Son yılların en çok kullanılan sözcüğü trol…
Siyasi partilerin ve kişiliklerin yılmaz savunucusu, klavye kahramanı troller.
Para karşılığında, klavye başında bir partiyi yada bir kişiyi ‘cansiperane’ savunan bu troller için etik değer yok, doğru yok…
Onlar için olaylar, olgular değil durdukları yer önemlidir.
Onlar için iki kere iki bazen üç olur bazen 15…
Hiç fark etmez.
Çünkü işlerinin gereği budur.
Yaşanan facialar üzerinden bile kendilerine ‘ekmek parası’ çıkarmaktan geri durmazlar.
İnsanların acısını, toplumun yarasını kaşımaktan hiç sakınca görmezler.
AK Parti’nin sorumluluk alanında 9 işçi diri diri toprağa gömülür, birileri fırsat bulduk diye klavye başına geçer.
CHP’nin sorumluluk alanında 29 işçi diri diri yanar, birileri fırsat bulduk diye klavye başına geçer.
Aranan adalet değildir,
Aranan masum insanların hayatlarının sorumlusu değildir.
Tek dert diğer partiyi gömmektir.
Peki bizler?
Bu hayatı yaşayan bizler…
Bu acıyı paylaşan bizler…
Bize düşen trolleşmeden doğruyu aramak olmak olmalıdır.
Haklının yanında durmak olmalıdır.
Hatta en çok kendi taraftarı olduğumuz siyasi parti veya kişinin yanlışı karşısında durup, yanlıştan vazgeçmesini sağlamak olmalıdır.
Bizler neden trolleşip, klavye cengaverlerinin ekmeğine yağ sürüp, kendi ekmeğimizi katıksız bırakıyoruz.
Daha da düşündürücü olan kutuplaşıyoruz, ayrışıyoruz.
Birileri için ücretsiz trollük yapıyoruz.
Ve kaybediyoruz.
Bize düşen;
Olayları beynimizle, vicdanımızla, yüreğimizle değerlendirmek belki tarafı olduğumuz siyasi partiye ya da kişiye yarar sağlamaz ama emin olun ki size, daha da önemlisi gelecek kuşaklara çok şey kazandırır.
