Hakan Çiftci

Kayserispor küme düştü, ama...

Hakan Çiftci

Evet, her daim, o kadar zorluklar içinde bile ‘Kayserispor kümede kalacak’ dedim, ama olmadı, kısmet değilmiş.

Kayserispor’un, küme düşmesi herkes gibi benim de içimi acıttı.

Yazmak bile zor! Evet ‘Kayserispor küme düştü’ çok acı, ama gerçek!

Kayserispor’un küme düşmesini geçin, şehrin ileri gelenlerinden halen çıt yok!

Bu takımın durumu ne olacak?

Bu borçla kaderine mi terk edilecek? Yoksa, sahiplenilecek mi?

Önümüzde bir Erciyesspor örneği var.

Geçtiğimiz sezon çok defa yazdım, çizdim ve Tv’de de dile getirdim, ‘Korkum o ki, bu takımın sonu da Erciyessopr gibi mi olacak?’ diye.

İnşallah, Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Memduh Büyükkılıç’ın dediği olur ve ‘Yiğit düştüğü yerden kalkar’

Yiğit düşmeden önce çokça söyledik, ama herkes kendi bildiğini yaptı ve sonuç ortada, sınıfta kaldık, kocaman bir sıfırımız var.

Son hafta Kayserispor, Çaykur Rizespor, Denizlispor ve Yeni Malatya arasında inanılmaz bir rekabet var.

Maçın hakemi açıklanıyor ve hayati derece önemli kritik maçta bize Cüneyt Çakır veriliyor, hem de Rizeli olmasına rağmen…

Arabaya suçlu alırsanız ve zarar görürseniz, suçluya değil kendinize kızmalısınız, neden suçluyu arabaya aldınız diye sorarlar adama…

Bunu da geçin, biz dahil herkes sus pus…

Eğer, Kayserispor’un düşme potasında olan rakibine (Örneğin Rize’ye) Abdulkadir Bitigen verilseydi o zaman Rizeliler nasıl tepki verirdi, tahmin etmek çok zor olmasa gerek…

Profesyonel bir yönetici olmadığını da gösteriyor.

Burada Berna Gözbaşı ve Mustafa Tokgöz’e lafım yok, ama çok sevgili Sportif Direktörümüz ne işe yarıyor diye de sormak elzem… Süleyman Hurma olsaydı, o zaman, sessiz kalır mıydı?

Her neyse…

Kayserispor, küme düşünce taraftar tepkisini sosyal medya aracılığıyla fazlasıyla verdi.

Taraftar haricinde herkes sus pus…

Herkes derken, Baki Ersoy ve Alpaslan Baki Ertekin’i, bunun dışında tutabiliriz!

Kayserispor’u, her platformda savunan, elinden gelen tüm mücadeleyi veren Baki Ersoy ve Kayserispor’un başarısı için çoğu Kayseriliden daha çok Kayserispor’u savunan ve dektek veren Alpaslan Baki Ertekin.

Farkında mısınız? İkisinin de adı Baki ve ikisi de Kayserili değil, ama Kayseriliyim diye gezen bir çok insandan çok daha fazla Kayserispor’u savunuyor, başarısı için büyük mücadele ediyor…

MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, Yozgatlı, ama bu şehirde milyon euroları kazanan bir çok isimden daha çok katkısı oldu bu takıma, zaten kendisi de adı üstünde Kayseri Milletvekili!

Yine hakeza, Alpaslan Baki Ertekin, bu şehirde Kayserispor’a verdiği destekler ile bu şehirde unutulmayacak sevgiler kazandı.

Evet, siyasilerimiz nerede?

Milletvekilleri, bakanlar, belediye başkanlarımız ‘Evet’ neredesiniz?

Maç öncesinde sosyal medyadan ‘Kayserispor’a başarılar’ demekle olmuyor bu işler!

Her neyse…

Evet, Kayserispor, ne yazık ki, ligin son haftasına kadar savaştı, fakat başarılı olamadı.

Aslında, Kayserispor’u iki bölümde değerlendirmek gerekiyor.

Ligin ikinci yarısında ve ikinci yarısında olmak üzere iki ayrı Kayserispor’u ele alalım…

Onca imkana rağmen, başarısız olan, ardından da görevi bırakıp giden Erol Bedir ve yönetimi, ardından da yokluğa rağmen savaşan, yalnız kalan ve büyük takdir toplayan Berna Gözbaşı… (Birazdan detaylandıracağım)   

Kayserispor’un küme düşmesinde, sadece sonuca bakarsak, yanılabiliriz…

Hatalar zincirini iyi analiz etmek gerekiyor.

