
TURŞU KURMAK..
Ahmet ZORLU
Anadolu Mutfağının en sevilen iştah açısıdır turşu..
Yazdan, pişmiş topraktan yapılan çanaklarda kurulurdu eskiden.
Şimdi ise cam kavanozlarda bile kurulur hale geldi.
Olmazsa olmazı hıyardır turşunun..
Özenle seçilir turşuluk hıyarlar.
Tek tip olması ve dizdiğinizde aralarında fark olmaması gerekir.
Kıçı bir yana, başı bir yana gitmiş, göbekli olanları bazen turşuluk hıyar olduklarını ve turşuluktan başka bi boka yaramayacaklarının idrakine varamayınca, mayalandıkları kavanozda toz pembe hayallere dalar, kavanozun içindeki diğer hıyarları da bozarlar.
Ondandır, turşuluk hıyarlar seçilirken, diğer hıyarları da işe yaramaz hale getirmesin diye, özenle seçilirler..
Yani hıyar turşusu kurmanın püf noktası, hayırların düzgün olmasıdır.
Devlet kurmak ise ayrı bir ciddiyet ister.
Yeni bir devlet kurmanız için, önce yaşadığınız toprakların sizden öncekiler tarafından emperyalizme peşkeş çekilmesi gerekir.
Hayranı olduğunuz Vahdeddin, Abdülhamit gibi insanlar tarafından.
Ve çıkıp ülkenin bir ucundan başlayıp, milletinizin gönlünde bağımsızlık ateşini yakmanız gerekir.
Sonra, ‘Para yoksa bulunur, Ordu yoksa kurulur’ diyerek, inanmış bir avuç vatansever ile ve yeni bir ruhla ülkeyi nakış nakış örerek, size olan inancı pekiştirerek, önce yeni bir ordu, sonra yeni bir devlet için kolları sıvamanız, imkansızlıklar içinde milletten kopmadan, tepeden bakmadan, lüks ve safahata dalmadan kah cephede, kah masada başkaldırıyı örgütlemeniz gerekir.
Daha sonra da ülkenin topraklarını, gaflet ve dalalet, hatta ihanetiyle İngilize, İtalyana, Yunana, Fransıza terk eden sözde yönetenlere başkaldırmanız, hemen ardından da, size inanmış Anadolu İnsanına ‘Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum’ diyecek kadar halkınızla bütünleşmiş olmanız gerekir.
Arkası gelecektir.
Yeter ki sizde o inanç ve o iman olsun..
Bitti mi hayır kardeşim bitmedi.
Yeni bir devlet için bir toprak parçasını düşmandan temizlemek de yetmez.
Sonra yüreklerinde bağımsızlık ateşi yaktığınız, size inanan ve ölüme Allah Allah nidaları ile giden milletinize ülkeyi teslim etmeniz de gerekir.
Onları kadını ile erkeği ile ülke yönetiminde söz sahibi yapmanız, yani demokrasiyi inşa etmeniz gerekir.
Şimdi anladın mı, devlet kurmayla turşu kurmayı birbirine karıştırmayı
Devlet kurmak için fırtınalı denizlerde, ömrünü doldurmuş vapur bozması ile önce Samsun’a çıkmak lazımdır.
Samsun’a çıkarak, emrinde 3 ayrı havaalanında 3 ayrı uçak bekleterek olmaz devlet kurmak..
Hele hele, devleti yıkma girişiminde bulunanlarla kol kola devleti dinamitletip, devletin anahtarını onlara teslim edip, sonra da çıkarlar çatışınca yollarınızı ayırarak, yeni bir devlet kuramazsınız.
Eğer öyle bir imkân olsaydı, Türkiye Cumhuriyeti’ni Atatürk değil, Vahdettin yeniden kurardı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tapu Senedinin altında Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Türk Milletinin imzası vardır.
Bu Tapu Senedini yok saymaya kalkışan, kim olursa olsun karşısında imanlı, inançlı, demokrat Türk Milletini bulacaktır.
Yani sen kursan kursan turşu kurar, turşu kavanozunun içinde kıçı başı oynayan bir salatalık olur, içinde bulunduğun kavanozdaki turşuyu yenmez hale getirirsin, o kadar.
Bu turşuyu kuracakların Kayseri Topraklarında yetişmesi ise ayrı bir dert..
Yani kardeşim, demek istediğim Devlet Kurmak turşu kurmaya benzemez.
Allah bu ülkeye ve bu millete yeni bir devlet kurmayı gerektirecek esareti, ihaneti, hıyaneti bir daha göstermesin..
Ve ‘Yeni bir devlet kuruyoruz’a tepki gösteren günümüzün muktedirleri.
İki süslü lafla bu iş olmaz.
Eğer gerçekten “Yeni bir devlet kuruyoruz’u siz söyletmediyseniz, disiplin mekanizmasını devreye sokun.
Çünkü sokaktaki insan, Türkiye’nin gündemini değiştiren bu söylemin, sahibinin sesi tarafından, sahibince seslendirilttiğine inanıyor.
‘Kendi görüşleridir’ söylemi, kolaycılığın siyasetteki kaçamağıdır.
Geçmişte çok sayıda kullanılmış ve çöpe atılmış siyasetçi vardır bu ambalaja sarılan.
Destek bulduğunda, ‘bizim görüşümüzdür’, tepki gördüğünde ‘Kendi görüşüdür’ öyle mi?