Seçim ve geçim!

Sandık güzel şeydir.
Seçmek, insana verilmiş en büyük nimetlerden biridir. 
Tıpkı kalp gibi, beyin gibi değerlidir.
Kıymetlidir.
Hayati organ niteliğindedir.
Yaşamın kaynağıdır.
Çünkü seçtiğin ya da seçtiklerin sana hayatı sağlıklı da kılabilir, sağlıksız da yapabilir.
Hayattan tat almanı da sağlayabilir, hayatı sana zehir de edebilir.

                              *******
Seçim güzel şeydir…
Heyecan verir…
Hem vaatler havada uçuşur, umut verir!
Geleceğe dair ipucu verir.
İşte bu olması gerekendir…
Peki, bizde nasıl bir şey seçim?
Aynı tas aynı haman düzeni mi?
Biz de seçim maalesef korkutma, sindirme, umutsuzluğa hapsetme sürecidir.
Mevcut haklarının dahi elinden alınacağının habercisidir!
Ve her yapılan seçimde hep avuç mutludur.
Onların dediği olur.
Bittik, tükendik naraları atılır.
Emek sömürüsüne dair süslü laflar edilir…
Ya sonra?
Herkes kaldığı yerden hayatına şekil verir.
Yani seçim biter, geçim başlar ve geçim derdine düşen de hep diğer bir avuçtur.
Onlar aldanır, onlar geçici de olsa önemsenmenin hayaline kapılır.
Sonra yine kapılar kapanır…
Seçtirenler içerde, seçenler dışarıda kalır.
Anlayacağınız emek yine havasını alır ve  yerinde uygun adım saydırılır!
Hem bakmayın siz seçim öncesi birbirlerini yiyenlere, seçim bitsin onlar yine bir şekilde buluşur, buluşturulur!
Olan her dönem emeğe olur, emekçiye olur.
Bir takım için su, hep akar yatağını bulur.

                                   *******
Uzun lafın kısasında demem o ki; yapılan kavgalar, tartışmalar, sallamalar sahte, bu meslekte gördüğüm tek gerçek; konu emeğe, hakka, adalete  gelince mevzu hep aheste.
O zaman benden size güzel bir beste:
Mustafa Aydoğan, Mehmet Tuna…
İşte emeğin fotoğrafıdır, sakın ha UNUTMA!