
KAPALI ÇARŞI'DA DÜŞÜNDÜRÜCÜ ANKET
Cafer ZENGİN
Kayseri’nin yetiştirdiği önemli ve bir o kadar da ünlü bir esnaf filozofunun dediği gibi: “Artık memlekette seçim bitti, geçim başladı.”
Geçim o kadar hızlı başladı ki, herkes seçimi kazanan AKP’nin halka dönük vaatlerini ne zaman hayata geçireceğini sorar oldu.
Çarşı, pazar umut vermeyen futboldan tamamen siyasete yüzünü döndü.
Aslında bu ülkemiz demokrasisi için bir kazanım.
Çünkü eskiden böyle net bir şekilde sorgulamazdı halk, seçtiğini insanları.
Artık sorguluyor, “bahanen bitti, benimle baş başa kaldın” diyor.
Aslında randevu veriyor halk, iktidara.
Kimisi gelecek ayı, kimisi ise yeni yılı işaret ediyor.
Gelinen noktada, “iktidarın yan çizeceği mazeret alanı kalmadı.” diyor.
Artık başörtüsü diyemez, dış mihrak diyemez, yetmez ama evet, yeni anayasa diyemeze getiriyor.
Çünkü söyleyeceğini söyledi AKP.
Bu halka “yapacağım” dediği vaatleri var.
Esnafa, memura, işçiye, iş adamına, borçluya, iş kuracağa bir şeyler söyledi, vaatler sıraladı.
Balkondan değil, birinci kattan bu kez Mevlana’dan yola çıkarak, herkesin kucaklanacağı yönünde mesajlar verildi!
Örneğin AKP’li Kayseri vekilleri, Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan aldıkları güçle ve de sözle havaalanı, Metro, sulama kanallarının hizmet girmesini ve milyon dolarlık yatırımları vaat etti.
Kayserili uyanıktır, 4 yıl süresince bu vaatlere bakar, ortamı tartar. Söz tutulmazsa çoğunluk oyunu, bilinsin ki ona göre atar.
Nereden çıktı demeyin bu iddialı ifade.
Kapalı Çarşı’da sevdiğim, bir abiyle sohbete daldık.
Kendisi koyu bir iktidar partisi mensubu ama sorgulayıcı bir yapıya sahip.
Abiyle, seçim öncesi ve sonrasını değerlendirdik.
Eski siyasi tablodan günümüze, enteresan örneklerle, şaşırtıcı bir tablo ortaya koydu ve inanılacak şeyler söyledi.
İyi bir seçim analizi ortaya koydu, anketçilere, toplum mühendislerine, bu yöndeki araştırmacılara taş çıkarttı.
O an telefon çaldı ama telefonu açmayacak kadar dalmıştım, abinin dediklerine.
Reklam arası verecek cesareti bulamadım kendimde.
O anlattı, ben ise bir belgesel tadında dinledim.
Örneğin, 7 Haziran öncesinde çarşıya uğramayan AKP Milletvekili Mehmet Özhaseki’nin, 1 Kasım seçimleri için çarşıyı birçok defa aşındırdığından bahsetti.
Yani demek istedi ki, Kapalı Çarşı en büyük anket.
Burada mırıldanma başladı mı, bil ki Türkiye’de de mırıldanma var.
7 Haziran öncesi mırıldanma çoktu.
1 Kasım öncesi ortaya çıkan tablo nedeniyle mırıldanma günden güne azaldı, millet suskunlaştı.
Sohbet ettiği insanların, aslında koalisyon kurulmasından yana olduklarını ancak bu olmayınca milletin, AKP’ye doğru adım adım yönelmeye başladığını anlattı. Ama oy verenlerin yani AKP’ye yönelenlerin çoğu da “gönülden değil, tamamen duygusal nedenlerden oy verdi diye de” ekledi.
Çarşıda muhalefete yüklenenlerin de koalisyon sürecini örnek gösterdiğini, ancak çoğunluğun milletin de muhalefet sayesinde hatırlandığı görüşünde olduğunu dile getirdi. Hatta çarşıda emekliye bir süre önce verilen zammın adının da bu nedenle “Kılıçdaroğlu zammı” olarak yorumlandığını kaydetti.
Ücretsiz olarak hizmet veren Abi anket, ayrıca “Asgari ücretli, emekli, esnaf bugün seçim bildirgelerinde varsa bu başta CHP ve MHP olmak üzere muhalefetin bu yöndeki yarışı nedeniyledir. Çünkü muhalefet topluma dönük projeler üretmeseydi, yani AKP’yi sıkıştırmasaydı AKP yine bildiği tarza siyasetine devam edecekti. AKP’yi, projelendirmeye iten muhalefettir. Yani muhalefet iktidar partisine bu seçim yön vermiştir. Seçimin hangi yönde ilerleyeceğine karar vermiştir. Artan terör olayları ile birlikte de belirsizlik, endişe ve korku durumu, tercihlerin geçici süreyle değişmesine yol açtı” ifadelerini de kullandı.
Uzun lafın kısasında, kısa adı ATKBÜA olan “Abim toplumsal kamuoyu beklentileri ücretsiz araştırması sohbet toplantısının” sonuç bildirgesine göre, artık bahane siyaseti tarihe gömülmüştür. AKP, halka yüzleşmiştir. Yani ülkede yarış yeniden başlıyor.
Bundan sonraki süreçte, dünyaca ünlü 7 düvel de gelse, üretmeyen, büyütmeyen, proje ortaya koymayan, demokratik kazanımları koruyamayan, sözünde durmayan, ayrıştıran, ötekileştiren, kutuplaştıran veya halka yönelik vaatlerini yerine getiremeyen siyaset anlayışı, halktan günü geldiğinde cevabını alır.
Çünkü halk uyandı, son kredisini de olağanüstü hallere rağmen kullandı, herkesi şaşırttı ve muhalefete borçlandı(!)
Kısacası seçim bitti, AKP ile geçim yani gerçekten ekonomik süreç başladı.
Unutulmaması gereken şey, söze güvenip, oy veren halk gün gelir alır verdiği oyu, bozar isterse üzerinde oynanacak oy’unu.