Kayseri Barosu Başkanı: 10 Ocak Çalışamayan Gazeteciler Günü oldu!

Kayseri Barosu Başkanı Cavit Dursun, 10 Ocak ÇalışaN Gazeteciler Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, 'Demokratik hukuk devletlerinde basın, vatandaşın sigortası, hakların teminatı, özgürlükler ve fikir hürriyetinin ise garantisidir' dedi. Dursun, 10 Ocak'ın Çalışamayan Gazeteciler Günü haline dönüştüğünü de belirterek, 'Basın ilan kurumu uygulamaları, RTÜK cezaları, soruşturmalar, iktidar baskıları ve ekonomik dayatmalar basını yandaş olmaya, çaresizce teslim olmaya zorlamaktadır' diye konuştu.

Kayseri Barosu Başkanı: 10 Ocak Çalışamayan Gazeteciler Günü oldu!
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

“Gazetecilerin ve basının, bundan 60 yıl önce yaşamsal haklara kavuşmasının yıldönümü olan 10 Ocak, aslında basın emekçileri için unutulmaması gereken tarihidir” diyen Kayseri Barosu Başkanı Cavit Dursun, “Basın mensuplarına iş güvencesi, çalışma özgürlüğü getiren ve sendikalaşmanın önünü açan 212 Sayılı Yasa, 10 Ocak 1961 tarihinde yürürlüğe girdiğinde, basının gücü artmış ve gazeteciler haklarına kavuşmuştu. 1971’den günümüze, ÇALIŞAN Gazeteciler Günü olarak anılan her 10 Ocak, önceden coşkuyla kutlanıyordu. Ta ki demokrasilerde yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü kuvvet olan basın etkisizleştirilip, gazetecilerin elde ettikleri hakları teker teker ellerinden alınıncaya kadar... Son dönemlerde dayatılan koşullarla 10 Ocak’lar, ‘Çalışan Gazeteciler Günü’ olmaktan çoktan çıkıp, adeta ‘Çalışamayan Gazeteciler Günü’ oldu. Kutlamanın yerini hüzün, değerlerin yok oluşu, hakların elden alınması, baskı, işten çıkartma, ceza, yaptırım ve kartelleşme ve siyaset aldı. Medyamız bugün ekonomik ve siyasal kuşatma, ifade ve basın özgürlüğü ise saldırı altındadır. Aralarında ulusal yayın yapanların da bulunduğu yüzlerce gazete ve televizyon bu süreçte kapandı, her gün sayıları artan ‘işsiz gazeteciler ordusu’ ise on binleri aştı. Basın ilan kurumu uygulamaları, RTÜK cezaları, soruşturmalar, iktidar baskıları ve ekonomik dayatmalar basını yandaş olmaya, çaresizce teslim olmaya zorlamaktadır. En son olarak, sadece 26 gün yayın yapabilen OLAY TV’nin, gördüğü baskı sonucu yayın hayatına son verdirilmesi, basın tarihimize kara bir leke düşürmüştür. Medyada ‘tek ses’ isteyen siyasi anlayışın gazabına uğrayarak, yayın hayatından çekilen Olay TV’nin kapanması, ifade ve basın özgürlüğüne ağır bir müdahaledir. Nitekim kanal yöneticileri, kapanış yayınında iktidar müdahalesini açıkça dile getirmiştir. Ekranın karartılmasıyla işsiz kalan 180 basın emekçisi için de üzüntümüz katlanmıştır. Tüm bu yaşananların yerine, gazetecilerin iş güvencesi ve özgür çalışma koşulları başta olmak üzere, ellerinden alınan haklarının geri verildiği, ifade ve basın özgürlüğünün evrensel standartlara kavuştuğu, 10 Ocak’ların Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutlanacağı yılların özlemi içinde, umudumuzu asla yitirmeden mücadeleye devam edilmesi gerekmektedir. Bütün bu olumsuz ve menfi şartlara rağmen ; Kalemini satmadan, tetikçilik yapmadan, seçim, güç ve iktidar savaşlarına taraf olmadan, paranın esiri olmamış, çetelere boyun eğmeyen, Halkın doğru, tarafsız, objektif ve yorumsuz haber alma hakkına sahip çıkan,  İnsanların özel hayatı ve kişisel hakları ile şeref ve haysiyetlerine saygılı, Basın meslek ahlak kurallarına inanmış ve basın özgürlüğüne inanarak farklı düşüncelere de tahammül etme erdemini gösteren, onur ve şeref sahibi tüm Gazetecilerimizin ve Basın Çalışanlarımızın gününü kutluyorum”