Tek çare...
Hakan Çiftci
‘Mario Gavranovic sakat mı geldi?’ diye dün köşe yazımda İsviçreli futbolcuyu kaleme almıştım.
Sayın Başkan Berna Gözbaşı hanımefendi, konuya açıklık getirdi ve açıklamalarda bulundu.
Öncelikle Kayserispor gibi büyük bir camianın göz göre göre sakat bir oyuncuyu almayacağını biliyorum.
En azından eskibi gibi bir yönetim anlayışı yok, onlar da tecrübe edindiler.
Fakat, maç bitiminde Hikmet Karaman’ın ‘Gavranovic zaten hep sakattı’ açıklamasına binaen ben de dolayısıyla ‘Mario Gavranovic sakat mı geldi?’ diye konuyu köşeme taşımıştım.
***
Allah 2 göz, 2 kulak ve 1 de ağız vermiş, neden acaba?
Görmeden, duymadan hareket etmemek gerekiyor!
Bazen, görmek, duymak bile yetersiz kalabiliyor
Ben açıklamalara binaen yazdım, ama hoca direkt bir kızgınlık halinde üst perdeden konuşarak, sorulan soruları yanıtladı.
Daha doğrusu yanıtlamadı, soruyu bastırdı.
‘Abdulkadir sen bizden daha mı iyi biliyorsun’ diye kızdı ve toplantıyı bitirdi.
***
Evet, sayın Berna Gözbaşı başkan yazıma binaen şu açıklamaları yaptı: “Gavranovic konusuna değinmişsin, iyi de olmuş. Fakat oyuncu sakat gelmedi, burada sakatlandı. Sakatlık düzeldi, milli takıma gitti, orada yeniden sakatlandı. Transferde yapılan sağlık kontrolünde hata yok. Töhmet altında bırakmayalım.”
Bu medeni açıklamasından ötürü sayın Gözbaşı’nı kutluyorum.
Her türlü eleştirilere göğüs geren, bilgilendirmeden kaçmayan, daha iyi olabilmek adına bu eleştirileri dinleyen bir yapısı var.
Kayserispor için yaptıklarının bir kısmını defalarca dile getirmiştim.
Allah ondan razı olsun ki, bu kulüp için büyük fedakarlık yaptı.
Eğer, 2 yıl önce gelmesiydi, halimiz nice olurdu.
***
Doğruya doğru, eğriye eğri, biz de neyse o.
Gazeteci olarak, konuları araştırır, sonrasında da gündeme getiririz.
Bizim de hatalarımız olmuyor mu, tabii ki de oluyor.
Ama, istişare halinde bulunur ve menfaatimiz Kayserispor olunca yanlışlar giderilir ve doğru bulunur.
Doğru her zaman bir olmuyor.
Futbolun içerisinde bir çok doğru var.
Zaman ve mekan, sizin doğrunuzu yanlış çıkarabiliyor.
Bazen yanlış yaparken bile doğru ortaya çıkabiliyor.
Ama, biz her zaman doğrunun yanında olmalıyız.
***
Başta da yazdım, Hikmet hoca, ligin kurt, tecrübeli, taktisyen ve iyi teknik direktörlerinden birisi.
Teknik direktör olarak tek eksiği, her şeyi ‘Ben biliyorum’ edasında bulunması.
Bir de istikrar sorunu var.
Son yıllarda ekibinde büyük değişiklik yaparak, başarı çıtasını düşürdü.
Malatyaspor ve Ankaragücü’nde başarısız oldu ve bu kulüpler çalıştırdığı dönemde küme düştü.
***
Hikmet hocanınbaşarılı olacağına inanıyorum ve kendisine güveniyorum.
Ama, her ne olursa olsun, basın mensuplarıyla ilişkilerini düzeltmeli.
Soruyu bastırmamalı, eleştirilere daha çok açık olmalı.
Ayda en az 1 gün basın mensuplarıyla bir araya gelip,istişare etmeli.
Her zaman söylüyor, ‘Kendimi güncelliyorum’ diye, bu çok güzel...
Ama, bazen öylesine keskin çıkışları var ki, geçtiğimiz hafta maç sonunda yaptığı açıklamalar gibi, her şeyi alt üst ediyor.
***
Burada kimsenin avukatlığını yapacak değilim, ama söylemlerine dikkat etmesi gerektiğini belirtmeden geçemeyeceğim.
Biz Hikmet Karaman hoca ile daha büyük başarılara imza atacağız Allah’ın izniyle.
Tamam, Trabzonspor maçından skor olarak ağır olmasa da maç kalitesi olarak ağır bir yenilgiyle ayrılmışsın. Rakibin sana tarihi fark atabilirdi, üzgünsün, moralin bozuk, maçın bitiminde tam olarak sağlıklı düşünmüyor olabilirsin, ama sen Hikmet Karaman’sın.
Ligde bir markasın, şu an yazdıklarıma bile ‘Hakan doğru söylüyor’ diyorsun, bunu da biliyorum.
Amma velakin, hem istişare konusunda, hem de özeleştiri konusunda eksiklerin var.
Takım Galatasaray maçı dışında Hatayspor, Giresunspor ve Trabzonspor karşısında fazlasıyla atak yedi, bunaçare bulman lazım.
