Hakan Çiftci

Tüm suçlu hocalar mı?

Hakan Çiftci

Yazacak o kadar şey var ki, inanın nereden başlayayım bilemiyorum.
Yine başa döndük!
Kayserispor, Beşiktaş ile zorlu bir maça çıktı.

Bir taraftan 90 dakika defans yapan Kayserispor, diğer taraftan ise, rakibi VAR yöntemiyle açan Beşiktaş izledik.
Türk futbolu ayağa düştü!
Bu kadar basit penaltı kararlarıyla nereye VAR’ılır?
Türk futbolu, bundan dolayı ilerlemiyor!
Adalet kavramı futbolda yokmuş, VAR sandık!
Kendimize çeki düzen vermeliyiz…
Her zaman diyorum, özümüze dönmeliyiz, yoksa bu düzen içerisinde yok olur gideriz…
***
Evet, Samet Aybaba ile yollar ayrıldı…
Perşembenin gelişi Çarşambadan belliydi…
Öncelikle kendisine teşekkür ediyoruz, iyi niyetli, fakat modern futboldan uzak, hep beraberlik düşüncesi içerisinde biri olarak gördük kendisini.
Denis Alibec ve Manuel Fernandes’i gözden çıkararak, ayağına sıkmıştı, bu konuyu geçtiğimiz hafta içerisinde detaylandırmıştım.
Samet hocanın başarılı olacağını uman insanlar arasındaydım, belki VAR, hakem ve koronavirüs yakaları hocanın elini zayıflattı, ama bu kadar zengin bir mutfaktan yemek çıkaramadı.
İlk geldiği birkaç maç, takıma iyi futbol oynattı, ama gelir gelmez Alibec’i ortaya attı ve ardından da eski öğrencisi Fernandes ile sorun yaşadı. 
Ne hikmettir ki, hoca kim olursa olsun illaki birkaç isme takıyor, ardından da bavulunu toplayın gidiyor.
Aybaba için çok bir sorun yok, ilerleyen zamanlarda başka bir takıma gider. 
O gider, bu gider, şu gelir, bu hep böyle olmuştur. 
Olan kulüplere oluyor. 
Futbolcuya dayalı sistem sona ermeli. 

Kulüpler, profesyonel yönetilmeli. 
Ders çıkarmak lazım!
Bu başarısızlık silsilesinde suçlu kim?
Yönetim mi, teknik heyet mi, futbolcular mı, taraftar mı, basın mı? Yoksa hepimiz mi suçluyuz?
Şapkamızı önümüze koymalı ve ‘Neden hep biz?’ sorusunu sormalıyız.
Tüm suçlu hocalar mı?
Vurgulamakta yarar var, burada hırsızın hiç mi suçu yok?
Hoca gidiyor, başka bir hoca geliyor ve sıkıntı devam ediyor.
Geçen yıl da aynı sıkıntılar vardı, hep başa dönüyoruz. 
Uzun vadeli başarılar, doğru yönetim, doğru sportif direktör, doğru teknik direktör, doğru futbolcu grubuyla, doğru planlama ile  mümkün, 
Başarısızlık gelince en kolayı hoca göndermektir, bu da yine en büyük yanlıştır!
Hoca değiştirmekle olmaz! 
Güneş balçıkla sıvanmaz.
Size özgü bir sisteminiz olacak, alt yapıdaki futbolcunuz bile aynı sistemde olacak, neyse bu konuya da hafta içinde detay verelim.

***
Evet, Samet Aybaba gitti, sorunlar bitti mi?
Kardeşim, Çarşamba günü yani yarın maçımız var…
Tamam, yönetimin aldığı karara saygımız var, ama zamanlama çok önemli!
Sen gel, sen git, oldu bittiye getirmeyelim bu işleri.
Profesyonel bir futbol anlayışı lazım!

Yönetim, bu konuda büyük sıkıntı yaşıyor.
Tez zamanda sportif direktörlük koltuğu doldurulmalı.
Futbolcular ile yönetim arasında bir köprü oluşturulması şart!
Örneğin sportif direktörünüz olsaydı Fernandes’e, “Fernandes, senin sıkıntın ne?” diye sorar, cevabını alır ve çözüme giderdi.
Teknik heyete de gider, “Hocam, bak bu oyuncu bize lazım, kazanmamız gerekiyor” gibi çözüm yollarıyla arayı bulur ve topyekün kazanç sağlanırdı. .
***
Hiç kimse kusura bakmasın, çokta sevdiğim Mustafa Tokgöz’ün maç sonu yaptığı açıklamaları hayretle izledim…
Tokgöz, ironi yapmıştır diye umuyorum.
İki tane uyruduk penaltı verildi, hakemlere ince bir göndermedir diye tahmin ediyorum.
VAR ve hakem kararlarıyla epey bir canımız yandı, sayın Tokgöz de bu fikirle ‘Bu kez de tam tersini söyleyeyim, acaba hakemler kendine çeki düzen verir mi?’ diye açıklama yapmıştır.
***
Samet Aybaba gitti, yerine kim gelecek?
Evet, bakıp göreceğiz…
Berna Gözbaşı’na ve yönetime bir tavsiyem, işi bilen insanlarla yola çıkın…
Bu memlekette Seyit İçgül gibi Allah korkusu olan, işin profesyoneli olan bir isim ile istişare edin…
Kendisini alın demiyorum, haddime de değil, ama en azından fikir alın, şu ana kadar hep amatör fikirler bizleri dibe düşürdü, bari profesyonel fikir alın da sırtınızı arkanıza yaslayın, rahat bir şekilde maç izleyin, keyif alın.

Yazarın Diğer Yazıları