İşte yürek burkan Avşar Sürgünü

İngiltere Kayseri Konsolosu'nun raporu Avşar tarihine ışık tutacak… İşte Avşarların 1849'da Bozok'a yürek burkan sürgünü…

İşte yürek burkan Avşar Sürgünü

Avşarların 1849 yılında yaşadığı talihsiz olaylarla ilgili İngiltere Kayseri Konsolosu’nun Sürgün Raporu Avşar tarihine ışık tutacak… 

avsarlar_tarihi adlı İnstagram sayfasından Avşarların 1849 yılında Bozok'a sürgün edilmeleri sürecine ilişkin olarak İngiltere'nin Kayseri Konsolosu Henry Suter'in İstanbul'da bulunan İngiliz Büyükelçisi Stratford Cunning'e ilettiği rapordan bir bölüm yayınlandı.

Bu bilgiler Avşarlar Tarihi sosyal medya hesabı İnstagram sayfasında şu açıklamalarla paylaşıldı: 

“Avşarların 1849 yılında Bozok'a sürgün edilmeleri sürecine ilişkin olarak İngiltere'nin Kayseri Konsolosu Henry Suter'in İstanbul'da bulunan İngiliz Büyükelçisi Stratford Cunning'e ilettiği rapordan bir bölüm okuyacaksınız.

Avşarlara yönelik tutumun izlerini Dadaloğlu'nun şiirlerinde bulsak da bunları arşiv belgelerinde görmek tabii olarak pek mümkün olmuyor, bu yönü ile İngiliz diplomatların kendi aralarındaki bu yazışmalar Avşarların tarihine ışık tutacak nitelikte.

Söz konusu belgeler İngiliz Ulusal Arşivinde FO 78/835 referans numarası ile bulunabilir.

Bu vesile ile Dadaloğlu'nun Bozok sürgününde yazdığı şiirini anımsayalım:

"Yara yara bir kavgaya girmedik Sağa-sola kılıçları vurmadık At üstünde döğüşerek ölmedik Ok değmeden gözlerimiz kör oldu.

***

Birden kapıştılar kulunu tayı Kani garrah oldu yoksulu bayı Böyle sağ gezmeden ölmemiz iyi Mahşerece söylenecek şor oldu
***

Bütün iskan oldu Avşarlar Kürtler Yürekten mi çıkar ol acı dertler Mezada döküldü boyn'uzun atlar At vermemiz iskanlıktan zor oldu

***

Öğüt versen öğütlerden almayan Çağırınca mencilise gelmeyen Yurtlarının kıymetini bilmeyen Her birisi bir kötüye kul oldu

***

Der Dadaloğlu'm da sözün sırası Yara biter bitmez dilin yarası Mağırıbınan maşırığın arası Size bol da bizim ele dar oldu

İŞTE İNGİLİZ KONSOLOSUN AVŞARLAR RAPORUNUN YER ALDIĞI O PAYLAŞIM

avsarlar_tarihi adlı İnstagram sayfasının anlatımıyla İngiliz Konsolosun Avşarlar raporu şöyle:

“İngiliz Konsolosu Henry Suter'in Büyükelçi Stratford Canning'e Avşarların Osmanlı Devleti tarafından Bozok'a sürülmesi sırasında yaşananlar ile ilgili olarak gönderdiği Eylül 1849 tarihli raporundan bu çarpıcı kesitin çevirisini okuyunca Dadaloğlu'nun bu sürgünde yazdığı şiirinde neden

Birden kapıştılar kulunu tayı

Kani garrah oldu yoksulu bayı

Böyle sağ gezmeden ölmemiz iyi

Mahşerece söylenecek şor oldu

dediğini çok daha iyi anlayacaksınız.

İngiliz Dışişleri Bakanlığı arşivlerinde bulduğumuz bu belgenin orijinal nüshasına ait görüntüleri çevirinin devamında görebilirsiniz.

"Ani şekilde ve sıklıkla yiyecek bir şey verilmeden çok uzun mesafeleri yürümeye zorlanan yaşlı kadın ve erkekler ile çaresiz çocukların yarattığı manzara içler acısıydı. 

Eşyalarını ve sürülerini yanlarına almalarına izin verilmiş olsa da bunların büyük kısmının haksız şekilde ellerinden alındığı ve yağma edildiği yönünde çok sayıda şikâyet söz konusuydu. Bu düşüncesizce gerçekleştirilen göçün yarattığı kayıpların yanı sıra, şikâyet konusu olan başka bir husus da kabilelerin tam da hasat zamanında ekinlerini toplayamadan sürülmekte oluşuydu. 

