Cafer ZENGİN

Zamanın celladına aşık olmuş insan!

Cafer ZENGİN

Mutluluğu arar olduk.
Gülmeyi özlediğimiz o günleri nasıl da bol bol harcamışız öyle.
Ne güzel sohbetler edermişiz oysa.
Siyaseten takılmalarımız ne kadar da safmış.
Şakalarımız ne kadar masummuş.
Üzülsek de tükensek de kahkahalarımızla bu hayata hep bir yerinden ve yeniden tutunmuşuz. 
Futbol sohbetlerimiz, göndermelerimiz renklerde ayrıştığımız ama gönüllerde hep birleştiğimiz o günler ne kadar da güzel ve de özelmiş öyle.
Özledik o eski günleri.
İnsan içinde bulunduğu zamandan, gelecekten yana umudu olmayınca ya da umut bağladıklarından bir umut ışığı bulamayınca daha çok bağlanırmış geçmişe.
Daha çok sarılırmış o günlere. 
Acısıyla, tatlısıyla ayırt etmeden ararmış o günleri.
Umutları yitirdiğimiz, bir selamı çok gördüğümüz, siyaset uğruna kırdığımız, döktüğümüz şu günlerde, farkında mısınız bilmem, ama kimle konuşsak, kimle konuşsam eskiden açıyor sohbeti.
Eskilere dalınca heyecan sarıyor bedeni.
Usanmadan bıkmadan anlatıyor.
Hep başa saran eski kasetler gibi.
Seni sana anlatan, seni sevdiğine anlatan, seni hayata sığdıran, bağlayan sevdiği şarkının sırasını bekleyen liseli aşıklar gibi oluyor insan.
Farkında mısınız, bilmem ama eskiyi arıyor insan! 
Çünkü aslında aranan hiç eskimeyen, insana yaşam kaynağı, ışık olan manevi bir lisan. 
Aslında insanın yüreğinde hiç eskimeyen bir masal.
Hayatın acımasızlığında orada mutluluk buluyor insan. 
Farkında mısınız, eskiye dalıyor bugünden keyif almayan… 
Otobüste, evde, parkta, yatakta başını bir yere dayayan hemen uzaklara dalıyor. 
İnsan içinde bulunduğu andan keyif almayınca nasıl da kopuyor, yabancılaşıyor şimdiki zamandan. 
ve ne yazık ki, hiç utanmıyorlar memlekette bize ecekli-acaklı hayat yaşatamayanlar, hep mış’lı hayatları yaşatanlar, geçmişe demir attırıp, karanlığa sürükleyip, korkuyu, ölümü gösterip, sıtmaya razı edenler, koltuklarına, makamlarına, adaletsizliklere olan isyana sağır olanlar, kör ve dilsiz davrananlar...
Hatayı kendinde aramayanlar.
ve hiç uslanmıyorlar, ecekli-acaklı özlenen hayata özlem duyup, hep mış’lı hayatları kader yapanlara sorgusuz sualsiz göz yumanlar, zamanın acımasızlığında celladına bağlananlar… 
Demem o ki, hiç itiraz etmiyor akıp giden zamanın, yaşamın, ömrün celladına aşık olmuşsa insan.
Müstahaktır ona hep geçmiş zaman!
 

 


 

Yazarın Diğer Yazıları