
2015'TE BUNLAR OLSA NE OLUR?
Cafer ZENGİN
Bir kısım sivil toplum kuruluşlarının sadece kendine yakın gördükleri için değil, tüm mazlumlar adına ulusa sesleniş yaptığı…
Bir kısım sendikaların hükümete olan yakınlıklarından güç alarak kapıldıkları kadrolaşma hırsına, artık dur dedikleri ve kontrolsüz kadrolaşma aslında güç değildir, felsefesi ile hareket ettikleri…
Mimar Sinan’ın memleketinde sessizliğe bürünen kent meselelerinden uzak bir duruşa sahip bir kısım “tabela görünümlü” oluşumların uyanışa geçtiği, “rantsal” gelişime yönelik özgür fikir beyan ettiği…
Muhalefetteki siyasi partilerin kent meselelerine ışık tuttuğu, genel muhalefet havasından kurtulduğu…
İktidar partisi temsilcilerinin “dediğim dedik” tavrından vazgeçip, yapılan eleştirileri kaile aldığı...
Faaliyet gösteren aktif odaların gerçekten odaymış gibi göründüğü…
Esnaf temsilcilerinin, gerçekten esnaf temsilcisiymiş gibi hareket ettiği…
“Seçim bitti geçim başladı” sözünü kendilerine uyarlamadıkları…
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın hayat tarzını benimsemedikleri…
Gönüllü hareketlerin sadece bir kişi için değil tüm haksızlıklar için dik durup eğilmedikleri…
Hızlı tren için toplumsal seferberliğin ilan edildiği…
Yarım kalan, yılan hikâyesine dönen projelere siyasi kılıf aranmadığı…
Bir kısım hukukçu görünümlü hukukçuların sadece yandaşları için değil “herkes için adalet” sloganını benimsediği…
Haksızlığa uğrayan vatandaşın “adımı yazma ama olayı yaz” demekten vazgeçip, cesurca “bu sorun benim sorunum, tabili adımı yaz” ey gazeteci dediği…
Gazetelerin, televizyonların aynı, ısmarlama, taklalama, yaftalama, saklama, Alo’lama ve de paklama haberleri ile güne başlamadığı ve de günü tamamlamadığı…
Her olumsuzlukta, hukuksuzlukta, karanlıkta paralelleşme kürsü edebiyatının yapılmadığı…
Darbeli mazlum profilinin çizilmediği…
Dara düşünce tarihi enkazların deşilmediği…
Kul hakkının yenmediği, yolsuzluğun, hırsızlığın olmadığı…
Üstünlerin hukukunun değil, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu…
Kardeşçe, dürüstçe, onurluca, sağlıkla, mutlu bir yıl geçirmemiz dileğiyle;
2015 bizim, senin, onun, bunun, şunun değil hepimizin yılı olsun.
Kutuplaştıranlar, ayıranlar, bölenler, menfaatçiler bizden uzak olsun…
Ömer Hayyam’ın şu seslenişi de şu fani hayatta kulağınıza küpe olsun:
Yarım somunun var mı,
Bir de küçücük evin,
Kimsenin kulu kölesi değil misin,
En neşeli hayat senin.