TÜM YAZILARI SON GÜNCELLEME: 20 Eylül 2017 19:35
Türkiye'de, İslam Dini'nin tek resmi kurumu Diyanet İşleri Bakanlığı'dır.
Laik ülkelerde, din insanların beyninde, gönlünde ve kalbindedir.
Ancak Atatürk, hurafelerin dinleştirilmemesi, doğru İslamın topluma anlatılmasını sağlamak için Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kurdurmuştur.
Elmalılı Hamdi'ye sipariş ettiği Kur'an Tefsirinin parasını cebinden ödeyerek aslında, Devlet ile Din'in ayrı değerler olduğunun mesajını da vermiştir.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez neden görevini bırakmak zorunda bırakılmıştır, buna bir bakalım.
Fetullah Gülen'e yazdığı mektup yüzünden değil mi?
Peki yerine gelen zat kim.
Hiçbir resmi görevi bulunmadığı halde Akıncı Üssü'nden darbeyi yöneten, koca koca generallerin karşısında selam çaktığı bir üniversite hocası olan Adil Öksüz'ü Doktor yapan tez kurulundan, ayrıca KADİP/Kültürlerarası Diyalog Platformunun yönetim kurulu üyesi, FETÖ'nün Abant Toplantıları'nın müdavimlerinden biri.
Adil Öksüz ayrıca, Prof. Dr. Ali Erbaş'ın da görev yaptığı üniversiteden.
Adil Öksüz'ün Doçentlik Tezinin altında kimin imzası var, Prof. Dr. Ali Erbaş'ın..
Yeniçağ Gazetesi'nin paylaştığı bir videoyu izledim dün sabah.
Ali Erbaş, “Cumhuriyetin ilk yıllarında Karadeniz köylerinde, köylüler İmamımızı jandarma alıp götürmesin diye nöbet tuttuyordu, kaçak Kur'an Kurslarında eğitim saati sonrası köylüler Kur'an-ı Kerim'leri evlerine götürmeyerek, duvarda taşın altına saklıyordu” diyor..
Konuşmasını izlerken, dilimden ‘Lanet olsun sana ve senin gibi yalanı din gibi satanlara' sözleri döküldü.
Anlattıklarını dinlerken, Cumhuriyet'in, Atatürk'ün, Laikliğin, Demokrasinin Ali Erbaş ve Ali Erbaş kafalı yobaz bozuntularında yarattığı kini ve nefreti bir kez daha görme imkanı buldum.
İşte bu adama emanet edildi, ülkenin tek din kurumu olan Diyanet İşleri Kurumu..
Yani, FETÖ'nün polis örgütlenmesini yazan 'İmamın Ordusu'nun yazarı Ahmet Şık'ın FETÖ'yle suçlandığı, FETÖ'yü ekranlarda suçlayan Kadri Gürsel'in telefonunda Bylock olan isimlerden aldığı basmakalıp mesajlarla FETÖ'ye bağlandığı, FETÖ ile ilgisiz olduğu açık olan birçok akademisyenin KHK'larla sorgusuz sualsiz üniversiteden atıldığı Türkiye'de, darbenin mimarlarından Adil Öksüz'ü 'doktor'yapan çalışma arkadaşı Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanı oldu.
Keşke biraz Adil Öksüz'ü anlatsa, ama herkese FETÖ dersleri verecek!
Şimdi sormak gerekmez mi sevgili dostlar..
Sahi, 15 Temmuz darbesi başarılı olsa, Ahmet Şık nerede Ali Erbaş nerede olurdu?
Gerçekten 15 Temmuz başarısız mı oldu?
Devam edelim dün sabahın haberlerine.
Başlık, “Isparta'da açılan öğrenci Yurdu'na, Bediüzzaman” adı verilmiş..
Yani Fetullah Gülen'in her fırsatta eserlerinden örnekler verdiği, Fetullah Gülen'in ‘İdölüm' dediği Said-i Nursi'nin adını taşıyan yurtta yetişecek geleceğin yöneticileri.
Zaten belli tarikatların bakanlıkları bölüştüğü, Sağlık Bakanlığı'nın ambülans uçaklarının kuyruklarına GVS, yani Menzil Şeyhi'ni tanımlayan Gavs'ın çoktan yazıldığını gördük.
Evet bu milletin sağduyusu, Fetullah Gülen İhanet Kalkışmasını, meydanlarda ‘Demokrasi'ye sahip çıkarak engelledi.
Ama yaşananlara, yapılanlara bakıldığında, hükümetin hedef menzile, yanına başka yol arkadaşları alarak son hızla ilerlemeye başladığını görüyoruz.
Ondandır, Kur'an-ı Kerim'deki din yerine, hurafelere, şeyhlere derviş bozuntularına dayalı bir İslam'ın empoze edilmesini teşvik etmesi, ses çıkarmaması.
Bu kafayla, yeni 15 Temmuz'lar yaşamaya hazır olun..
Ve şunu da unutmayın.
15 Temmuz 2016'da Fetullah Gülen, Hümeyna gibi getirilip ülkenin başına oturtulamadı, ama kadrolaşması devam ediyor, hem de iktidar eliyle.
Şaban Dişli'lerin, Ali Erbaşlar'ın, Pensilvanya'ya uçak kaldıranların, köşe başlarına yerleştirilmesinin başka izahı olabilir mi?