Nejdet KALA

Şakir'e çay yok!

Nejdet KALA

“Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişemeyecekti.
Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
Ve onlar
ayın altında dönen ilk tekerlekti.
Ayın altında öküzler
başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
ufacık kısacıktılar
ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
ve ayakları altından akan
toprak,
toprak,
ve topraktı.
Gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılarda tahta yataklarında
oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
Ve kadınlar
birbirlerinden gizleyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz”
Kurtuluş savaşında cepheden cepheye koşan, yeri geldiğinde düşmanla çarpışarak tarihin akışını değiştiren koca yürekli Anadolu kadınlarının koca yürekli torunları dün akşam tarih yazarak CEV Avrupa Şampiyonası’nda Sırbistan’ı yenerek altın madalyanın sahibi oldu. 
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılında Atatürk kadınları 100’üncü yıl coşkusunu bize en güzel şekilde yaşattı. 
Teşekkürler Filenin Sultanları… 
Milyonlar Filenin Sultanlarına teşekkür ediyor ama birileri de Ebrar Karakurt’a linç ediyor. 
Voleybol Milli Takımımızın yıldızlarından Ebrar Karakurt, kendisini “Müslüman Türk Milleti olarak sana tahammül etmeye devam ediyoruz” sözleriyle hedef alan “Abdülhamid” isimli bir kişiye “Boş yapma Abdülhamid” diyerek karşılık verince kıyamet koptu. 
Ebrar Karakurt Abdülhamid’e Abdülhamit demişti. 
Bu linç girişiminin aklıma getirdiği Çiçek Abbas filmindeki repliği sizlerle paylaşmak isterim: 
“Çiçek Abbas     : Herkese benden çay…
Şakir        : Ben istemem…
Çiçek Abbas    : Şakir’e çay yok.
Şakir        : Ne demek Şakir?
Çiçek Abbas    : Adını mı değiştirdin?
Şakir        : Sen bana nasıl Şakir dersin kelek…
Çiçek Abbas    : Ne diyeyim mesela Mahmut mu diyeyim, Şakir!”
Milli Takımın yıldızı Ebrar Karakurt “Abdülhamid”e ne desin? 
Mesele Ebrar Karakurt’un “Abdülhamid”e  “Abdülhamid” demesi de değil, mesele kendi tarihini tv dizilerinden öğrenen cehaletin pervasızlığı… 
Mesele bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların cesareti…
Mesele kendinden başka hiç kimseye yaşam hakkı tanımayanların meydanı boş bulması…
Yaşattığın mutluluk için bir kez daha teşekkürler Ebrar Karakurt. 
Filenin Sultanları’ndan sonra biraz da çarşının pazarın sultanlarından söz edelim. 
Nezahat Onbaşılar, Şerife Bacılar, Halime Çavuşlar, Kara Fatmalar, Gördesli Makbuleler, Tayyar Rahmiyelerin torunları sadece filede değil hayatın her alanında başarılı olmadan Türkiye hak ettiği yere gelemez.  
Bugün sabah Kayseri Ticaret Odası’nda E-Ticarette Kazanan Kadınlar Eğitim Programı açılışı etkinliğine katıldım. 
Vali Gökmen Çiçek 1 yılda 22 kadın kooperatifinin açıldığını duyurdu. 
Gerçekten övünülecek bir gelişme ama bu konuda çok geç kaldığımızı da vurgulamak gerekir. 
Kayseri gibi adı ticaretle özdeşleşmiş bir kentte kadın kooperatiflerinin geçmişinin çok daha eski sayısının ise çok daha fazla olması gerekirdi. 
Geç kalınmış olsa da atılan adımlar güzel. 
Hatta kooperatifleşme kadınlarla da sınırlı kalmayıp birçok alanda genişletilmelidir. 
Ekonomiden anlamam ama eminin ki; kooperatifleşmeyi gerçek anlamda başarabilirsek domates fiyatları bu ülkede sorun olmaktan çıkacak, işsizlik meselesi en büyük sorun olmaktan alt sıralara düşecektir. 
Tabii kooperatifleşme, Kayseri’de bazı yapı kooperatiflerinde karşımıza çıktığı gibi, birilerinin birilerini emeğini, hayalini, umudunu çaldığı bir çirkinliğe dönüşmemelidir. 
 

Yazarın Diğer Yazıları