Recep Mamur ile başlayan, ardından Erol Bedir ile devam eden hatalar zinciri.

Bu iki isim, yaklaşık 20 yıldır gerek Kayserispor, gerekse de Erciyesspor’un içinde bulundu ve başkanlık yaptı.

Recep Mamur, kısır başarılarda olsa sonunda ‘Gıyabımda seçildim, haberim yoktu’ dedi ve Kayserispor’u yalnız bıraktı gitti.

Görevde bulunduğu sürede sattığı futbolculardan akla hayale bile gelmeyecek büyük rakamları elde eden kulüp başkanı, neden sonunda sessiz sedasız gitti, bunu sorgulamak gerek.

Diğer yandan, Erol Bedir ve yönetimini kısa bir şekilde ele alalım.

Erol Bedir, devre arasında gelmiş ve kısa vadede büyük başarı sağlayarak, herkesin kesin düşer gözle baktığı Kayserispor’u kümede tutmuş, ardından da bir sonraki yıl yine başarılı bir şekilde sezonu tamamlamış bir isim.

Kayserispor’da üçüncü yılında sezon başında da başarısız bir transfer politikası ve ardından bıraktığı borç yükü ile yine sessiz sedasız çekip gitti. Hem de ne gidiş…

Başarı olunca sahiplenilen Kayserispor, ne yazık ki, başarısızlık olunca hiç kimse dönüp yüzüne bile bakmıyor.

Bu isimleri ön plana çıkaran sayın Mehmet Özhaseki’nin de yine bu olaylara sessiz kalışı, ayrı bir muamma.

Bu takım, şahısların değil, Kayseri halkının takımı…

Takımın asıl sahibi taraftar…

Bunu iyi anlamak gerekiyor.

Sayın Mehmet Özhaseki’nin, ‘Hatayspor’un şampiyonluğunu kutlayıp, Kayserispor’un küme düşmesine sessiz kalması gerçekten de yabana atılır bir ayrıntı olmaması gerek.

Mehmet Özhaseki, Kayserispor’a büyük emek vermiştir, bunun altını çizmek gerek, ama ne yazık ki, son zamanlar kulüple çok ilgilenmedi ve meydanı ne yazık ki, başı boş bıraktı, faturası da ağır oldu.

Ben kısa yazıyorum, siz anlayın…

Burada kimseyi suçlamak, germek ya da faturayı kesmek gibi bir amacım yok.

Olan oldu, asıl başarı düştükten sonra, ayağa kalkmak olsa gerek.

Bu şehrin, gerek siyasi, gerek ekonomisi, gerekse de lobisi Süper Lig ile kıyaslanır.

Şu an, ben de dahil olmak üzere herkes küme düştü.

Dedim ya, asıl başarı düştükten sonra ayağa kalkmaktır, düşmez kalkmaz bir Allah!

Sivasspor da düştü, ama bir yıl sonra geri dönüş yaptı.

Bizim ekonomik olarak, çok büyük sıkıntılarımız var.

Mehsah, Bia ve N'Guemo gibi futbolculardan önümüzdeki sezon transfer yasağı, tahtanın kapanması ve puan silmesine kadar uzanan cezalar söz konusu.

Bunların kısa vadede aşılması, ardından da iyi bir yapılanma ile yeniden çıkış için kolların sıvanması gerek.

Bunlarla beraber 37 tane daha açılmamış, sonuçlanmamış dosya var.

İşimiz zor, hem de çok zor, ama imkansız değil.

Şu şöyle yaptı, bu böyle yapmamalıydı gibi sözler ve kavramlar kimseye bir şey katmaz, ama suçlu varsa, hesabını da vermesi gerekir!

Geçmişi iyi bilmemiz, ardından da geleceğe sağlam adımlarla koşmalıyız.

Artık, yürümek bile bize fayda sağlamaz, koşmalıyız…

Erciyes Anadolu Holding CEO’su Alpaslan Baki Ertekin’in, Kayserispor’a kattığı faydaları unutmadan, bu tarz spor sevdalılarının sayılarını arttırabilmek lazım.

