Kültepe'de Bakır-Taş (Kalkolitik) Devri'ne ait kalıntılara ulaşıldı

Kültepe-Kaniş-Karum Ören Yeri'ndeki kazıların 2020 yılını değerlendiren Kazı Başkanı Fikri Kulakoğlu 6 bin yıl öncesine aite yapılara ulaşıldığını söyleyerek Kalkolitik dönemde hem de höyüğün merkezinde yaptığımız sondajlarda yerleşimin olduğunu gördük ve gerçek anlamda büyük yapıların izlerini gördük. Bu bizim için çok önemliydi. Çünkü daha önceden de bu çağın seramiği çıkıyordu ama hiçbir zaman bu yapılara denk gelememiştik dedi.

Kültepe'de Bakır-Taş (Kalkolitik) Devri'ne ait kalıntılara ulaşıldı
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Kültepe-Kaniş-Karum Ören Yeri’ndeki kazıların 2020 yılını değerlendiren Kazı Başkanı Fikri Kulakoğlu 6 bin yıl öncesine aite yapılara ulaşıldığını söyleyerek; "Kalkolitik dönemde hem de höyüğün merkezinde yaptığımız sondajlarda yerleşimin olduğunu gördük ve gerçek anlamda büyük yapıların izlerini gördük. Bu bizim için çok önemliydi. Çünkü daha önceden de bu çağın seramiği çıkıyordu ama hiçbir zaman bu yapılara denk gelememiştik" dedi.

2014 yılından bu yana UNESCO’nun Türkiye’deki Dünya Mirası Alanları Geçici Listesi’ndeki Kayseri-Sivas karayolu üzerinde bulunan Kültepe-Kaniş-Karum Ören Yeri’ndeki çalışmalar devam ediyor. Dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgını nedeniyle 2020 yılının zor bir yıl olduğunu ancak küçük ekiplerle daha iyi verim aldıklarını ifade eden Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, yapılan kazılarda en heyecanlı bulgulardan bir tanesinin, Kültepe’de en erken yerleşim dönemine ilişkin yeni verilerin ortaya çıkması olduğunu aktardı. Erken dönem yapılarının en az 6 bin yıllık zaman dilimi içerisindeki yapılar olduğunu belirten Prof. Dr. Kulakoğlu; Bakır-taş devrine ilişkin verilere ulaşmanın kendileri için heyecanlı olduğunu aktardı. Kulakoğlu; "Bütün dünyayı etkileyen pandemiden dolayı 2020 çok zor bir yıl oldu. Bizim çalışmalarımız da bu durumdan etkilendi. Biz burada 2020 yılını ancak Haziran ayında açtık, çalışmalara başladık ve hala da çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu sıkıntılı süreci en az zarar ile atlatmaya çalıştık. Tabi ki bizim çalışmalarımız hayati çalışmalar değil ama bir anlamda hayatın devam ettiğinin göstergesi. Yani burada az da olsa işçi çalıştırdık, arkeologlar geldi, öğrenciler geldi. Kurallara riayet ederek çalışma şartlarını belirledik. Yaklaşık 4 aydan fazla bir kazı sezonumuz oldu. Bu kazı sezonu sırasında küçük ekiplerle çalışma zorunda kaldık. Bu Ama bu küçük ekiplerle iyi bir verim aldık. Nokta atışı yaparak çalışmalarımızı sürdürdük. Bu çalışmalar sırasında bizim için en heyecanlı bulgulardan bir tanesi, Kültepe’de en erken yerleşim dönemine ilişkin yeni verilerin ortaya çıkması oldu. Bunu şu şekilde açıklayabiliriz; kalkolitik Kalkolitik dönemde hem de höyüğün merkezinde yaptığımız sondajlarda yerleşimin olduğunu gördük ve gerçek anlamda büyük yapıların izlerini gördük. Bu bizim için çok önemliydi. Çünkü daha önceden seramiği çıkıyordu ama hiçbir zaman bu yapılara denk gelememiştik. Erken dönem yapıları en az 6 bin yıllık zaman dilimi içerisindeki yapılardır. Erken dönem yapıları, doğal olarak yerin daha aşağılarında bulunuyor. Bunları bulabilmek için öncelikle üst tarafta bulunan tabakayı kazmanız gerekiyor. Daha sonra alt taraftaki tabakalara ulaşabilirsiniz. O anlamda kalkolitik Kalkolitik dediğimiz yani taş devrine ilişkin verilere ulaşmak heyecanlı oldu" dedi.

