Selda Avcı

ÖZLENEN HATIRALAR

Selda Avcı

Gün geçmiyor ki; iki kişi bir araya geldiğimizde;
“ Bir zamanlar…’’ diye başlayan giderek
koyulaşan sohbetlerimizde, eski günlerimiz
anılmasın… Ya da kendi kendimize
iken birden çağrışan bir anı bizi geçmişe
alıp götürmesin. Sürekli geçmiş günlerimizi
hatırlamamız, gidip de göremediğimiz,
arayıp ta bulamadığımız belki de geri gelmeyecek
gençliğimizi arıyor olsak gerek.
Herkesin kendine göre yaşadığı yıllar; hem
zorlu, hem de en güzel günler olarak hafızasının
bir kenarında bekliyor. İnsanlar bir
bakıyorsunuz en kötü günleri kendi görmüş,
en çok çileyi kendi çekmiş gibi anlatırken,
bir de bakıyorsun yaşanan yıllara paha
biçemiyor, en güzel günleri kendi yaşamış,
en güzel çocukluğu kendi geçirmiş gibi bir
ikilem içinde geriye dönemeyeceği günlerin
özlemini çekiyor.
Geçmiş zamanlarda ‘’Bir türlü bitmeyen ev
işlerinin yanı sıra birde çeyiz hazırlığı olarak
dantel örerdik, nakış işlerdik, halı dokurduk.
Annem hiç boş durdurmazdı beni her gün
kontrol ederdi ‘’Bakayım ne kadar ördün,
ne kadar işledin?’’ diye. Bir de derdi ki; ‘’ Ben
yumakları alırım, örmezsen çeyiz diye yumaklarını
asarız duvarlara. Herkes; bak annesi
ipini, kumaşını almış da kızı örmemiş
derler ben karışmam’’ Ben de el âlemden
çekindiğimden örer dururdum, sandıkları
bekleyen naftalin kokulu çeyizlikleri. Komşuların
kızları ile ip ölçüşürdük, inatlı örmede
bakalım hangimiz önce bitirecek diye.
Yalandan, riyadan uzak çok sade, duru,
tertemiz çocukluk ve gençlik hatıraları biriktirirdik.
Şimdilerde ise herkes evine kapandı. Gün
yapıyorlar akraba günü, arkadaş günü, ayda
bir birbirimizi görelim diye. Onda da ev sahibinin
hazırlık yapacağım diye canı çıkıyor.
Yok, evini temizle, yok pasta, kek yap oturunca
misafirin yanında yorgunluktan nerede
ise yığılıp kalacak. O zamanlarda Buzdolabı
yoktu. Güzden kurutulan yiyecekler
bir kış boyunca yenirdi. Hamur aşı kesilir,
turşular kurulur küplerde saklanırdı. Etleri
kuruturduk, sucuk doldururduk, kavurmalar
tekerlek gibi kendi yağıyla dondurulur
bozulmadan, havadar çatımızda saklanırdı.
Bahara kadar dururdu. Kurutulmuş etleri o
enfes yemeklerinin içine atıverirdi rahmetli
anneciğim. Pişirmeden yenen o kuru etlerin
tadını hiçbir yerde bulamazsınız. Şimdi ki
etlerin de hiç tadı yok, tıpkı o eski günlerin
özlemle anılan tadının olmadığı gibi. Eskiden
ambar derdik tahtadan yapılmış, kapağı
yukarı doğru açılan dolaplar; içerisinde
un, bulgur, fasulye ve düğü saklanırdı.
Benim ‘’Annem becerikli kadındı’’ , o zaman
ki kadınların hepsi becerikliydi. Annemin
elinin değdiği yemekler bir başka idi o zamanlar.
Annemin yaptığı yemekleri artık
hiç tadamayacak olmanın burukluğunu
yaşarken annemin bana bıraktığı hatıraların
izlerini içim sızlayarak hatırlıyorum.
Anadolu’nun has kadını, çilekeş, sabırlı,
güçlü, varı bilen, yoktan anlayan kadınlardı
o zamanın kadınları. Hani ne derler; ‘’ Kadın
var arpa ununu aş eder, kadın var buğday
ununu keş eder.’’ Diye. Arpa ununu aş eden
kadınlardı bizim analarımız. Öyle herkesin
yaptığını beğenmeyen, ‘’Yapacaksan kılıklı
yap ‘’ ‘’Yaptığın bana ise öğrendiğin sana’’
diye sık sık uyaran bir anne idi benim annem.
‘’Deneye deneye eş olur, iki dene bir
kaşık aş olur’’ annemin yere dökülen taneli
tahılları tek tek toplarken dile getirdiği
deyimdir. Hiçbir şeyin boşa götürülmeyeceğini,
nimettir alın teridir diyerek kutsallığını
vurgulardı her zaman.
Eski günlerini sakladığı, üzeri en güzel
ümitlerle işlenmiş, heveslerin en temiz duyguları
tığlanmış, zaman bohçasını özenle
kaldırırken, görüyorum ki hâlâ içimizde
geçmişe dair izleri özlemle hatırlıyoruz. Her
geçen gün çocukluk, gençlik günlerimize
eskiye özlem bir kat daha büyüyor.Aslında
anlatacağımız çok şey var, düne dair. Bizi
dünden bu güne bağlayan geçmişteki hatıralarımız
değil mi? Hatıraları yaşamak ne
kadar güzelse bir o kadar da buruktur.Geçmişte
ne yaşarsak yaşayalım güzel günleri
hep özlemle anarız nedense. O kadar zorlu
yaşama şartlarında bile çocuksu özlemlerin
peşinden gideriz, duygularımızla yokuş
aşağı koşarız. Yaşadıklarımızı toz bulutu
yılların içinden çekip çıkarmaya çalışırız.

Yazarın Diğer Yazıları