Hakan Çiftci

Gözbaşı mı haklı Prosinecki mi?

Hakan Çiftci

Geçtiğimiz hafta Kayserispor Başkanı Berna Gözbaşı, teknik direktör Robert Prosinecki hakkında açıklamada bulunmuştu.

Eski teknik direktörümüz Prosinecki de Gözbaşı’ya cevap vermişti.

Olay FİFA’ya kadar gitmişti.

Öncelikle sayın Berna Gözbaşı’nın açıklaması neydi, ona göz atalım, ardından da Hırvat çalıştırıcıya…

Berna Gözbaşı, konu ile ilgili olarak, “Ligin ikinci yarısı öncesinde taraftarımızın da isteği ile sportif direktörü Hırvatistan’a gönderip Prosinecki hocayı getirttim ve anlaştım. Kendisi ile garanti para ve takımı kümede tutması halinde prim üzerinden anlaştık. Kendisine taahhüt ettiğim parayı ödedim. Ancak 34 hafta sonu itibariyle takımımız küme düştü. Sonrasında girişimlerimiz neticesinde Cumhurbaşkanımızın talimatı ve TFF’nin kararı ile küme düşme kaldırıldı ve biz kümede kaldık. Bu karar sonrası Prosinecki, sanki takımı kendi kümede tutmuş gibi prim isteğinde bulundu. Kendisinin aldığı puan ve 34 hafta sonrasındaki yerimiz belli. Ama prim istemeyi kendisinde hak gören Hırvat hoca, FIFA’ya başvurmuş. Tabii ki bu parayı ödememek için biz de gerekli girişimleri yaptık” dedi.

Birde Prosinecki ne demişti, onu hatırlayalım ve olaya iki cihetli bakalım…

Tecrübeli çalıştırıcı, “Kayserispor’dan kulüp transfer politikası nedeniyle ayrıldım. Kulübün bana 2 düzenli maaş borcu var ve Berna Gözbaşı’nın sözlerini tutması için neredeyse 1 yıl bekledim. Kayserispor başkanının dediği gibi ikramiye değil, normal maaş onun tarafından yapılan saf bir manipülasyon” diye cevap verdi.

Evet, durum vahim…

Sonuçta olay FİFA’ya kadar gitti.

Başkan Berna Gözbaşı’nın verdiği vaad belli. Hırvat çalıştırıcı da sanki başka bir şey söylüyor.

Sayın Gözbaşı, elde edilmeyen başarıdan dolayı prim istediği söylenen Prosinecki’yi yalanlıyor. Bu parayı ödememek için gerekli girişimleri yaptıklarını da.

Hoca iki maaş alacağım diyor ve başkanı manipülasyon yapmakla suçluyor.

Gözbaşı da, küme düştük hak edilmiş bir para yok diyor.

Çok çetrefilli bir durum…

Olaya duygusal değil de mantık çerçevesinde bakmak gerekli.

Hatta başkan Gözbaşı, Robert Prosinecki ile devam edilmemesinin gerekçesinin talep edilen 9 transfer olmadığını belirterek konuyu açmıştı.

Şimdi, geldiği günden bu yana borç ödeyen Berna Gözbaşı, ufak hesaplara girmez.

Her şey açık ve net.

Sözleşmede ne yazıyorsa onu uygulamak gerekiyor.

Prosinecki, başkanın dediklerinden anlaşılacağı üzerine ‘Takımı ben tuttum, prim istiyorum’ diyor.

Durum böyle ise, başkan sonuna kadar haklı.

Sonuçta o sezon Kayserispor başarısız oldu ve küme düştük.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla ligde kaldık.

Bundan dolayı prim istemez olmaz.

Hak edilmemiş bir talep var ortada.

Evet, birde Prosinecki’nin dediklerine bakalım…

Dedim ya, Hırvat çalıştırıcı sanki başka bir şeyden bahsediyor.

Prosinecki, kulüpten ayrılma sebebi olarak paradan bahsetmiyor ve başkanı olayı manipüle ediyor diye suçluyor.

Sadece ‘2 maaş alacağım kaldı’ diyen Prosinecki, 1 yıl beklediğini ve olayın çözüm bulmamasından dolayı ise FİFA’ya başvurduğunu dile getiriyor.

Olay, gerçekten de Prosinecki’nin dediği gibi 2 maaş alacağı mı, yoksa takımı kümede tuttum, ekstra para istiyorum mu?

Başkan Berna Gözbaşı’nın dedikleri de ortada, Prosinecki’nin de.

Ama, sanki başka bir şeyler konuşulmuş da açıklanmıyor gibi sır perdesi var…

Sonuçta hak edilmiş 2 maaş borcu varsa, başkan Berna Gözbaşı, lafını bile ettirmeden o parayı öder.

2 maaş ne kadar ki, olay FİFA’ya kadar gidiyor?

Ama, başkanın iddiaları da yenilir yutulur cinsten değil.

Sonuç olarak Prosinecki de hak etmediği parayı isteyecek biri değil.

Bu sorunların baş sebebi, o dönem sportif direktör olarak göreve gelip de iş bilmeyen, sorumluluk almayan Bülent Bölükbaşı’dır.

Başkan, bu konularla muhatap oluyorsa, ortada ciddi bir boşluk var demektir.

İnşallah, bundan sonra bu tarz sorunlarla karşı karşıya kalmayız.

Yazarın Diğer Yazıları