Bunun kaçmaları için fırsat vereceği bahanesi ile ekinlerin toplanması için iletilen dilekçelerin hiçbiri dikkate alınmadı. 

Hatta öğrendiğim kadarı ile ekinlerin daha tarladayken mezat yolu ile satılarak sahiplerinin zararının azaltılması ve bunların bir kısmının öşür olarak tahsili de Vecihi Paşa tarafından reddedilmişti.

Bu yolun izlenmesindeki amacı tahmin etmek güç ancak söz konusu operasyonlar esnasında işlenen usulsüzlükler ve buna katılanlarca dolaylı olarak elde edilen kazançlar kamuoyu nezdinde de yorumlara sebep olmaktadır. Paşanın bu yaşananlarda doğrudan payı yok gibi görünse de herkes kendisinin söz edilen bu iki hususta da en büyük iştirakçi olduğu kanaatindedir. 

Yine de kimse, yukarıda ifade edilen ve Paşaya da fayda sağlamayacak olan bütün bu gereksiz kayıpların hangi amaç için gerçekleştirildiğini tahmin edememektedir.

Avşar Beyleri aşiretlerinin barışçıl şekilde teslim olmasına muhalefet ettikleri gerekçesi ile tutuklanmış durumdadır. 

Ancak, gerçekte bu tutuklamaların bizzat Paşanın kendi subayları tarafından gerçekleştirilen suiistimallerin üstünün örtülmesi amacı ile gerçekleştirildiğini ve bu sebeple Paşanın adamları ve Avşarlar arasında çıkan bir çatışmada Avşarların bir bölümünün çocuklar da dahil olmak üzere katledildiklerini öğrenmiş bulunuyorum.

Kamptayken beylerin bazılarının aileleri, serbest bırakılmasalar bile en azından bunların boyunlarından ve bacaklarından zincire vuruldukları, nöbetçilerin izni olmadan kıpırdamalarına dahi müsaade edilmeyen bu aşağılayıcı ve ağır mahpusluğun biraz rahatlatılması için araya girmem konusunda ricada bulundular.

Bunların içinde bulunduğu durumu bizzat kendim gördüm; bazıları hasta olmasına karşın tam altı haftadır kalabalık halde küçük bir çadıra doldurulmuş ve yakıcı güneşin altında hapsedilmiş durumdaydılar. Kendileri için benden yardım istenen bu kişilerin en azından birinin üzerine atılı suçlar ile hiçbir ilgisi olmadığı hususunu da araştırarak teyit ettim.

Konu hakkında bilgi sahibi olan birçok insanın ve esirlerin vasisi konumunda olan kişinin bana yukarıda bahsettiğim ve Paşanın subaylarınca işlenen kabahatler konusunda verdikleri teminatlar neticesinde, bu kişilere yönelik olarak sergilenen bu katı tutumun bir miktar olsun iyileştirilmesi hususunda çaba göstermeyi bir insanlık görevi olarak kabul ettim.

Paşa, kendisi ile konuştuğumda, esirlerin kaçabileceği gerekçesi ile bunun yapılamayacağını önesürdü. Ancak, 300 kişilik bir süvari birliğinin ortasında bulunan ve etrafı silahlı nöbetçiler ile çevrilmiş bu kişilerin kaçması kesinlikle mümkün değildi. En azından görünürde, öne sürdüğü bu abes bahaneden utanan Paşa esirlerin zincirlerinin çözülmesine rıza gösterdi. Paşa bu kişilere bir daha zincir vurulmaması konusunda söz de verdi ancak hemen birkaç gün sonrasında temelsiz bazı gerekçeler bahane gösterilerek esirlerin tamamı daha önceki müsamahasız tutukluluk koşullarına geri döndürüldü.

Bu adımın koşullar ne olursa olsun meşru kabul edilemeyeceği açık olup, Paşanın adamları tarafından dokunulmazlık içinde işlenen daha birçok başka suiistimaller, şiddet eylemleri ve aşırılıklar olduğu yönünde bilgiler tarafıma iletilmiştir. Bunlar doğrudan Vecihi Paşa'nın yönlendirmesi ile yapılmıyorsa dahi onun bilgisi dışında olması mümkün değildir."

Flaş! İngiltere Kayseri Konsolosu'nun Avşar Sürgünü Raporu yayınlandı

Flaş! İngiltere Kayseri Konsolosu'nun Avşar Sürgünü Raporu yayınlandı

Flaş! İngiltere Kayseri Konsolosu'nun Avşar Sürgünü Raporu yayınlandıFlaş! İngiltere Kayseri Konsolosu'nun Avşar Sürgünü Raporu yayınlandıFlaş! İngiltere Kayseri Konsolosu'nun Avşar Sürgünü Raporu yayınlandı