Türkiye’de siyaset yapmak gerçekten çok kolay.
Çünkü Türkiye’de siyaset, büyük oranda, liderler üzerinden şekilleniyor.
Bir kişi kendisini lidere kabul ettirirse başka bir şey yapmasına gerek yok, başkan da oluyor, milletvekili de…
Halkın içine girmesine,
Halkın sorunlarıyla ilgilenmesine,
Kenti tanımasına,
Kentin sorunlarıyla ilgilenmesine hiç gerek yok.
Lider destek versin yeter.
Günümüzde bir de sosyal medya var.
Ver coşkuyu…
Senden büyük siyasetçi yok.
Ancak bazen coşkuyu verirken kendi kalelerine de gol atabiliyorlar.
Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler gibi…
CHP’nin merhum genel başkanı Deniz Baykal’ın kızı Aslı Baykal, CHP’lilerin Paris Olimpiyatlarındaki görüntülerini, ‘CHP Paris’te hayat pahalılığını ve emeklinin sorunlarını değerlendiriyor…’ diyerek paylaşmış.
Kayseri Milletvekili Böhürler, bunu alıp paylaşmış.
İyi de 22 yıldır ülkeyi CHP yönetmiyor.
Bu ülkede hayat pahalılığı varsa bunun sorumlusu CHP değil AK Parti’dir.
Bu ülkede emekliler açlık sınırının altında ücretle yaşamak durumundaysa bunun da sorumlusu AK Parti’dir.
Yine Böhürler, Dr. Ali Demirtaş’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Türk Milli takımı yerine Türkiye Milli Takımı demesine yönelik eleştirisini de paylaşmış.
Bunu ben eleştirebilirim.
Bunu sokaktaki her hangi bir kişi eleştirebilir.
Ama AK Parti’de siyaset yapan hiç kimse bunu eleştiremez.
Eleştirebilmesi için öncelikle Hilal Kaplan’ın TRT yönetimindeki varlığına tepki göstermesi gerek.
Zira Kaplan zamanında Türk Bayrağı’nın ismine karşı çıkan birisiydi.
Ve ben hiçbir AK Partili’nin Hilal Kaplan’a itiraz ettiğini görmedim.
Ama halkımızın balık hafızalı olduğunu düşünen birçok siyasetçi dün söylediğini bugün inkâr ediyor, dün savunduğu şeyin bugün tam tersini söyleyebiliyor.
Yani konjonktür neyi gerektiriyorsa onu söylüyorlar.