Bir yıldız daha kaydı
Hakan Çiftci
Geçtiğimiz günlerde entübe olan ve Cuma gecesi de Hakka yürüyen Süleyman Keskin ağabeyimiz için son görevimizi yaptık.
Son derken, onu unutmayacağım, hep dualarımda yer alacak.
Mesleğe ilk başladığım zaman 1 yıl mesai yaptığım, değerli ağabeyimizi kaybetmenin büyük üzüntüsü içerisindeyim.
Ondan çok şey öğrendim, Hakan Çiftci’nin, Hakan olmasında çekirdek misali büyük emekleri var.
Her daim de istişare ettiğim, futbolun yanı sıra hayat tecrübelerini aktaran Süleyman ağabeyimiz, artık yok.
***
Geçtiğimiz yıl kefeni yırtmıştı, ama bu kez yüce Allah’a kavuştu.
Dünyada alacağı nefes bitmişti, Rabbim gittiği yerde utandırmasın.
Sen ne güzel bir insandın be Süleyman ağabeyim.
Kel ölür, sırma saçlı; kör badem gözlü olurmuş.
Onun değerini hep biliyordum, defalarca da kaleme alıp moral verip, sürekli anmış ve dua edip, istemiştim.
Buraya kadarmış be Süleyman ağabeyim, buraya kadarmış.
Ne acıdır ki, birkaç gün öncede ağabeyini kaybetmişti, ama haberi yoktu Kendisi de entübe şeklinde ölümle savaşıyordu.
***
Cenabı Hak’ın yazdığından ötesi yok.
Bir yıldız daha kaydı ve ebedi hayata intikal etti.
Ölüm, her canlının er ya da geç yaşayacağı bir gerçek.
Bize zor, ağır ve üzücü geliyor, ama ölüm de bir nimet.
Bir çınar misali, ayakta öldü, kimseye bir zahmet vermedi.
Bu dünya meşekkatinden kurtulmanın, Cenabı Allah’a kavuşmanın adıdır ölüm.
***
Üstat Necip Fazıl ne güzel demiş;
Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber...
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?
Öleceğiz müjdeler olsun, müjdeler olsun!
Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun!
Kapı kapı, yolun son kapısı ölümse;
Her kapıda ağlayıp o kapıda gülümse!
O demde ki, perdeler kalkar, perdeler iner,
Azrail’e hoş geldin, diyebilmek de hüner...
(Necip Fazıl Kısakürek)
***
Evet, bizler de elbet bir gün hakka kavuşacağız.
Allah’ın, emrettiği gibi ‘Dosdoğru bir şekilde’ yaşamak nasip olsun.
İman dolu, arkasında güzel anılar bırakan, çevresine faydalı olan, iyi bir insan olarak gitmek nasip olsun cümle eş ve dostumuza.
Yazacak çok şey var, ama boğazım düğümlendi, parmaklarım artık klavyeye gitmiyor.
Onunla kısa bir anımı anlatarak, yazıma son veriyorum.
Süleyman ağabey, bir ölüm, bir de düğün haberlerinde çok zorlandığını dile getirip dururdu.
Özellikle ölüm haberlerinde zorluk çektiğini sıkça dile getirirdi.
Tam bir Kayserispor sevdalısıydı.
Hayatı boyunca dik durdu, haram yemedi, hep çalıştı ve rızkını helal yoldan kazandı.
Sezgin ve Ali Keskin olarak iki yiğit evladını en iyi şekilde yetiştirdi, okuttu ve babalık görevini tam tamına yaptı.
Geçtiğimiz günlerde de söyledim, ‘Bize dua etmek düşer”, Süleyman ağabey gibi Bekir Demirağ, Ahmet Çınar, Ahmet Çulfacı gibi meslek büyüklerimizin değerlerini bilelim, gittikten sonra değil de varken, yaşarken saygı ve sevgimizi gösterelim.
Bu dünya kimseye kalmıyor…
