AYNALAR..AYNALAR..
Ahmet Çınar
Hop..Hop..''Bu ne hırs böyle'' diyesi geliyor insanın.
Sanki dünyanın arkasından yetişecek bir maratoncu gibiyiz.
Koş babam, koş!
Altı üstü, dört günlük bir dünya yaşamı değil mi?
Aklımızdaki hep, 3'e alıp, 13'e satmak, daha çok kazanmak, hanlar, hamamlar sahibi olmak.
Yeter be! Gözünüzü toprak doyursun e mi?
Sonunu hiç düşündün mü acaba?
Adamın biri ilk defa gittiği şehrin çarşısına uğradığında, bir dükkana girerek;
-Hatıra eşya almak istiyorum demiş. Ne tavsiye edersiniz?
Dükkan sahibi yaşlı zat, adamı tepeden tırnağa süzüp:
-Buranın en meşhur şeyi 'Aynalardır' evladım demiş. Ama onları almaya güç ister. Adam hiç düşünmeden:
-Ben yaşadığım şehrin en zengin insanıyım, diye atılmış. Benim için para önemli değil.
İhtiyar dudak büküp:
-İnşallah gücün yeter demiş. Çünkü padişahlar bile alamadı onları.
Adam ses tonunu iyice yükselterek:
-Benim elde edemeyeceğim şey yoktur!..Diye direnmiş. Fiyatları ne kadar?
İhtiyar adam:
-Seçeceğin aynaya bağlı, diye gülümsemiş. Günümüze ait aynaları normal fiyata alabilirsin. Fakat; Eski aynalar pahalıdır. Hele hele antikalara güç yetmez. Ama geleceğin aynası bedavadır, fakat onu görsen beğenmezsin.
Adam bu sözleri pek anlamamış ama merakından çatlayacak gibiymiş. Aynaları bir an önce görmek istediğinden, yaşlı adamın koluna girip, dükkanın arka bölümüne geçmiş. Yaşlı adam, elindeki baston ile işaret ederek:
-Sana ilk önce günümüze ait aynayı göstereyim demiş. Çerçevesi gümüştendir, fiyatı ise üç altındır.
Adam, duvarda asılı duran kristal aynayı kısa bir süre incelemiş ve ona bakarak saçlarını düzelttikten sonra:
-Bunun bir özelliğini göremedim, demiş. Evimde de bundan 3-4 tane var.
Yaşlı adam seke seke ilerleyerek:
-O halde bu aynaya bak!.. Çeyrek asır öncesine aittir. Adam:
-Herhalde şaka yapıyorsunuz, diye gülümsemiş.
-Böyle basit bir ayna 10 altın bile etmez.
İhtiyar adam:
-Ben sana söylemiştim! diye kızmış. İsterseniz vazgeçin.
Adam iş olsun diye aynaya baktığında, bağırmamak için kendini zor zaptetmiş. Gözlerini oğuşturarak baktığı aynadaki görüntü, 25 yıl önceki haline aitmiş. Ne başının büyük bir bölümünü saran beyaz saçlar varmış bu görüntüde, ne de yüzünü kırış kırış eden derin çizgiler.
Adamın aynaya takılan gözleri, biraz sonra fal taşı gibi açılmış. Çünkü aynadaki gençlik görüntüsünün hemen arkasından, sevdikleri geçiyormuş birer birer.
Büyük bir dehşet içinde:
-Aman Allahım!.. diye bağırmış. Bu geçen kız kardeşim değil miydi? Hem de henüz kanser olmadan önce.
Daha sonra en sevdiği teyzesi ve dayısı da geçmişler adamın görüntüsünün ardından. Her ikisi de çeyrek asır önceki halleriyle. Adan dayanamayıp başını çevirmiş aynadan. İhtiyar ona sokulup:
-Bu işten vazgeç! Zaten çoğu kimse de öyle yaptı.
-Hayır!.. diye itiraz etmiş adam. kardeşimi özlemiştim, dayımla teyzemi de..
-Peki!.. demiş ihtiyar. şu gördüğün antika bir aynadır. Çerçevesi ahşaptır. Değeri ise 1000 kes altındır.
Adam oraya doğru ilerlerken, korkusundan vazgeçmiş. Ama merakını yenemeyip aynaya baktığında, küçük bir çocuk gibi çığlık atmış. Yedi- sekiz yaşlarında bir çocuk duruyormuş karşısında. Soluk yüzlü, incecik, dişleri dökük ve saçları dağınık bir çocuk.
-Aman Allahım!.. diye bağırmış.Bu benim çocukluğum. Cebimdeki sapan bile duruyor.
Adam biraz sonra sendeleyerek duvara tutunmak zorunda kalmış. Bu sefer 30-35 yaşlarındaki halleriyle annesi ve babası geçiyormuş geriden. Daha sonra da nur yüzlü dedesi. Annesi, her gün defalarca yaptığı gibi, öpüvermiş onu yanağından. Babası ise, her zamanki şakacılığı ile ensesine bir şaplak atmış yavrusunun. Adam kaçarcasına uzaklaşmış oradan. İhtiyarın yanına yığılmış ağlayarak.
Yaşlı adam:
-Gerçek aynalar böyledir evladım. Bu yüzden de ulaşılmaz onlara. Adam, biraz olsun kendine geldiğinde, dükkandan kendini dışarı atmak istemiş. Fakat, tam çıkacakken:
-Bedava aynalardan söz etmiştiniz? demiş. İhtiyar adam:
-Ona hiç bakma evlat diye atılmış. Bu gün çok fazla yoruldun, kalbin dayanmaz.
-Mutlaka bakmalıyım! diye ısrar etmiş adam. Gördüğüm şeylere artık alıştım.
Yaşlı adam çaresiz kabul etmiş ve duvarlara asılanlardan farklı olarak, dükkanın döşemesi üzerine indirilen bir aynayı gösterip:
-İşte bu da geleceğin aynası!..Çerçevesi altından olup, bedavadır. Ama onu hiç kimse almadı. Adam:
Geleceğin aynası ha!..Üstelik de altından ve bedava..İhtiyar hiç sesini çıkarmamış. Adam ise emin adımlarla aynaya doğru ilerlemiş ve bakmak için yere eğildiğinde oracığa yığılıp kalıvermiş. Yaşlı adam:
-Geleceğin aynasında ne göreceğini tahmin etmen ve ona göre hazIrlıklı olman gerekirdi evladım. Senin de gücün yetmedi demek ki..
İhtiyar adam müşterisinin cansız bedenini kucaklarken, onun aynadaki görüntüsüne bakmış. KURU BİR İSKELET GÖRÜNÜYORMUŞ.
Madem ölümlüyüz, nedir bu çabamız?
Üstat Necip Fazıl ne güzel söylemiş;
Veren de O, alan da O.
Nedir senden gidecek.
Telaşını gören de
Can senin zannedecek.