Cumartesi günü A Milli Futbol Takımımız, Almanya’da bir hazırlık maçı yaptı.
A Milli Takımımızın adeta kendi evinde oynadığı karşılaşmada Almanya’nın kaptanı İlkay Gündoğan yaparken, A Milli takımımızda Kaan Ayhan kaptanlık pazubandını taşıyordu.
Aynı şehirde doğan, aynı okullara giden bu iki futbolcu, iki farklı ülkenin forması ile karşı karşıya geldi.
Stadı dolduran “Türkler”, Türk asıllı İlkay Gündoğan’ın topla her buluşmasında, başarılı futbolcuyu protesto etti.
Kimileri bu tepkinin haklı olduğunu savunabilir.
İlkay Gündoğan’ı Türkiye’yi tercih etmediği için eleştirebilir.
Gelin bu olayı farklı bir pencereden görmeye çalışalım:
Öncelikle o tribünleri dolduran ve İlkay’ı protesto edenlerin büyük çoğunluğunun çifte pasaport taşıdığını unutmamak gerektiğini düşünüyorum.
O çiftçe pasaport taşıyanlara Alman hükümeti, “Çifte vatandaşlığı kabul etmiyorum. Ya Almanya’yı ya Türkiye’yi tercih et” dese tavırları ne olur?
Eğer Alman hükümetini böyle bir uygulama ortaya koyduğunda tereddütsüz bir şekilde, “Türkiye” diyebilen varsa, İlkay’ı protesto etsin.
Eminim ki büyük çoğunluğu Almanya pasaportunu tercih edecektir.
Peki, bu insanlar neden İlkay’ı protesto ediyor?
Neden olacak, hamaset kolay gerçekler zor…
Tüm kadınlarımızdan özür dileyerek, amiyane bir ifade ile, “Bekâra Karı Boşaması Kolay”
Maalesef sadece bu konu değil, birçok konuda eylemleriyle söylemleri birbirini tutmayan bir toplum olduk.
Şehit cenazelerinde, “Şehitler ölmez vatan bölünmez”, “Hepimiz askeriz silah isteriz” sloganları ile en önde yürüyenler; askere gitme zamanı geldiğinde paralı askerlik yapmakta hiçbir sakınca görmüyor.
“Mehmetçik Gazze’ye” diye yeri göğü inletenler, hadi deyince, “Devletim izin versin de…” diyerek, ipe un seriyor.
Tabii başkasının çocuğunun kanı üzerinden yiğitlik yapmak kolay…
Kendisine uzatılan mikrofona Türkiye’nin mültecilere sahip çıkmasını gerektiğini savunanlar, “Sokakta kalmış bir Suriyeli var, evini açar mısın?” dendiğinde kaçacak yer arıyor.
Cebinde Alman Pasaportunu gururla taşıyanlar da sahada İlkay’ı ıslıklıyor.
Tekrar altını çizmeliyim ki, Alman hükümeti, “Seç birini” dese Türk pasaportunu gözü kırpmadan iptal ederler…
İşte bizdeki temel sorun bu: eylem farklı, söylem çok farklı…
