ülkenin 80 yılda elde ettiği, temel gücü olan tesisleri satarak da ülkenin ekonomisini ayakta tutmanız mümkün değildir.

2018 yazında gelmeye başlayan olumsuzluk sinyalleri, dövizin kontrolden çıkması, vatandaşın Türk Lirasına olan güveninin ortadan kalkması ve bankadaki parasını dövize yöneltmesinin sonuçlarını, dün açıklanan ilk çeyrek büyüme rakamlarında gördük.

Türkiye yılın ilk çevreğinde, tüm makyajlama ve baskılama çabalarına rağmen yüzde 2.6 küçüldü.

Ekonomimiz yüzde 2.6 daraldı.

İşsizlik 3 ayda yüzde 2.6 daha arttı.

Havlu atan, konkordato veya iflas talebinde bulunan işletme oranı yüzde 2.6 arttı.

Türk Lirası yüzde 2.6 daha değer yitirdi.

Adını ne koyarsanız koyun, ülkeler için vahamet noktasıdır, eksi büyüme.

Rekabetçi bir dünyada, yıllık yüzde 5 oranında büyümeyen bir ülkenin,  gelişmiş ülkeler sıralamasındaki yerini de koruması da mümkün değildir.

Peki biz ne yapıyoruz.

Günlük tedbirlerle  olumlu sinyaller vermeye, günlük önlemlerle ülke ekonomisini yürütmeye çalışıyoruz.

Varsa yoksa İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi.

‘Kazanalım gerisi kolay’ anlayışı.

Değil kardeşim, İstanbul seçimlerini kazansanız da,  ülke ekonomisi bindi bir alamete, yaklaştı kıyamete.

Doların değerini 1,5 lira artırıp, sonra da 5-10 kuruş düşürerek geleceği inşa edemezsiniz.

Eğer ülkeyi düştüğü yerden ayağa kaldırmak gibi bir niyetiniz varsa, ülkede bağımsız bir adalet anlayışını bina etmekle başlamalısınız işe.

Avukatlara Yeşil Pasaport taahhüdü ile de olmaz bu işler kardeşim.

Fetö Operasyonları ile boşalttığınız Adalet Kadrolarına yerleştirdiğiniz eski yöneticilerinizin üzerlerinden cübbelerini çıkarmakla başlamalısınız.

Zira onlar orada görev yaptığı sürece,  siz müdahil olmasanız bile, onların alacağı her karar, vicdanlarda iz bırakmaya devam edecektir.

Görmüyor musunuz, mutaassıp görünerek basamakları tırmanmaya çalışan sözde adalet adamları, duruşmalarda avukatların etek boylarını ölçmeye başladı.

Sonra tasarruf.

Kusura bakmayın ama, demokrasiden nasiplenmemiş, kabile devletlerinde yaşanan tepe yönetimin lüksünü, şatafatını ona katladınız.

Japon İmparatorunun çalışma odasının 10 katı lüks, kaymakamlarınızın odaları.

Hele o meclis bahçesinde, hele o saray bahçesinde verdiğiniz görkemli iftarlar hafızalarda o kadar büyük yer etti ki,  pazarlarda atık-çürük meyveleri toplayıp evine götüren insanlardan her gün hayır duası! alıyorsunuz.

Zira onlar, “Tamam karnımız doymuyor ama memleket büyüklerimiz sayesinde gözümüz doyuyor” diyor, hayır dualarını! sizlerden eksik etmiyorlar.

İtibardan tasarruf olmaz tamam anladık.

Ama sermaye olarak itibarınızı kullandığınızı da artık görün.

Gelelim siyasi çizginizdeki kırıklara.

Siz bu milletin umudunu kullandınız.

Siz bu milletin adalet anlayışını yok ettiniz.

Siz bu milletin vicdanına kastettiniz.

Ve biri çıktı, bu millete umut oldu.

Ve biri çıktı, bu millete adaletin hakları olduğunu hatırlattı.

Ve biri çıktı, bu milletin vicdanının sesi oldu.

Ve biri çıktı, “Her şey çok güzel olacak” diyerek ülkenin geleceğinin güzel olabileceğine, birlik ve beraberlik içinde her sorunun aşılabileceğine inandırdı İstanbul Halkını.

Siz ise, 17 yıldır sizi omuzlarında taşıyan halk yerine, Meleler’den, Cemaatler’den medet ummaya devam ediyorsunuz.

Sayın Yıldırım’ın İsmailağa Cemaatine yaptığı ziyaret, laik demokratik bir ülkede Anayasa Suçudur.

Size tavsiyem, İstanbul seçimlerini kaybettiğinizi kabul edin.

Tüm devlet imkanlarını yığarak seçimi kazandığınızı düşünelim.

O zaman İstanbul’da yankılanan ‘Her şey çok güzel olacak’ sloganı tüm ülkeye yayılacak ve kabusunuz olmaya devam edecek.

Zira siz kendi ellerinizle, YSK Seçimlerinin yenilenmesi kararı ile Türkiye için yeni bir lider adayı yarattınız.

Yazarın Diğer Yazıları