"Anadolu’da günümüzden 5 bin yıl öncesinde de kadının yeri üst sıralarda"

Kültepe’deki kazılarda bulunan heykelciklerin Mezopotamya’da bulunan en büyük idol grubu olduğunu kaydeden Prof. Dr. Kulakoğlu, bu eserlerin tamamının kadın tasviri olduğunu belirtti. Bulunan eserlerden yola çıkarak Anadolu’da 5 bin yıl öncesinde de kadının toplumda saygı gören bir varlık birey olduğunun anlaşıldığını söyleyen Kulakoğlu; "Bizim 2018 yılından itibaren kazdığımız 5 bin yıl öncesine dayanan büyük bir yapı vardı. O yapının bir odasında idol dediğimiz şematik tasvirlerin olduğu alabaştır alabastır ya da ’su mermeri’ denilen bir taştan yapılmış heykelcikler vardı. Onların bir kısmını çıkartıp Ankara’ya gönderdik. Bu sene de yaptığımız çalışmalarda bunların devamını bulduk. Yaklaşık 5 çarpı 5 metre ölçülerinde bir odada yığın halinde, yapının tahribatı sırasında tahrip olmuş yaklaşık 30-35 tane daha bu eserlerden bulduk. Bu eserlerin önemi şu ana kadar sadece Anadolu’da değil Mezopotamya’da da bulunan en büyük grup olması. Bu eserler, ait oldukları dönemde insanların dini inançlarını, anlayışlarını göstermesi açısından önemli eserlerdir. Bizim bulduğumuz bu idoller daha da değişik sonuçlar vermeye başladı. Şimdiye kadar bu idollerden ya da figürlerden erkeğe ait bir tasvire rastlamadık. Hepsi kadınlara ait olan tasvirlerden oluşuyor. Bu da şu anlama geliyor ki; Anadolu’da günümüzden 5 bin yıl öncesinde de kadın önemli bir figür, kadının toplumdaki yeri üst sıralarda ve kadının saygı gören bir varlık birey olduğunun göstergesidir" ifadelerini kullandı.

Havalar ısındığında kazılara tekrar başlayacaklarını ifade eden Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu; "2020 yılında kazılarımızı hemen hemen tamamlamış olduk. 12 ay boyunca kazılarımız açık kalacak. Aslında zor bir süreç ama biz bunu istiyorduk. Çünkü en azından kazı sırasında yapamadığımız işleri burada yapmayı düşünüyoruz. Bu nu gerçekleştiren başta Kültür Bakanlığı olmak üzere, bütün yetkililere teşekkür ediyorum. Kışın ortasındayız. Bu havada kazı yapmak çok da kolay bir eylem değil. Yakın zamanda tekrar kazılara başlamak istiyoruz. Tahminen havalar ısınmaya başladığı zaman biz de kazılara başlarız. Umut ediyorum ki güzel sonuçlarla tekrar bulduklarımızı halkımızla insanlarla paylaşırız. Kayseri’de Kültür Bakanlığının ve Büyükşehir Belediyesinin katkıları ile yeni güzel bir müze yapıldı. Bu müzede Kültepe eserleri çoğunlukta olacak. İnşallah bir an önce pandemi biter ve biz de bu eserleri müzede sergileriz. Umarım bu kötü günleri de hızlı bir şekilde atlatırız" diye konuştu.