Kayseri Milletvekilinden Meclis'te düşündüren açıklama: Yüzde 47 arttı! Tehlikenin farkında mısınız?

Saadet Partisi (SP) Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, Meclis'te konuştu. Arıkan, doğurganlık oranlarının düşmesine dikkat çekerek, nüfusun yaşlandığını, evlilik kurumunun da ciddi şekilde zayıfladığını belirtti. Arıkan, 'Son 20 yılda evlenenlerin sayısı yüzde 20 azalırken boşananların sayısı yüzde 47 artmıştır' dedi. Detaylar Kayseri haber bülteninde.

Kayseri Milletvekilinden Meclis'te düşündüren açıklama: Yüzde 47 arttı! Tehlikenin farkında mısınız?
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) çarpıcı bir konuşma yaptı. 'Aile, toplumun temel taşı, bireylerin fiziksel ve ruhsal sağlıkları için gerekli ihtiyaçların karşılandığı bir yapıdır. Bir toplumun niteliği ve huzuru ailelerin refahıyla doğrudan ilgilidir, bu nedenle aile kurumu toplum için bir beka meselesidir' diyen Arıkan, TÜİK rakamlarına dikkat çekti.

Arıkan, 'Aile kurumunun karşı karşıya kaldığı çeşitli tehditleri bu yönüyle etraflıca değerlendirmek mecburiyetindeyiz. TÜİK’in açıkladığı son istatistikler hepimiz için endişe verici. TÜİK raporu, doğurganlık oranının düştüğünü, nüfusumuzun yaşlandığını, evlilik kurumunun da ciddi şekilde zayıfladığını söylüyor. Raporda önem arz eden 2 tane istatistik var. Bunlardan bir tanesi, gençlerimizin evlilik yaşının hızla ileriye gitmesidir. İkincisi, son yirmi yılda evlenenlerin sayısı yüzde 20 azalırken boşananların sayısı yüzde 47 artmıştır' dedi.

Kurulan yuvayı bozan sebeplerin başında ekonomi gelmektedir

Sadece ekonomi değil, yapısal sorunların, sokakların tekinsizliğinin, çetelerin, silahlı grupların, adaletsizliklerin sorulara neden olduğunu ifade eden Arıkan, 'Boşanma sebepleri arasında elbette bireysel sorunlar var fakat öne çıkan faktörler daha çok gelecek kaygısı, ekonomik zorluklar, iş ve aile yaşamındaki dengesizlikler. Evlilik yaşının yükselmesi, boşanma oranlarının artması bir zamanlar iftiharla övündüğümüz genç nüfus potansiyelimizin giderek eridiğini göstermekte. Şu gerçekle yüzleşmemiz gerekir: Bugün, gençlerimizi yuva kurmaktan uzaklaştıran, kurulan yuvayı bozan sebeplerin başında ekonomi gelmektedir. Düğün masrafları, fahiş kiralar, barınma ve beslenme sorunları, düşük ücretler, istihdam yetersizliği de gençlerimizin kafasındaki en önemli sorunlardan bazılarıdır. Sadece ekonomi değil, yapısal sorunlar, sokakların tekinsizliği, çeteler, silahlı gruplar, adaletsizlik ve daha birçok kurum, birçok hadisi aile kurumunu engelleyen gerekçelerdendir. Netice itibarıyla, Türkiye'nin genel sorunu gencimizin sorunudur. Gencimizin sorunu ailelerimizin sorunudur. Ailelerimizin sorunu geleceğimizin sorunu demektir. Geçtiğimiz aylarda buraya Aile ve Gençlik Fonu Kurulması Hakkında Kanun Teklifi getirilmiştir, orada da bu husus uzun uzun konuşuldu. İktidar her şeyin farkında. Gençlerin evlenemediğini, ekonomik koşulların her şeyi zorladığını iktidar o kanun görüşülürken ifade etmişti. Yeni bir yuva kurulsa bile, bu yuvanın uzun ömürlü olmasına ya da büyümesine engel olan sorunları göz ardı ettiğimizde, emin olun, hiçbir kredi paketi, hiçbir teşvik, hiçbir kanun TÜİK’in, hepimizi üzen bu istatistiklerini değiştirmez. Bu varoluşsal sorunlara bir çözüm üretmez. Gençlere en az 3 çocuk yapmalarını tavsiye edenlerin aileleri çocuk sahibi olmaktan alıkoyan nedenleri ortadan kaldırmaya yönelik çözümler ortaya koyması beklenir ancak bu iradenin eksikliği her alanda gözümüze çarpmakta. Çocuğun üstün yararının korunması ve sağlıklı büyüyebilmesi için gerekli olan doğum izni, süt izni gibi haklara yönelik yöneticilerde farkındalık hızlı bir şekilde artırılmalıdır. Aksi hâlde, yöneteceğimiz, karar vereceğimiz, uyumlaştıracağımız bir toplumsal hayattan bahsetmek mümkün olmayacaktır' diye konuştu. 

Madem her şey güllük gülistanlık, TÜİK’in bu verileri neden endişe verici?

'Ülkemizde doğum, evlenme, boşanma, beyin göçü gibi istatistiklere baktığımızda gördüğümüz şey ne yazık ki yalnızca genç nüfusun azalması değil, geleceğe olan umudun azalması, değerlerimizdeki aidiyetin zayıflamasıdır' ifadelerini de kullanan Arıkan, 'Şimdi, biz Saadet Partisi olarak diyoruz ki: Gelin, bu konuyu gündeme getirelim. Bu konu beka meselesidir. Beka kavramını da en çok iktidardan duyduğumuza göre bu öneriye en fazla destek vermesi gereken iktidar partisidir. Biraz sonra, yaklaşık on beş dakika sonra iktidar partisinden bir milletvekili arkadaşımız bu kürsüye gelecek ve bu hususla alakalı yapılan hizmetlerden bahsedecek. Ben, samimi bir şekilde, on beş dakika sonra bu kürsüye çıkacak arkadaşımdan şu soruya cevap vermesini istirham ediyorum: Madem her şey güllük gülistanlık, TÜİK’in bu verileri neden endişe verici?' diye sordu.