Talas'ta kaybolan çocuklar Tübitak projesi haline geldi

Talas'ta kaybolan çocuklar Tübitak projesi haline geldi
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

2009 yılında Kayserinin Talas ilçesinde, Ramazan Bayramı’nda şeker toplamaya çıkan ve bir daha geri dönmeyen üç çocuğun yaşadığı korkunç olayın izleri ilçede hala silinmedi. Çocukların yaşadıkları olayın ilçe halkında oluşturduğu travmatik etkiler TÜBİTAK Projesi oldu. 
2009 yılında Ramazan Bayramı’nda şeker toplamaya çıkan ancak bir daha geri dönmeyen Ahmet Tuna Tekin, Dilruba Tekin ve Türkan Ay’ın izleri Talas ilçesinde silinmedi. Çocukların yaşadığı olay Kayseri Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri İmtisal Mercan Açıkgöz ve Gökçehan Maraşlı ile Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Öğretmeni Halil Öztürk tarafından TÜBİTAK Projesi haline getirildi.

AİLELER OLAYDAN SONRA GÜVENLİĞİ OLAN SİTELERE TAŞINDI
2015 yılında Kayseri’de birinci olarak seçilen, ‘Travmatik Yaşantının Sosyokültürel Yaşam Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi (Talas Örneği)’ başlıklı proje hakkında bilgi veren Öğretmen Halil Öztürk, olayın yaşadığı yerde 162 hane ile görüşme yaptıklarını ve çok çarpıcı sonuçlara ulaştıklarını söyledi. Halil Öztürk, “Onlara bu olayın ev seçimlerini etkileyip etkilemediğini, çocuklarını park-bahçe gibi oyun alanlarına çıkarmakta bu olayın etkisi olup olmadığını, çocuğunuzu yine şeker bayramında şeker toplamaya gönderir misiniz, bu olay çocuğunuzun okula ulaşımını değiştirmede etkili oldu mu, okul tercihinde etkili oldu mu gibi sorular sorduk. Yani toplumun yaşantısında bu olayın nerelere dokunduğunu sorduk. Sonuç olarak ailelerin bu olaydan sonra güvenliği olan sitelere ya da müstakil evlere taşındıklarını, çocuklarını okula gönderirken toplu taşıma ya da servisten ziyade kendi özel araçları ile götürdüklerini, şeker bayramında çocuklarını ziyarete göndermediklerini, çocuklarını park ve bahçelere gönül rahatlığı ile gönderemediklerini gördük” diye konuştu. Halil Öztürk, projenin sonunda, ebeveynlere travmaya dair bilgilendirilme yapılması ve çocukların oynadığı park ve bahçelerde güvenlik kameralarının bulundurulması gibi çözüm önerileri sunduklarını sözlerine ekledi.

VELİLER NE OKULA, NE SERVİSE, NE DE ÇEVREYE GÜVENİYOR
Projede görev alan öğrencilerden İmtisal Mercan Açıkgöz ise olayın toplumdaki etkilerini fark etmeleri üzerine konu üzerinde çalışma yapmaya karar verdiklerini belirtti. Ailesinin olaydan sonra Kayseri’ye taşındığını ve boş ev olmasına rağmen, olay bölgesinde ev kiralamayı tercih etmediklerini kaydeden İmtisal Mercan Açıkgöz, “Bu olay sadece Kayseri’yi değil, Türkiye’yi etkilemiştir. Bu olayla birlikte en çok etkilenen durum ise şeker toplama geleneğimiz olmuştu. Artık hiçbir veli çevreye güvenemez oldu, komşulara güven azaldı. Proje arkadaşım o mahallede oturuyordu, biz de bunu fark edince toplumdaki etkilerini araştırmak istedik. Bu konuda velilere anket yaptık. Veliler, çevreye olan güvenlerinin azaldığını, daha stresli olduklarını ifade etti. Hatta mahallede o korkuyu ve huzursuzluğu hissedince taşınanların olduğunu gördük. Proje beni çok etkiledi, Bu kadar derinden etkilenen insanlar beklemiyorduk. Üzerinden 6 yıl geçince bu projeyi yaptık ama etkileri hala gözlemleniyordu. Bu durum beni şaşırttı. Bir velinin, ne okula, ne servise, ne de çevreye güvenmediğini söylemesi beni çok etkiledi” ifadelerini kullandı.

NE OLMUŞTU?
Ahmet Tuna Tekin, Dilruba Tekin kardeşler ile arkadaşları Türkan Ay, 2009 yılının Ramazan Bayramı’nda her yıl olduğu gibi şeker toplamaya çıktı ve kayboldu. Çocukların izine 1.5 yıl sonra Emniyet Gene Müdürlüğü’nde oluşturulan özel bir ekibin yaptığı çalışmalar sonucunda ancak ulaşıldı. Polis ekiplerince, şüpheli bulunarak gözaltına alınan 35 yaşındaki Uğur Veli Gülışık, yapılan sorgulamalardan sonra çocukları öldürdüğünü itiraf etti. Sanığın itirafları üzerine üç talihsiz çocuğun cesedine, Yozgat'ın Çayıralan ilçesine bağlı Aşağı Yahyasaray köyü Yahyasaray Barajı yakınlarında yol kenarında, sanığın gömdüğü yerde ulaşıldı. Tutuklandıktan sonra cezaevinde intihar girişiminde bulunan Uğur Veli Gülışık'a yapılan yargılama sonrasında 3 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmişti.