'ANNEYE ÜF DERSENİZ YEDİĞİNİZ DOMUZ ETİ ZIKKIM OLSUN'

'ANNEYE ÜF DERSENİZ YEDİĞİNİZ DOMUZ ETİ ZIKKIM OLSUN'
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

GAZETECİ-yazar Abdurrahman Dilipak, “Eğer bir evde gelin kaynanaya, kaynana da geline dua etmiyorsa o evde çocuk yetişmez. Çocuklarınızı kreşe mahkûm ediyorsanız,  yarın o çocuklar sizi huzur evine gönderir, orada huzur bulursunuz” dedi.  Kuran kurslarının kapatılması ve aynı zamanda dede ile ninelerinde evlere geri dönmesi gerektiğini ifade eden Dilipak, “Kuran’ı çocuklara dede öğretmenlidir. Çünkü Kuran ders değil, hayattır” dedi. Dilipak ayrıca “Eğer anneye üf diyorsanız, tırnak içinde söylüyorum, yediğiniz domuz eti zafiyet, zıkkım olsun” şeklinde konuştu.

 

MAZLUMDER Kayseri Şubesi’nin davetlisi olarak Kayseri’ye gelen Gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, Safa Vakfı Düğün Salonu’nda Kayserili gönüllü kadınlarla kahvaltıda buluştu.Kadınlara hitaben yaptığı konuşmada, gelecekte güçlü medeniyet hayal ediyorsak, kadınların medeniyeti omuzlarında taşıyacak çocuklar doğurması gerektiğini ifade eden Dilipak, “Kadın biyolojik olarak sağlıklı olmalı ki sağlıklı nesiller yetiştirsin” dedi. Kadınların çocuklarının elbise temizliğinin yanında kalp temizliğine de dikkat etmesi gerektiğini belirten Dilipak, “Çocuklarınızın  üniversiteye çalıştığı kadar siz cennete girmek için çalışıyor musunuz?  ya da o çocuklar cennete nasıl girecek? Cennete girmek üniversiteye girmekten daha mı kolay. Asıl gitmesi gereken yere onları hazırladınız mı?” diye sordu.

“YAŞAM KOÇU PEYGAMBER OLMALI”

Peygamberlerin ironik olarak yaşam koçu olduğunu ancak çocukların kendilerine yaşam koçu olarak futbolcuları, modacıları seçtiğini belirten Dilipak, “Çocuklar futbolculara, modacılara benzemek istiyorlar. Oysa Peygamber rol model olmalı. Çünkü onlar yaşayan kuran. Bizim benzememiz gereken onlar olmalı” diye konuştu.

“YEDİĞİNİZ ‘DOMUZ’ AFİYET ZIKKIM OLSUN, KARŞILIKLI HELALLİK

 ALMAYAN CADALOZ GELİN VE KAYNANANIN DUASI KABUL OLMAZ”

Konuşmasında, annelerin önemine değinen Dilipak, şunları anlattı: “Üf bile dememeniz gereken bir anne karşımızda. Şimdi size sorsam, domuz eti yiyor musunuz ya da şarap içiyormuşsunuz? Yemezsiniz, içmezsiniz. Ama anneye üf diyorsunuz. O zaman tırnak içinde söylüyorum; Yediğiniz domuz afiyet zıkkım olsun. Bizler birbirimize rahmet vesilesi olmak zorundayız. Gelin kaynanaya kaynana geline dua etmiyorsa o evde çocuk yetişmez.  Gelininden helallik almayan cadaloz kaynananın duası kabul olmaz. Aynı şekilde kaynanasından helallik almayan cadaloz gelininde duası kabul olmaz. Çocuklarınızı kreşe mahkûm ediyorsunuz. Kreşte ana yok, huzur evinde de huzur yok. Çocuklarını kreşe mahkum edenler, yarın o çocuklar tarafından huzur evine gönderilirler. Orada görürsünüz huzurun ne olduğunu.  Etme bulma dünyası. Dede ile nine geri eve geri dönecek. Kuran kursları kapanacak. Dede evde Kuran’ı öğretecek. Çünkü Kuran ders değil, hayattır bizim için”

“ATALARIMIZIN DİNİNDEN VAZGEÇMELİYİZ”

Müslümanların yeryüzündeki bütün açlara bakmak zorunda olduklarını dile getiren Dilipak, açların ümmet yetimi olduğunu kaydetti. Dilipak, “Kadınlar çocuklarını yeryüzüne dağılacak şekilde dinleri, kültürleri, cesaretleri ile bir nur mimarisiyle heykeltıraş gibi yeniden yontmalıdır. Çünkü en büyük eseriniz çocuklarınız olacak. Allah onların elleriyle yeryüzünü imar edecek. Artık atalarımızın dininden vazgeçip, Allah’ın dinine geçiş yapmamız lazım. Bizim yaşadığımız din karı-koca arasından itilafı bile çözmüyor. Allah’ın dini bütün sorunları çözüyor. Ama anayla-kız arasındaki sorunu çözmüyor yaşadığımız din. Onun için yeninde iman etmek zorundayız” şeklinde konuştu.

“ŞEYTANI YANLIŞ TAŞLIYORSUNUZ”

Hacca gidenlerin şeytan taşlamada yanlış bir uygulamayı yaptıklarını belirten Dilipak, “Hacca gidiyorsunuz, şeytanı taşlıyorsunuz. Hz. İbrahim’e gelen şeytanı taşladınız. Hâlbuki onlar kendilerine gelen şeytanı taşladı.  Siz de kendi nefsinizdeki günahları düşünüp, her bir taşı kendi günahınız sayıp, avucunuzda taşıyacaktınız ve kendi günahınızın kefareti olarak şeytan taşlayacaktınız. Hz. İbrahim’e gelen şeytana zaten Hz. İbrahim taşladı. O size gelen şeytanını taşlamak demekti ama  kaç bin yıl önce yaşanan bir olayın  tiyatrosunu oynadık” dedi.

“ARAMIZDAKİ SINIRLARI İNGİLİZLER, FRANSIZLAR ÇİZDİ, BİZ ÇİZMEDİK”

Ortadoğu’da yaşanan olaylara da değinen Dilipak, şunları söyledi:
 “Suriye, Mısır, Türkiye kurtulduğu zaman bu hat bütün Afrika, Balkanlar ve Kafkaslar’ın kurutuluş hamlesi olacaktır. Suriye bizim komşumuz. Yüz yıl önce tek devlettik. Aramızdaki sınırları İngilizler, Fransızlar çizdi, biz çizmedik. Akrabaları ayıran sınırları biz çizmedik. Bu nedenle sizleri Rabia selamı ile selamlıyorum. Bugün Rabia katliamının 100. günü yine 20 Ocak’ta Suriye’de katliamının 1000. Günü. O günlerde de meydanlarda olmamız gerek”

Haber/Foto: Cafer ZENGİN