ÇARE ÜRETMEKTİR..
TÜM YAZILARI SON GÜNCELLEME: 17 Ağustos 2018 13:09
Çok değil, 3 ay önce dolar 5 lirayı aşar mı diye sormuyor muyduk?
Çok değil, tam bir ay önce, yanı 15 Temmuz 2018'de dolar kuru 4.90 değil miydi.
Bir gecede 7 lira 20 kuruşa fırlamamış mıydı.
Şimdi 5.80 ila 5.90 aralığına parketti diye neredeyse bayram edeceğiz.
Katar Emiri ile Sayın Cumhurbaşkanı ceketlerini çıkarıp çalışma yemeğinde bir araya geldiler diye neredeyse zil takıp oynayacağız.
Doların ateşi düştü diye neredeyse teneke çalacağız.
Peki o yüksek ateşin ülke ekonomisi üzerinde yarattığı tahribatı hiç hesapladınız mı.
1 ayda, evet bir ayda Türk Lirasının yüzde 25 değer kaybettiğinin hala farkında değil misiniz.
Katar Devleti Türkiye'ye 13 milyar dolarlık yatırım yapacak diye tüm sorunlarımızı unutuverdik.
Ben söyleyeyim, bu para karşılığında ülkenin ekonomik can damarlarından bir ikisini emanet edeceğiz Katar'a, yani satacağız.
Kim bilir emir efendi gözüne hangi bölgeleri kestirdi, ya da hangi kurumlarına talip olacak ülkenin.
Peki 13 milyar Türkiye ekonomisinin açılan büyük yarasını kapatacak mı?
Cevap net ve kesin;
Hayır.
Peki 4,5 liradan 6 lira bandına fırlayan doların ülkenin üzerine çökmesine neden olduğu kara bulutlar ne olacak.
İlk sinyal ben bu satırları yazmaya başladığımda geldi bile.
‘Akaryakıt ürünlerine yüzde 9 ÖTV Zammı' diye duyurdu ajanslar haberi.
Dolar ödeyerek ülkemize gelen ithal ürünler depolarda bekliyor.
Cam ve Plastik kapı pencere fiyatlarına üretici firmalar yüzde 19 zam yaptılar, buna rağmen piyasada mal bulunmuyor.
Daha sıra nohuta, peynire, buğdaya, gelmedi bile.
Bırakın lüks AVM ve Marketleri, semt pazarına çıkın da filenizin kaça dolmaya başladığını uygulamalı olarak kendiniz görün.
Kızılay, doların kafayı yemesi üzerine kurbanlık bağış rakamlarını net 200 lira artırmak zorunda kaldı.
Bayram haftasındayız, bazı sıkıntıları bayram sonrasına öteledik.
Hala bazı zeka özürlüler, 5-7 bin TL'ye aldıkları cep telefonlarını balyozla kırarak doların düşeceğini sanıyorlar.
Hala bizi yönetenler, sıcak ve borç parayla ekonomiyi döndüreceklerine inanıyor, döndüreceklerini sanıyorlar.
Hala bol bol park inşa edip, bedava çay ve kek dağıtarak toplumun zamları hissetmeyeceğine inanın bir ekonomi anlayışımız var.
Beyler, emperyalizm denilen canavar, sağlam devletlerin bünyesine sızamaz, sızmaya kalkıştığında anında bertaraf edilir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, neredeyse 100 yıl önce borçla yaşamanın sonunu şu sözlerle özetlemedi mi;
'Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.'
Biz ise atlattığımız dolar musibetine rağmen, hala çalışmayı, üretmeyi, yorulmayı aklımızın ucundan bile geçirmiyoruz.
Artık üretmeyi yeniden keşfetmek, artık öz kaynaklarımıza dönmediğimiz sürece ekonominin borç parayla döndürülemeyeceğini görmek zorunda değil miyiz?
Milletçe umutlarımızı bağladığımız Katar, ABD'nin ortadoğudaki piyonudur ve öyle bir an gelir ki, sizi Pazar tezgahında satar.
Hala farkında değil misiniz?
Çare bağımsızlıktır, çare ekonomik bağımsızlıktır, çare çağdaş medeniyet seviyesi ile yarıştır ve bunların hiç birini Katar Parası ile yapamazsınız.
Unuttunuz mu?
Suudi Kralı için bu iktidar iki günlük milli yas ilan etmişti.
Şimdi ne durumda ilişkilerimiz.
“Ne Şam'ın Şekeri, ne Arabın yüzü” demediğimiz sürece, özümüze dönmedikçe, Katar'dan geleceği açıklanan 13 milyor dolar bu ülkenin yandaş müteahhitlerinin çerez parasına bile yetmez.
Önce üretmeyi yeniden öğrenmeliyiz.
Sonra çalışmayı yeniden keşfetmeliyiz.
Daha sonra eğitim seferberliğinden başlamak üzere, kendi yaralarımızı kendimiz sarmayı alışkanlık haline getirmeliyiz.
Bunları yapamadığımız sürece, haysiyet, hürriyet, istiklal ve istikbalimiz hep risk altında olacaktır, hep risk altında kalacaktır.