YENİ DÖNEM..
Ahmet ZORLU
Neredeyse 90 gündür, hiç alışkın olmadığımız bir hayat yaşadık milletçe.
Bu sabah itibarıyla, yöneticilerimizin ekonomik kaygıları ile esnettikleri kurlar içinde, eskiye benzer bir hayata adım attık, ama hiçbir şeyin de eskisi olmadığını bilerek.
Alışkanlıklarımız değişti, mesela..
Koca bir ömür, farklı yaşam alışkanlıklarımız vardı.
90 gündür, bunların tamamını terk ettik. Adeta 90 gündür sırtımızdan pijamayı çıkarmadık.
Dışarı çıkarken ne giyilir adeta unuttuk.
Ömrü hayatında her gün, ya da 2 günde bir traş olma gibi alışkanlıklarımız vardı. Şimdi kimimiz sakal uzattık, kimimiz bıyık.
Can sıkıntısı ile yıllardır uzun olan saçını, sakalını kazıtan amatör berberler bile var, artık aramızda.
Neredeyse haftanın her günü bir araya geldiğimiz dostlarımız vardı.
İddialı tavla maçları yaptığımız, ya da yapılan iddialı tavla maçlarını zevkle izlediğimiz.
Şimdi 4 kişiden fazlası bir araya gelemeyecekmişiz, çay ocaklarında, cafelerde.
Tavla, okey, iskambil oynamak ağır bir suç.
Gelsek bile, yüzlerimizde maske olacakmış, işletmeler maskesiz müşteriyi almayacakmış yeni dönemde.
Caddeye sokağa çıkarken, parkta soluklanmaya niyetlendiğimizde yüzlerimizde maske olacak, maskesi olmayandan uzak duracağız.
“Hanım yemeği dışarıda yiyelim bu gün” demek, ya da sevdiğimizin özel bir günü dışarıda yadetmek kararından önce iki kere düşünmemiz gerekecek.
Zira yemek uzadı diyelim, 22.01’de ışık hala açıksa işletmeye 4 bin 800 lira para cezası verilecek.
Tek kullanımlık bardak, tabak, kaşık, çatal, bıçak yoksa işletmede, işletmeye 27 bin 500 lira para cezası verilecek.
Müşteri maskesiz ise, müşteriye 860, işletmeye 12 bin 500 lira ceza uygulanacak.
Oturma kurallarına uymayan müşteriye 900, işletmeye 5 bin 888 lira ceza yazılacakmış.
Bu şatlarda, hangi işletme kapısını açmaya, hangi müşteri gidip dışarıda yemek yemeye cesaret eder. Takdiri size bırakıyorum.
Yukarıda özetlemeye çalıştıklarım ferdi anlamda, hayatımızda meydana gelecek değişimlerin küçük bir özeti.
Dahası var.
Bu pandemi sonrası hem ülkemizde, hem dünyada da hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Türkiye’deki tablodan başlayalım.
Ekonomik anlamda artık uzmanlar, kriz kelimesini yetersiz buluyor ‘Buhran’ demeye başladılar, ülkemizdeki ekonomik tablo için.
Ekonomik açıdan tükenmiş milyonlar, bu sabah yeni bir hayata uyandı.
Kimi artık günlük nafakasını çıkardığı işyerine bir daha gidemeyecek, kimi işbaşı yapmaya gittiği işyerinde, kapıya konulacak.
Ödenemeyen vergiler, ödenemeyen faturalar, karşılanamayan temel ihtiyaçlar geniş halk yığınlarının belini bükecek bu günden itibaren.
Yönetenler, toplumsal çaresizliği baskılamak için akla gelmedik yöntemlere başvuracak bu günden sonra.
Zira geniş halk yığışlarının fakirlikle, açlıkla, iflasla, batakla sınanacağı bir sürece girdi ülkem ve dünya.
Dünyaya, ‘Arap Baharı’ ambalajı ile karışıklık ithal eden, iktidarlar devirip, iktidarlar oluşturan ABD’nin haline bir bakın.
Milyonlar sokaklarda ve o milyonların sokağa çıkmasına bir kıvılcım yetti.
O nedenleri, iktidarlar bu sabahtan itibaren aldıkları, alacakları kararlar için iki kere, yetmez 40 kere düşünmek zorunda kalacaklar.
Kısacası sevgili dostlar, ne ülkemde, ne Dünyada artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
