Ahmet ZORLU

PERFORMANS VE BAŞARI.

Ahmet ZORLU

Zor iştir belediyecilik..
Ufkunuz olacak, attığınız her adımda diğer kentlerin belediye başkanlarını, “Ben neden bunu düşünemedim” diye hayıflatabileceksiniz.
Bütçesi hafif,  görkemi büyük işlere imza atabileceksiniz mesela.
Yeri ve zamanı geldiğinde, sadece yönettiğiniz kentin değil, başka kentlerin insanlarının başını çevirip sizin yaptıklarınıza, söylemlerinize, sergilediğiniz başarıya bakmasını sağlamak durumundasınız.
Yönettiğiniz kentte yaşanan hiçbir gelişmenin kent adını kötüye çıkarmasına izin vermemeli, sivri adamların sivri söylemlerine mani olmalısınız.
Mesela, bir kentte Büyükşehir’i veya iktidar partisini yönetiyorsanız, bir ilçe belediye başkanının çıkıp Türk Milleti’nin nefretini kazanmış bir zat için “Üstad” ilanları yayınlamasına mani olmalısınız.
Sizden önceki dönemde başka kentlerin belediyelerinin sırtına kene gibi yapışmış asalak yapılanmalara mesafeli durmalı, belediye kaynaklarına bunların musallat olmasına izin vermemelisiniz.
30 Mart seçimlerinden hemen sonra uyardım.
Kadir Topbaş’ın, Melih Gökçek’in yaşadıkları akıbeti de hatırlatarak.
Okçular Vakfı, Türgev, Tügva, Aziz Hüdayı Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, Ensar Vakfı, İsmailağası, Erenköyü, Menzili ve daha isimlerini sayamayacağım onlarca yapılanmanın Anadoluya yöneleceğini ve buralardaki belediyelerin sırtına bineceğine dikkat çekerek, “Bunlar belediye imkanlarını sömürüp semiren yapılardır. Elinizi verirseniz, kolunuzu kurtaramazsınız. Bunlara mesafeli durun” diye.
Peki ne oldu.
Fetö yapılanmasına ait kurum, yurt, okul ve hastanelere el konuldu 15 Temmuz sonrası, hatırlarsanız.
Şimdi bu yapılarda kimler oturuyor.
Mesela Fetö Yurt ve Dersane binaları şimdi hangi yapıların elinde?
Vakıflar Bölge Müdürlüğü İhale Komisyonu 15 Temmuz sonrası bu binaları bu yapılara tahsis etmiyor diye bir gecede sürüne gönderilmemiş miydi Kayseri’de?
Sahabiye’de bir Dersane binası vardı.
Fetö’nün etkin olduğu dönemde sadece bu binada 1200 öğrenci üniversite ve liselere hazırlanırdı.
Geçenlerde baktım, kapısında “Birlik Vakfı Misafirhanesi” tabelası var.
Bildiğiniz öğrenci yurdu.
Ama vergisini de düşünmüşler “Misafirhane” diye tanımlamışlar.
Fetullahçı yapılardan kalan Devasa yurt binaları ise sembolik ücretlerle çeşitli din motifli kurumlara peşkeş çekilmedi mi?
Buna dur diyemeyen iktidar dinamikleri şimdi çıkmış Kayseri’ye 5 bin kişilik yurt binası temeli atıyor.
Toparlayın Fetö’den kalma binaları, devredin Kredi ve Yurtlar Kurumu Bölge Müdürlüğüne 5 bin ne ki, 10 bin öğrencinin barınma sorununu çözün.
Ha bir de yerel yöneticilerimizin sığındığı klasik bir yalan var, adı “En kısa zamanda yapacağız, ihale edeceğiz,  inşaatına başlayacağız” mazereti.
Hatırlarsanız 2 ay önce Sayın AKP İl Başkanı ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Ankara’dan poz vermiş, “Havaalanı inşaatı ve Belsin-Hastane Tramvay Hattına en kısa zamanda başlanacak” demişler, ben de “Böyle projelerin ihale edilmesi için ve işe başlanması için devletin bütçesinde ödenek kalemi bulunması gerekir. Ankara-Kayseri Hızlı ren Hattının üstyapı işi 2 yıl önce ihale edildi, ödenek de ayrıldı ama takibi yapılmadığı için işe başlanmadığı gibi o 2 milyar liralık ödenek de başka yerlere gitti. Şimdi il başkanı ‘Tramvay güzergahını netleştirin ki biz de banlüyö seferlerine başlayalım diyor’ yani il başkanının bu ihaleden demek ki haberi yok” demiştim.
Gelinen noktada, ‘Kayseri Kent geleneklerimizin yaşatılacağı söylenerek restore edilen Kayseri Mahallesi’ne gidin,  binalara İstanbul’da ekmeği kesilen yapılar yerleşmiş bile.
Büyükşehir Belediyesinin en büyük yatırım kalemi Okçular Vakfı için yaptırılacak merkez.
Oysa, Bütçe tamtakır.
Tek umut Hava İkmal Sahasından elde edilecek konut rantı.
Bakmayın heves millet bahçesi değil zaten.
Oradan çıkacak parsellerden gelecek sıcak paraya bağladı, belediye umudunu.
Onun ötesi yok.
Biz Kayseri Halkı ise, sen-ben,bizim oğlan anlayışı ile oluşturulan, liyakat yoksunu kadroların yönettiği yerel yönetimlerin ne zaman şapkadan tavşan çıkaracağını merakla izlemeye devam edeceğiz.
Bir yandan da Ankara’nın, İstanbul’un, İzmir’in, Antep’in, Konya’nın sergilediği başarıları izleyerek iç geçirmeyi sürdüreceğiz.
Anadoluda güzel bir söz vardır, “Yiğidi öldür, ama hakkını inkar etme” denir.
Yukarda özetlediğim tablodan,  sinekten yağ çıkararak, özellikle Pandemi sürecinde harikalar yaratan, bir yandan da yatırımlarına ara vermeyen Talas Belediyesi’ni ayırmak isterim.
Yani demek istediğim dostlar, ‘İstenirse yapılabilir.. Yeter ki ufuk olsun, yeter ki liyakatli kadrolar olsun, yeter ki niyet halis olsun..’

Yazarın Diğer Yazıları