KAMPANYANIN ADI 'DİRİLİŞ' OLSUN

AKP’nin çiçeği burnunda Milletvekili Kemal Tekden, "Erken seçime gidilirse AK Parti tek başına iktidar olur" iddiasında bulunmuş. Yani bu sözler aslında kimin erken seçim için direttiğini, hesapların aslında ne olduğunu apaçık göstergesi olsa gerek. Ama mevzu aslında genel, yani erken seçim hayali ile yanıp, tuştan, uyuyamayan, kavrulanlarla alakalı, derin mesele.

Peki, şimdi erken seçimi kimler, neden istiyor? 7 Haziran’da halk iradesini ortaya koymadı mı? Milli iradeyi yokuşa sürmek, çıkmaza girsin diye halkın tercihini görmezden gelmek, halkı tedirgin etmek, korkutmaya çalışmak kimin, ne haddine? Bu erken seçime yönelik aba altından sopa gösterme talepleri halka haksızlık değil mi? Halkın tercihine saygısızlık değil mi? Bunun yanında erken seçimin bu ülkeye maliyeti ne olacak? Partiler yeniden hazine yardımı almayacak mı? (Diğer seçim, sandık giderlerini saymıyorum bile) O verilecek yani seçime ayrılacak “keyfi” parayla kaç kişi iş sahibi olur bu ülkede? Örneğin kaç atanamayan öğretmen iş bulur?

Yorum sizin, değerli okuyucular. Erken seçim olursa birileri, A partisi B partisi adı ne olursa olsun kazanacak belki, havasını atacak, nutuk sıkacak, söz verecek tutmayacak, asgari ücret aynı kalacak, emekli 40 liraya şükredecek yani halk her zaman olduğu gibi yine kaybedecek.

Ülke kaynakları, vatandaşın hizmet beklediği bütçeden pay hakkı birilerinin keyfi fantezilerine, “ne olursa olsun iktidar” hırslarına çerez mi edilecek? Bu çerezde fındık kim, fıstık kim, kabak çekirdeği kim olacak? Halkın sandıktaki seçim tercihini beğenmeyenlerin dediği mi olacak? Buna halk bir şey demeyecek mi? Siz benim kararımı nasıl beğenmiyorsunuz, sizin ne haddinize demeyecek mi? Ya erken seçim yapılıp, aynı mevcut seçim tablosu ortaya çıkarsa kaybolan günlerin, ayların hesabını kim verecek? Bu ülkeye yazık değil mi? Umut bağlayan insanlara yazık değil mi?

Demem o ki, bence erken seçim illa isteniyorsa, yapılsın ancak faturası erken seçim isteyenlerin cebinden karşılansın. Onlar ödesin seçim giderlerini.

İyi olmaz mı?

Hadi bu konuda bir kampanya başlatalım, ülkeye yayılsın, kampanyanın adı da, “DİRİLİŞ” diyelim, ellemeyelim öyle kalsın. Ne dersiniz?