Aslında lazımları saysam, buradan Fizan’a yol olur.

Ama, gerçeklerle yüz yüze gelmeliyiz.

Sadece, Recep Mamur’a ve Erol Bedir’e de suç bulmamalıyız, bu insanların başarılı oldukları zaman herkes alkışlarken, başarısız olduklarında da direkt suçlamamalıyız. (Ama suçlu varsa, hesabını da vermesi gerekir!)

Bu insanlara, bu kadar yetki veren, Mehmet Özhaseki bakanımızın da şapkasını önüne koyup ‘Evet, ben de hata yaptım’ demesi ardından da sorgulanabilir bir yapı ile yeniden kolları sıvamalı!

Süper Lig’de 331 Milyon borç, borç değil, ama Birinci Lig’de büyük borç!

Döndürülebilir bir yapı var, bunca kaynak ve gelir varken, borcun bu kadar artması da bir o kadar enteresan. (Bu konuya ayrı bir yazı yazacağım)

Hasılı kelam, başarı ya da başarısızlık olabilir, koskoca bir Kayserispor’un, sonu bu olmamalıydı, fakat önümüze bakmanın zamanı geldi, geçiyor...

Bu takımın Süper Lig’e yeniden dönüşü için adam akıllı bir yapılanma ile ‘Kayserispor zirvesi oluşturulmalı’ bunun başında da Mehmet Özhaseki olmalı, ama adam akıllı bir yapılanma ile, Polis evinde oturup, çay kahve içmeden, para ortaya koyarak yapılmalı!

Sayın Özhaseki’nin Kayserispor’a sahip çıkacağını biliyorum…

Kayserispor, bu şehre büyük değer katmıştır, şu an vefat etmiş bir çok insan da Kayserispor’un büyümesi ve var olması için büyük emek harcamıştır.

Artık bayrak Mehmet Özhaseki de! Onun Kayserispor’a, Kayserispor’un da onun başarısına büyük katkı sağladığı aşikar.

Bu sezon, artık geçti, önümüzdeki yıl, yaklaşık 100 Milyon gibi bir rakamla, kısa vadedeki borçlar ödenerek, yeniden lige dönüş sağlanabilir.

Diğer yandan Kayserispor’un başarısız olmasında Trabzonspor’un, nasıl bir payı var anlamakta zorluk çekiyorum.

Şunun altını çizmek gerekiyor, kardeşim Trabzonspor ile Kayserispor taraftarı kardeştir, öyle de kalacak.

Taraftarlar arasında olan kardeşliği kulüp bazında düşmanlığa çevirmek isteyenlere izin vermeyelim.

Şimdi Trabzon taraftarı kardeş diye Trabzonspor, sana maç mı versin, şike mi olsun, bırakın bu işleri.

Sen Çaykur Rizespor maçında 2-1 öndeyken, son 6 dakika içinde 2 gol birden yiyorsun ve Trabzonspor mu suçlu oluyor. Ankaragücü maçında, Antalya maçında ve yine Fenerbahçe maçında son dakikalarda kaybedilen puanlar kaybediliyor, ama Trabzonspor mu suçlu oluyor?

Gerçekten de gülüp geçiyorum.

Sen, kendi göbeğini kendin kesmek lazım gelirken, başarısızlık durumunda Trabzonspor suçlu olsun, ne alaka yani.

Her neyse kısa yazayım dedim ve çok uzattım, içimiz dertli, acımız çok, yaramız sıcak!

İnşallah, bu takım kısa zamanda Süper Lig’e döner.

Son olarak, Berna Gözbaşı’na, Mustafa Tokgöz’e, İsa Gün’e, Ali Kaynar’a, Süleyman Akın’a, Mustafa Bakır’a, Orhan Taşçı’ya, bu takıma verdikleri hizmetlerden dolayı teşekkür etmek istiyorum.

Alpaslan Baki Ertekin, Baki Ersoy ve Kapalı Kale lideri, duruşuna saygı duyduğum Ahmet Dirgenali’ye de ayrıca teşekkür etmek istiyorum.

Kapalı Kale de Ahmet Dirgenali ile güzel bir duruş sergilemiştir, onların  emeği ödenmez, onların Kayserispor sevdası hiçbir zaman bitmez, bir başka yazıda görüşmek üzere hoşça kalın…   

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları