Selda Avcı

YAŞATTIĞIN SENİN SINAVIN OLACAK!

Selda Avcı

Kişi kendisi nasılsa karşısındaki insanı öyle görür, öyle bilirmiş.

Etrafımıza şöyle bir baktığımızda her türlü hasetliği, fesatlığı, ikiyüzlülüğü, fitneliği, çarpık ilişkileri yaşayan kişilerin herkesi kendi yanına çekip, etrafa kendisi gibi tanıtmak isteme çabalarına şahit olduğumuz zamanlar oluyor.

Böyle kişiler er geç kalbinin ekmeğini yiyeceğini bilmeden bilinçsiz bir yaşayış tarzı yaşayan insanlardır.

Aynaya baktığı vakit yüzüne yansıyan çirkinliğini makyajın dahi kapatamadığı yüzler var.

Kalbi yüzüne yansır insanın, kalbi kötü olanın siması bozulur.

Bu kişilerin ağzından yalan, kalbinden fitne, fesat eksik olmaz.

Bu insanların size yaklaşım mantığı da şudur! Dostunu yakın tut, düşmanını daha yakın. Çünkü sizden uzak olduğu anda size zarar veremeyecektir.

İçten içe sizin başarınıza kahrolsa da sanki sizi seviyor gibi davranarak yılan gibi yanınızda olmaya devam ederler.

Yedi yirmi dört arar sorar, seni seviyor gibi davranırlar. Kendi etrafında kimse olmadığı için senide yalnızlığa çekmeye çalışırlar.

Şu sana şunu dedi. Bu sana bunu dedi diyerek kendi söylemek istediği tüm kinini, nefretini başkalarının ağzı ile sana kusarlar.

Aslında sen bunun farkındasındır ama onun bu ikiyüzlülük mutluluğu yaşamasına izin verirsin.

Günümüz insanının en büyük hastalığı bu şekilde olmuş ne yazık ki!. Yüzüne gülüp, arkandan kuyunu kazmak.

Bu kadar karaktersiz, insanlık yoksunu insanları olabildiğince hayatınızdan uzak tuttuğunuz takdirde mutluluğu yakalamak zor olmasa gerek.

Kendimden kısa bir örnek vermek istiyorum. Çevremde olan eş, dost, arkadaşlarım bir şahıstan süreklizarar gördüğüm için defalarca ondan uzak durmam ve konuşmamam için beni belki yüz kişi uyarmıştır. Çünkü acıdığım için yanında olduğum bu kişi benim sürekli kuyumu kazan kişiydi. Onun bana yaptığı birçok şeyin farkında olduğum halde onu defalarca affedip, iyi niyet göstermemi hep kötüye kullanan bu şahsın bana yaptıklarını hazmedemiyorlardı. Artık gözümü açıp bu kişiden uzak durmamı istiyorlardı. Benim arkadaş çevrem üzülmemi istemediği için beni defalarca bu şahıs ile alakalı uyarmışlardı. Ben onları dinlemeden elimden geldiğince bu şahısa her türlü desteği verip, hep yanında olmaya çalıştım. Ama İyilikten maraz doğarmış onu da bu sayede görmüş oldum vesselam.

Bu bahsettiğim kişi ise zavallı, etrafında kimsesi olmayan, herkesin uzak durduğu bir isimdi. Ben onun bu haline üzüldüğüm için ona defalarca şans verdim. Ama artık son yaptığı olay bardağı taşıran son damla olduğu için geri dönüşü olmamak kaydıyla ona bütün kapılarımı kapatma kararı aldım ve hayatımdan tamamen çıkardım. Çünkü onun yanında benimde kalbim kirlenmeye başlamıştı. Boşa dememişler bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim diye, bu çok doğru bir söz. Kişi kiminle haşır, neşir olursa huyu giderek ona benzemeye başlıyormuş. Onun için diyeceğim tek söz ise ‘’Ömrü kalbi gibi geçsin’’ inşallah…Hayat boyu yaptığım hiç bir iyiliğin adını anmadım, karşılık beklemeden yaptım her şeyi ama bu kişiye yaptığım onca iyiliğime karşın kuyumu kazdığı için diyecek söz dahi bulamıyorum.

Kim kime ne ettiyse er geç aynısı önüne çıkacak. Çoluk çocuğu olan insanlar birilerine nasıl zarar verebiliyor, nasıl almayı göze alıyorinanın anlam veremiyorum. Üzdükleri kadar üzüleceklerininasılda unutuyorlar…

Oysaki herkesin yaşattığı her şey, bir gün kendi sınavı olacaktı...

 

 

Yazarın Diğer Yazıları